Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/61 E. 2023/2393 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/61
KARAR NO : 2023/2393
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/235 E., 2022/308 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Dairemizce verilen bozma kararı üzerine mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 04.01.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının adam öldürme suçundan 06.08.2009 tarihinden 13.07.2010 tarihine kadar tutuklu kaldığını, yapılan yargılama neticesinde hakkında beraat kararı verildiğini, davacının tutuklanmadan önce inşaat ustası olarak çalışması nedeniyle aylık 2.000,00 TL geliri olduğunu ve üzerine atılı suçun niteliği ve haksız tutukluluk nedeniyle manevi sıkıntılar yaşadığını beyan etmiş, tüm bu nedenlerle 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 05.02.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; usule uygun olmayan dilekçenin reddi gerektiğini, davanın süresinde açılıp açılmadığının, davacının tazminat isteyemeyecek kişilerden olup olmadığının, muhakemenin iadesi yoluna gidilip gidilmediğinin ve haksız bir tutukluluk olup olmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu ve tutuklamadan faize hükmedilemeyeceğini beyan etmiştir.

3. Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli ve 2016/36 Esas, 2016/227 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 6.435,00 TL maddi ve 9.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

4. Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli ve 2016/36 Esas, 2016/227 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 04.04.2022 tarihli ve 2020/11873 Esas, 2022/2545 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hükmedilen maddi tazminatın fazla, manevi tazminatın eksik olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

5.Bozma kararı üzerine Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.09.2022 tarihli ve 2022/235 Esas, 2022/308 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 6.335,00 TL maddi ve 12.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 25.12.2022 tarihli tebliğnamesi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğuna, faizin tahliye tarihinden itibaren başlatılması gerektiğine ve davanın reddedilen kısmı bakımından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “davacının 06/08/2009-13/07/2010 tarihleri arasındaki toplam 341 günü haksız olarak tutuklulukta geçirdiği, bu haliyle Anayasa ve ilgili mevzuatta güvence altına alınan kişi hürriyetinin ihlal edildiği, davacının manevi yönden kişilik haklarının ve bu kapsamda lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği anlaşılmış olup, bu hakların kullanılmasının kısmen veya tamamen engellenmesi durumunda “hukuk devleti” ilkesinin gereği olarak ilgililerin tazminat talep etmeleri tartışmasız olup, davacının ihlal edilen bu hakları sebebiyle CMK’nın 141 vd. maddeleri doğrultusunda maddi ve manevi tazminat talep edebileceği değerlendirildiğinden; davacının ekonomik ve sosyal durumu, ihlal edilen hakları nedeniyle yaşadığı manevi elem ve ızdırap ile manevi tazminatın zenginleşme aracı olmamasına yönelik olarak Yargıtay’ın manevi tazminat miktarının belirlenmesinde göz önünde tutulmasını istediği kriterler birlikte ele alınarak, davacının manevi tazminat talebinin takdiren 12.000,00 TL olarak belirlenmek suretiyle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise reddine; davacının göz altında geçirdiği süre içerisinde meydana gelen maddi zararının asgari ücret tarifesi dayanak alınarak yapılan hesaplama sonucu 6.335,00 TL maddi tazminatın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/32 Esas-2012/200 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürme suçundan 06.08.2009 – 13.07.2010 tarihleri arasında 341 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 06.10.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve tazminat talep edilebilmesi bakımından kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış ve davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

4.Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.09.2022 tarihli ve 2022/235 Esas, 2022/308 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2023 tarihinde karar verildi.