Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/4312 E. 2023/2144 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4312
KARAR NO : 2023/2144
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 16.02.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/6825 soruşturma sayılı dosyasından dolayı 30.01.2017 tarihinde gözlem altına alındığı, 11.02.2017 tarihinde gece geç saatlarda salıverildiği ve ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin, takipsizlik kararının itiraz edilmeksizin kesinleştiğinden bahisle davacının uğradığı kayıplar için 60.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 15.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi kusuruyla gözaltına alındığını, soruşturma sırasında davacının ödediği avukatlık ücretine tazminata konu edilemeyeceğini, gözaltı tarihinden faiz talebinin yasal olmadığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.

3. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.07.2018 tarihli ve 2018/106 Esas, 2018/393 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 08.04.2019 tarihli ve 2018/3293 Esas, 2019/865 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.09.2021 tarih, 2019/49092 sayılı tebliğnamesi ile temyiz taleplerinin esastan reddiyle hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının soruşturma aşamasında vekiline ödediği 6.000,00 TL’den maktu vekalet ücreti düşüldükten sonra kalan kısmın maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme gerekçesinde “… davacının 31.01.2017 tarihinde gözaltına alındığı, 09.02.2017 tarihinde serbest bırakıldığı, toplam 9 gün gözaltında kaldığı, davacının gözaltında kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden hesaplanarak 421,21 TL maddi zararının bulunduğunun tespit edildiği, maddi tazminat talebi açısından değerlendirme yapıldığında davacının vekili aracılığıyla verdiği dilekçesinde ve aşamalarda maddi zararı ile ilgili iddiasını ispatlayacak şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar tarihinden önce 02.01.2018 tarihli serbest meslek makbuzuna göre 6.000 TL vekalet ücreti ödediği, söz konusu 6.000 TL de maddi tazminat içerisinde değerlendirilmiş, bu itibarla yapılan hesaplamanın da usul ve yasaya uygun olup değerlendirmeye alındığından davacının gözaltında kaldığı toplam 9 gün özgürlüğünün haksız olarak kısıtlanması nedeniyle davacıya 421,21 TL maddi tazminat verilmesine, bu tazminata gözaltı tarihinden itibaren faiz işletilmesine, ayrıca vekalet ücreti olarak 6.000 TL’nin de serbest meslek makbuzunun düzenlendiği tarih olan 02.01.2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.Manevi tazminat yönünden ise; haksız gözaltı nedeniyle davacının gerek kendisi, ailesi, gerekse çevresi içerisinde itibarının sarsıldığı, onurunun kırıldığı, bu nedenle acı ve elem duyduğu anlaşıldığından, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı bulunan suçun ağırlığı, gözaltına alınmasına neden olan olayın oluş biçimi, gözaltında kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağına ilişkin ilke, hak ve nesafet kuralları gözetilerek 800 TL manevi tazminat verilmesine, bu tazminata haksız gözaltı tarihinden itibaren faiz işletilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunarak davacının, tazminat talebinin dayanağı olan soruşturma dosyasında kendisini müdafii ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ceza soruşturması evresinde takip edilen işler için belirlenen 660,00 TL avukatlık ücretinin Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar tarihi olan 30.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davacıya verilmesine ve davacı lehine hükmedilen 866,54 TL vekalet ücretinin 845,00 TL şeklinde değiştirilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/6825 sayılı soruşturma dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 30.01.2017-09.02.2017 tarihleri arasında 9 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda davacı hakkında 30.01.2018 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, süresinde açıldığı ve kanunda ön görülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

1.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin buna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz sebepleri de yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 08.04.2019 tarihli ve 2018/3293 Esas, 2019/865 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.