Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/609 E. 2023/2500 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/609
KARAR NO : 2023/2500
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1081 E., 2016/27 K.
SUÇ : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, Bozma

Sanık hakkında tehdit suçundan hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.

Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bucak (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 25.02.2014 tarihli 2013/306 Esas, 2014/141 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 3 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2. Bucak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.01.2016 tarihli 2015/1081 Esas, 2016/27 Karar sayılı kararı ile; Bucak (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 25.02.2014 tarihli 2013/306 Esas, 2014/141 Karar sayılı hükmünün sanığın 5 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle açıklanmasına, sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 3 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.12.2020 tarihli ve 2016/83619 sayılı, tehdit suçu yönünden temyiz isteminin reddi, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden dosyanın basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 3 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Bucak (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 25.02.2014 tarihli 2013/306 Esas, 2014/141 Karar sayılı kararının 15.04.2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip, sanığın denetim süresi içinde 05.01.2015 tarihinde 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hali ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği ve Bucak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 15.10.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin 11 inci fıkrası gereğince açıklanmasına dair kararı kapsayan dosya incelenmiştir.

A. Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
Hükmün tür ve miktarı itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ”kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçuna ilişkin olduğu, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu için 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan bir yıla kadar hapis” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan ”01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;

Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.

V. KARAR

A. Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanık hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin karar tarihi itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hüküm yönünden;
Başkaca yönleri incelenmeyen Gebze 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2016 tarihli ve 2015/388 Esas, 2016/28 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.09.2023 tarihinde karar verildi.