Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/420 E. 2023/2231 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/420
KARAR NO : 2023/2231
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Davacı hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1 Davacı vekili 24.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …plakalı aracına 24.11.2008 tarihinde el konulduğunu, açılan kamu davasının sonunda iş bu dava dışı sanığın beraatine karar verildiğini, kararla birlikte aracın müsaderesine yer olmadığına ve sahibine iadesine karar verildiği, müvekkilinin iyi niyetli 3 üncü kişi konumunda olduğunu, aracın 16.11.2012 tarihinde tesliminin yapıldığını, kararın kesinleştiğini, nakliye işi ile uğraşan müvekkilin uzun el koyma nedeni ile zarara uğradığını, bu nedenle 300.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 22.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; derdest dosya araştırması yapılması gerektiğini,davanın zamanaşımı süresi içinde açılması gerektiğini, davacının kendi kusuru ile el koymaya sebep olduğundan tazminata hak kazanamayacağını, talep edilen tazminat miktarının fazla olduğunu, manevi tazminat talep edilemeyeceğini, davacı vekilinin tazminat davası açabilmesi için özel yetkisinin olması gerektiğinden bu hususun araştırılması gerektiğini, beraat eden sanık lehine hükmedilen vekalet ücretleri savcılık nezdinde ödendiğinden bu hususun araştırılması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.10.2017 tarihli ve 2017/72 Esas, 2017/103 Karar sayılı kararı ile; davacının genel vekaletname ile dava açtığından itiraz yolu açık olmak üzere davanın reddine karar verilmiştir.

4.Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.10.2017 tarihli ve 2017/72 Esas, 2017/103 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3533 Esas, 2019/10123 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin dava dosyasına sunduğu 28.04.2009 tarihli genel vekâletname ile dava açtığı, 5271 sayılı Kanun gereğince tazminat davası açma hususunda vekâletnamede ayrıca özel yetki bulunmasının zorunlu olmadığı, bu kapsamda davacının talebi ilgili inceleme ve araştırma yapılması gerektiğinden bahisle davacı vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

5.Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2020/18 Esas, 2020/214 Karar sayılı kararı ile kanun yararına bozma ilamına uyularak el koymanın haksız olmadığı davacının zararı var ise ceza alan sanıktan tahsil etmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir.

6.Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2020/18 Esas, 2020/214 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.06.2022 tarihli ve 2021/2054 Esas, 2022/4626 Karar sayılı kararı ile; 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin j bendinde, eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin uğramış olduğu zararları isteyebileceklerinin belirtildiği, Anayasa Mahkemesinin 20.09.2017 tarih, 2014/14195 başvuru numaralı kararında belirttiği hususlar dahilinde Dairemizin değişen görüşüne göre, iyi niyetli üçüncü kişilere ait taşınırlar hakkında yapılan fiili el koyma işlemlerine ilişkin olarak bu şahısların zararlarını talep edebilecekleri, ancak bu halde, fiili el koyma süresinin makul olup olmadığı hususunun gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, somut olayda el koymaya ve aracın iadesine ilişkin tüm tutanak, müzekkere, karar ve belgelerin onaylı birer sureti dosya içerisine alınıp incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

7.Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2022 tarihli ve 2022/357 Esas, 2022/677 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak tazminat talebinin kısmen kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine, 133.491,14 TL maddi tazminatın 16.11.2012 tarihinden faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

