Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/444 E. 2023/1981 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/444
KARAR NO : 2023/1981
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/115 E., 2022/975 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.10.2015 tarihli ve 2014/492 Esas, 2015/569 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 13 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.10.2015 tarihli ve 2014/492 Esas, 2015/569 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 24.04.2019 tarihli ve 2017/9155 Esas, 2019/5555 Karar sayılı ilâmıyla özetle; sanığın alkollü olduğu halde idaresindeki araçla seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağındaki elektrik direğine çarpması neticesinde, aracında yolcu olarak bulunan mağdur …’nün ağır derecede kırık, mağdur … ve katılanın ise orta derecede kırık ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda, mağdurlar … ve …’in soruşturma ve kovuşturma aşamasında, katılanın ise soruşturma aşamasında alınan ifadesinde şikayetçi olmadıklarını beyan etmelerine karşın, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bilinçli taksirle nitelikli yaralama şeklindeki eylemin şikayete tabi olmadığı, yine soruşturma aşamasında mağdurlar … ve …’in sanıkla uzlaştığı, katılanla sanık arasında ise uzlaşma sağlanamadığı anlaşılmış ise de, 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin yedinci fıkrasında birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerektiğinin düzenlendiği anlaşılmakla, sanığın eylemin 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası ile 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının (b) bendi ile 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi, kabule göre de; 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olarak, 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasının, aynı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, katılanın vücudunda kemik kırığına neden olacak ve hayati tehlike geçirecek nitelikte yaralandığının kabul edildiği anlaşılmakla, uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bentleri yerine yalnızca (b) bendi olarak gösterilmesi; iddianamede, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmasının talep edildiği anlaşılmakla, ek savunma hakkı tanınması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının (b) bendinin maddelerinin uygulanmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı hareket edilmesi, gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.

4. Dairemizin bozma kararı üzerine Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2020 tarihli ve 2019/580 Esas, 2020/166 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 13 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2020 tarihli ve 2019/580 Esas, 2020/166 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 04.10.2021 tarihli ve 2021/1966 Esas, 2021/6523 Karar sayılı ilâmıyla özetle; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Ayrıca 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçede hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da, geçerli, yeterli ve yasal olması gerekmektedir. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, incelenen dosya kapsamında; bu ilkelere uyulmadan sanığa atılı suçun ne olduğu ve sübut delilleri irdelenmeksizin, delil tartışılması içermeyen kararla gerekçesiz olarak yazılı şekilde hükmün kurulması; Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.10.2015 tarih ve 2014/492 – 2015/569 sayılı hükmünün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, sanığın kazanılmış hakkı oluştuğundan, ilk hükümde sanık hakkında tayin edilen ceza miktarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, sanığın neticeten 13 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi, gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Dairemizin bozma kararı üzerine Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2022 tarihli ve 2022/115 Esas, 2022/975 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca infazın 13 ay 10 gün hapis cezası olarak yapılmasına karar verilmiştir.

7. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.02.2023 tarihli ve 2023/8910 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği;
1.Eksik inceleme sonucu usul ve yasaya aykırı karar verildiğine,

2.Alternatif cezaların ve cezanın ertelenmesinin değerlendirilmesi gerektiğine,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
1. Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “Dosya kapsamında bulunan deliller birlikte incelenerek değerlendirildiğinde; olay tarihinde sanığın sevk ve idaresinde bulunan 33 CEV 36 plaka sayılı … ile kaza yaptığı, kaza sonrasında … içerisinde bulunan …’nün ağır derecede kırık, mağdur … ve katılanın orta derece kırık ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda mağdurlar Melal ve …’in şikayetçi olmadıklarını beyan ettikleri görülmüş ise de; sanığın eylemini bilinçli taksir ile gerçekleştirdiği ve bu nedenle atılı suçun şikayete tabi olmadığı anlaşılmakla ve yine 21.02.2015 tarihli bilirkişi raporunun dosya içeriği ve olayın oluş şekli ile uyumlu olması ve sanığın asli kusurlu olduğu hususu dikkate alınarak sanığın birden fazla mağdur ve müştekinin yaralanması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan bilinçli taksir ile yaralama suçunu işlediği sabit kabul edilerek sanık hakkında alt sınırdan ayrılmak suretiyle ceza tayin edilmiş ve sonuç olarak sanığın usuli kazanılmış hakkının infaz aşamasında değerlendirilmesine karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

2. Kaza tespit tutanağı dosya kapsamında mevcuttur.

3. Sanık hakkında düzenlenen 18.06.2014 tarihli Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi raporunda, sanığın 132 promil alkollü olduğu belirtilmiştir.

4. Katılan … hakkında düzenlenen 06.08.2014 tarihli Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi raporunda; katılanın yaralanmasının, kişinin hayatını tehlikeye sokan bir durum olduğu, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu; mağdur … Şahan hakkında düzenlenen 24.07.2014 tarihli Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi raporunda; mağdurun yaralanmasının, kişinin hayatını tehlikeye sokan bir durum olduğu, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu; mağdur … hakkında düzenlenen 25.07.2014 tarihli 25 Aralık Devlet Hastanesi raporunda; katılanın yaralanmasının, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilmiştir.

5. Dosya kapsamında yer alan, 21.02.2015 tarihli, trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; sanığın aracının hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması sebebiyle aslî ve tam kusurlu olduğu, doktor raporunda belirtilen 132 promil alkol derecesi sebebiyle olayda bilinçli taksir şartlarının oluştuğu belirtilmiştir.

6. Katılan …’ın sanık hakkında şikayetçi olduğu, uzlaşmayı istemediği ve katılma talebinde bulunduğu görülmüştür.

7. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (5) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen bozma ilâmına uyulmasına karar verilmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Sanık müdafinin temyiz isteği yönünden;
1. Olay ve Olgular bölümünde belirtilen deliller ve incelenen dosya kapsamına göre, mahkemece eksik inceleme yapılmadığı, kararda bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.

2. 5271 sayılı Kanun’un ”Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu ve 232 nci maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümler istemi bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla birlikte, hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine aykırı davranılması; hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2022 tarihli ve 2022/115 Esas, 2022/975 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.