YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/613
KARAR NO : 2023/4426
KARAR TARİHİ : 26.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/594 E., 2016/27 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma, basit tehdit
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2016 tarihli ve 2015/594 Esas ve 2016/27 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma ve basit tehdit suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04.01.2021 tarihli hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; her iki suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.”..sanık savunmaları, müşteki anlatımı,güvenlik kamerası görüntüleri ve tüm dosya kapsamı birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde sanığın savunmasının aksini ortaya koyan atılı tehdit suçunu işlediğine dair katılanın suçlamaya yönelik soyut beyanı dışında delilinin bulunmamasına, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ise suçun yasal tanımında yer alan seçimlik davranışların sanık tarafından yapıldığına ve ayrıca davranışları sanık tarafından kanunun aradığı anlamda sırf huzur ve sükunu bozmak özel kastı ile hareket ederek gerçekleştirdiğine dair delilin bulunmaması nedeni ile her iki suçtanda sanığın beraatine karar verilmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur,
2.Sanık savunmasında “… suç tarihinde önce yurt dışında çalışmaya gittim. Bu nedenle eski eşim … ile aramızda huzursuzluk başladı. Bu geçimsizlik boyutu 18/02/2015 tarihinde boşanma ile sonuçlandı. Boşanmadan önce 2014 Aralık ayından itibaren kendisi ile ayrı yaşamaya başladım. Sigara tiryakisiyim. Bu nedenle 2014 yılında Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine giderek sigaradan kurtulmak için tedavi oluyordum. Söz konusu hastanede veya çevresinde ayrı yaşadığım daha sonra da boşandığım eşim ile kesinlikle karşılaşmadım ve iddianamede belirtilen tehdit içerikli sözleri de kesinlikle kendisine sarf etmedim. Hiçbir şekilde huzurunu bozmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum. Savunmam bundan ibarettir. Eşimle bir defaya mahsus karşılaştım. Çocuk meselesinden dolayı karşılıklı konuşmak istedim. Ancak bana herhangi bir cevap vermedi. Bunun dışında aramızda herhangi bir diyalog olmadı.”şeklinde savunma yapmıştır.
3.Katılan beyanında “…sanık ile Şubat 2015 ‘de boşandıklarını, evliliklerinden müşterek kızları olduğunu, yasa ve teamül gereğince sanığın hakkı olduğu süreçler içinde kızı ile irtibatını sağladığını, kısıtlama getirmediğini, ancak sanığın bunun dışında kızını istediğinde okul ve öğrenim durumundan olumsuz etkilenmesin diye bunlara engel olduğunu, ayrıca kendisinin Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde idari bölümde çalıştığını, sanık …’un ise sigara içtiğinden dolayı bu hastanenin nizamiye kısmında bulunan bölümde tedavi gördüğünü, halbuki bir defasında iç tarafta olan kendisinin çalıştığı yere gelerek karşında kendisini görünce ” hala boşandığımızı mı sanıyorsun, …. sen gününü göreceksin…boşandık diye herşey bitmiş sanma, başına neler gelecek bak” diyerek basit tehditte bulunduğu, sanık hakkında şikayetçi olduğunu” belirtmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanıklar hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair, savunmasının aksine, şüpheden uzak, mahkumiyete yeter derecede kesin delil mevcut olmadığı anlaşıldığından, mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2016 tarihli ve 2015/594 Esas ve 2016/27 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.10.2023 tarihinde karar verildi.