8.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 02.02.2023 tarihli tebliğnamesi ile eksik incelemeyle karar verildiğinden davacı ve davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz istemi;
Dava dosyasının kesinleşmediğinden davanın süresinde olmadığına, davacının zararını ispat edemediğine, davacının gerçek zararının hesap edilmesi gerektiğine, maddi ve manevi tazminatın fazla olduğuna, faize hükmedilmemesi gerektiğine, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, kısmen ret kararı verildiğinden kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi;
Dava dilekçesinde hükmedilen tazminatlara el koyma tarihinden faiz talep edilmesine rağmen, teslim tarihinden faize ile verilmesine karar verildiğinden bu kısmın düzeltilerek onanması gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin esasını oluşturan Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/6 Esas – 2012/217 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, ruhsat sahibi davacıya ait olan …plakalı araca, eşyaları gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ülkeye sokmak suçundan yürütülen yargılama kapsamında 24.11.2008 tarihinde fiilen el konulduğu, yapılan yargılama sonunda dosya dışı sanığın beraatine ve el konulan aracın sahibine iadesine hükmedildiği, aracın 16.11.2012 tarihinde teslim edildiği, hükmün 27.04.2016 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanuna tabi olduğu, bozma ilamına uyularak; aracın kazanç kaybına ilişkin alınan bilirkişi raporunda aracın el koyma tarihinden teslim tarihine kadar geçen sürede kazanç kaybının 139.526,43 TL olduğu tespit edilmiş olmakla taşımacılık ve nakliye işlerinde bir aracın yıl boyunca her gün çalışmış olamayacağı da gözetilerek yapılan hesaplamada %20 oranında indirim yapılarak 111.624,14 TL olduğu hesaplandığını, yediemin ücretinin 21.870,00 TL olduğu, bu nedenle aracın gelir kaybı ve … için ödenen yediemin ücreti toplam 133.491,14 TL olarak hesaplandığı, el koyma nedeni ile manevi tazminatın şartları oluşmadığından reddine karar verildiği, maddi tazminat bakımından ise kısmen kabulü ile 133.491,14 TL maddi tazminatın teslim tarihinden faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/6 Esas – 2012/217 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde, ruhsat sahibi davacıya ait olan …plakalı araca, eşyaları gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ülkeye sokmak suçundan yürütülen yargılama kapsamında 24.11.2008-16.11.2012 tarihleri arasında 1453 gün elkonuluduğu, davacının iyi niyetli 3. kişi olması sebebiyle müsadere talebinin reddine karar verilerek davacıya iadesine karar verildiği, kararın 27.04.2016 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A.Davalı vekilinin temyiz istemi;
1.Davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğine ilişkin temyiz talebi yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyası kapsamında, davacının terör örgütüne üye olma suçundan gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 16.11.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yönünden;
Davacının üzerine kayıtlı …plakalı aracına el konulması nedeniyle yerel mahkemece Van Şoförler Odasının yazısı,Van Vergi Dairesi’nin gelir vergisi beyannamesi, Mal Müdürlüğü yazısı dosya arasına alınıp mevcut verilere göre bilirkişi marifetiyle yapılan hesaplamada herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamış ve bu nedenle tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

3.Hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yönünden;
Davacı lehine manevi tazminat hükmedilmediğinden davalının manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

4.Karşı vekalet ücreti talebi yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

5.Faiz talebi yönünden;
Davacının talebi de gözetilerek hükmedilen tazminat miktarlarına faiz işletilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış ancak davacının yediemin ücretinin ödeme tarihinden faizi ile hükmedilmesi gerekirken teslim tarihinden faizi ile hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

6. Davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğuna yönelik talebi yönünden;
5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin 9 uncu maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınmadan, hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten eksik olduğu dikkate alınarak davacı lehine karar tarihindeki tarife üzerinden belirlenen vekalet ücretinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

B. Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
Davacı vekilin dava dilekçesinde tazminatlara el koyma tarihinden faiz talep etmesine rağmen, teslim tarihinden faizi ile hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A-5) ve (B) bölümünde açıklanan nedenle Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2022 tarihli ve 2022/357 Esas, 2022/677 Karar sayılı kararına yönelik hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (1-A) numaralı bendinde yer alan kısmın hükümden çıkarılarak yerine “ davacının el koyma nedeniyle kazanç kaybı olan 111.624,14 TL tazminata el koyma tarihi olan 24.11.2008 tarihinden, ödenen yediemin ücretinin ise ödeme tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.