YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4381
KARAR NO : 2023/2816
KARAR TARİHİ : 12.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/101 E., 2023/145 K.
SUÇ : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.02.2016 tarihli ve 2015/485 Esas, 2016/134 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası atfıyla ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.02.2016 tarihli ve 2015/485 Esas, 2016/134 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 24.01.2022 tarihli ve 2020/5708 Esas, 2022/526 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.
3.Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.05.2022 tarihli ve 2022/166 Esas, 2022/298 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, basit yargılama hükümleri uygulanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası atfıyla ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 5271 sayılı Kanunun 307 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık müdafinin itirazı üzerine verilen karar kaldırılıp genel hükümlere göre yapılan yargılama sonunda Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.02.2023 tarihli ve 2023/101 Esas, 2023/145 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası atfıyla ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 5271 sayılı Kanunun 307 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca neticeten 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.05.2023 tarih, 2023/39789 sayılı tebliğnamesi ile kararın onanması talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz istemi, sanığın aracı kullanmadığına buna dair tanık dinletme talepleri kabul görmeden eksik inceleme ile karar verildiğine ve güvenli şekilde … kullanılıp kullanılmayacağı hususunda adli rapor alınması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkeme gerekçesinde “.. Sanığın 1,72 promil alkollü vaziyette hususi aracı ile trafiğe çıktığı, trafik ekiplerinin kendisini durdurması üzerine hakkında işlem yapıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 48/6 maddesi uyarınca yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği, bu sebeple sanığın emniyetli bir şekilde … sevk ve idare edemeyecek halde olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar sanık kovuşturma aşamasındaki beyanında aracın içerisinde uyuduğunu belirtmiş ise de, soruşturma aşamasında bu yönde bir beyanda bulunmadığı, sanığın alkol aldıktan sonra bir başkası tarafından aracının bulunduğu yere getirilerek aracının içinde uyuduğu yönündeki savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmakla, sanığın alkol metre çıktısı ve tüm dosya kapsamından TCK’nın 179/2 maddesi uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu anlaşıldığından cezalandırılması cihetine gidilmiştir. Bu nedenle cezalandırılan sanık hakkında; TCK’nın 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, sanığın alkol oranı, meydana gelen tehlikenin ağırlığı, sanığın güttüğü amaç ve saike göre ceza arasındaki denge ile adalet ve nasafet kuralları birlikte nazara alındığında, temel ceza tertip edilirken alt sınırdan ayrılarak asgari haddin aşılması suretiyle ceza tayini mahkememizce uygun görülmüştür….Sanık hakkında basit yargılama usulü uygulandığı, sanık müdafiinin itirazı üzerine esas alındığı, bu nedenle basit yargılama usulüne ilişkin hükümleri düzenleyen 5271 sayılı CMK’nın 251/3 maddesi uyarınca verilen cezada indirim yapılmamıştır. Sanığa verilen 4 AY 5 GÜN HAPİS CEZASININ sanığın sosyal ve ekonomik durumu, adli para cezasının daha caydırıcı olduğu ve sanık lehine olduğu gözönüne alınarak 5237 SY.TCK 50 (1-a) maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi cihetine gidilmiştir. Sanık hakkında yalnız 2.500,00 TL adli para cezasına hükmedilmiş sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek CMK 307/5 maddesi gereğince sanığın neticeten 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılması hükmedilmiş, Sanık hakkında para cezası hükmedildiğinden TCK’nın 53, maddesinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirinin uygulanmasına yer olmadığına Sanık hakkında daha önce hükmolunmuş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunması, suç işleme konusunda ki eğilimi ve suç işlemekten çekineceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde bahsi geçen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına ve sanık hakkında adli para cazsına hükmedildiğinden TCK 51 maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.Sanık suç tarihinden bir gün sonra kolluk tarafından alınan ifadesinde düğünde alkol aldığını, seyir halinde iken kolluk kuvvetleri tarafından durdurulup yapılan kontrolde alkollü olduğunun tespit edildiğine yönelik beyanda bulunurken yargılama aşamasında aracı kendisinin değil arkadaşının kullandığını … içerisinde uyurken yakalandığını beyan edip suçlamaları kabul etmemiştir.
3.Kolluk tarafından tanzim edilen 27.09.2015 tarihli evrakta sanığın trafik ekipleri tarafından yol üzerinde yapılan kontrolde 1,71 promil alkollü olduğunun tespit edildiği kayıtlıdır.
4.Sanığa ait alkolmetre ölçümü dosya içerisinde mevcuttur.
5.Sanığa ait adli sicil kaydının dosya içerisinde mevcut olduğu görülmüştür.
IV. GEREKÇE
1.Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemece toplanan deliller ışığında soruşturma aşamasında bu yönde bir beyanda bulunmayan sanığın, alkol aldıktan sonra bir başkası tarafından aracının bulunduğu yere getirilerek aracının içinde uyuduğu yönündeki savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatiyle mahkumiyetine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Bozma öncesi sanık müdafi tarafından tanık dinlenmesine yönelik talepte bulunulmasına rağmen bozma sonrası karar celsesinde hazır olan müdafinin talebini yenilememesi ve suçun subütunda isabetsizlik görülmemesi nedeniyle eksik incelemeye yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
3.Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği; ayrıca; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi ile değişik, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48 inci maddesinin ”1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki altıncı fıkrasına göre, 1.00 promilin üzerinde alkol veya uyuşturucu madde alınması sonrası … kullanılmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla; sanık müdafinin güvenli şekilde … kullanılıp kullanılmayacağı hususunda adli rapor alınması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.
4.Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.02.2016 tarihli ve 2015/485 Esas, 2016/134 karar sayılı kararının yalnızca sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkı oluştuğundan, ilk hükümde sanık hakkında tayin edilen ceza miktarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, sanığın neticeten 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (4) numaralı bentte açıklanan nedenle Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.02.2023 tarihli ve 2023/101 Esas, 2023/145 Karar sayılı kararına yönelik temyiz isteği yerinde görüldüğünden paragraflarının hükmün (5) numaralı paragrafındaki “Sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek CMK 307/5 maddesi gereğince sanığın neticeten 1.500,00tl adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “24.02.2016 tarihli ve 2015/485 Esas, 2016/134 karar sayılı hükmün yalnıza sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 326 ıncı maddesinin sonuncu fıkrası dikkate alınarak, sanık hakkındaki 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün infaz aşamasında gözetilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.09.2023 tarihinde karar verildi.