YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3775
KARAR NO : 2023/2218
KARAR TARİHİ : 19.06.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 21.05.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil 03.11.1999 tarihinde gözaltına alınmış, 05.11.1999 tarihinde tutuklanmış, 20.01.2003 tarihinde tahliye edilmiştir. Adam öldürmeye tam teşebbüs ve ruhsatsız silah bulundurmak suçundan yapılan yargılama sonucunda Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2007 tarih ve 2005/129 Esas, 2007/18 Karar sayılı kararıyla adam öldürmeye tam teşebbüs suçuna ilişkin beraat, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 03.02.2010 tarih ve 2009/7772 Esas, 2010/561 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Müvekkil aleyhine verilen hükmün infazından çok daha fazla süre tutuklu kalmış olduğundan 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı ve tutuklama tarihi olan 03.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 18.06.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davaya ilişkin görev ve yetki itirazında bulunmaktayız. Derdestlik araştırması yapılmalıdır. Dava süresinde açılmamıştır. Davacı kendi eylemleri ile gözaltı ve tutukluluğa sebebiyet vermiştir. Talep edilen tazminat miktarları fahiştir. Davacının davaya muvafakatinin olup olmadığı araştırılmalıdır. Davacının çalışıp çalışmadığı araştırılmalı, bilirkişi marifetiyle maddi tazminat hesaplanmalıdır. Davacının davaya muvafakatinin olup olmadığı araştırılmalıdır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.02.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 3.515,10 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın 03.07.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
4. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.02.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.12.2021 tarihli ve 2020/8642 Esas, 2021/8961 Karar sayılı ilâmı ile; davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti amacıyla tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası getirtilerek, kesinleşmiş beraat hükmünün davacıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde ‘Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan’ şeklideki düzenlemeye göre bihakkın tahliyeden fazla olan tutukluluk süresinin tazminata hak kazandıracağı dikkate alındığında, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile cezalandırılan davacının yalnızca ruhsatsız silah bulundurma suçundan tutuklandığının anlaşılması karşısında tazminat şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurularak; davacının hangi suçtan tutuklu kaldığının tespiti amacıyla davacı hakkında düzenlenen yakalama, olay, gözaltı ve sevk – serbest bırakma, tutuklama müzekkereleri, sorgu zaptının Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, davacı ile ilgili tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ile infazı yapılan tutuklama müzekkeresi suç bilgisinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmemesi, 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nefasetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak manevi tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği hususu açıklığa kavuşturulmadan, yazılı şekilde karar verilmesi, Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve nedene dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
6. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.04.2022 tarihli ve 2022/42 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
7. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.04.2022 tarihli ve 2022/42 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.11.2022 tarihli ve 2022/5749 Esas, 2022/8074 Karar sayılı ilâmı ile; davacının silahla adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs suçlarından tutuklandığı ve yapılan yargılama sonunda kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatine, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, davacının 1174 gün tutukluluğunun bu mahkumiyetinden mahsup edildiği anlaşılarak; 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nefasetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alınmak suretiyle, davacının tazminata hak kazanacağı gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi; nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
8. Hukukî Süreç başlığı altında (7) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
9. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.12.2022 tarihli ve 2022/514 Esas, 2022/667 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 03.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
10. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.04.2023 tarihli ve 2023/12201 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz isteği; bozma öncesinde hükmedilen maddi tazminat miktarı olan 3.515,10 TL’nin davacı lehine kazanılmış hak teşkil ettiğine, ilişkindir.
2. Davalı vekilinin temyiz isteği; davanın süresinde açılmadığına, maddi zararını ispatlayamayan davacı lehine tazminata hükmolunmasına, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazlalığına, faiz uygulamasına, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğuna, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
Dava dilekçesi, davaya cevap, yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2005/129 Esas ve 2007/18 Karar sayılı dosyasında davacı …’ın 03.11.1999 tarihinde gözaltına alındığı, 05.11.1999 tarihinde tutuklandığı, 20.01.2003 tarihinde serbest bırakıldığı, yapılan yargılama neticesinde davacı açısından 03.02.2010 tarihinde kesinleşen ilgili mahkeme ilamında davacının adam öldürmeye teşebbüs suçundan beraat ettiği ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, dolayısıyla suç tarihi itibariyle davacı hakkında mahkumiyet hükmü verilen suçun 647 sayılı Yasa hükümlerine göre koşullu salıverilmesi süresinden fazla olan tutuklama işleminin haksız sayılması gerektiği ve tazminat talep edildiği, yapılan UYAP sistemi sorgulamasında davacının bu dosyada yer alan gözaltında kalması sebebiyle daha önce tazminat aldığını gösterir bir karar veya bilgi de olmadığı anlaşılmıştır.
5271 sayılı Kanun’un koruma tedbirleri nedeniyle tazminata ilişkin 141 ile 144 üncü maddeleri hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren uygulanan koruma tedbirleri hakkında uygulanacak olup, davacının fazla tutuklulukta kaldığı tarih bakımından 5271 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır. Yapılan değerlendirmede; davacının süresi içerisinde dava açtığı, tazminat isteminin 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesindeki koşulları taşıdığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama neticesinde davacının gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin yine davaya konu dosya kapsamında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan aldığı 4 yıl 2 ay hapis cezasından mahsup edildiği bu gerekçe ile davacının zararı olmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verildiği; verilen kararın temyiz incelemesinde Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2022/5749 Esas, 2022/8074 Karar sayılı ilamı ile; ‘… davacının silahla adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs suçlarından tutuklandığı ve yapılan yargılama sonunda kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatine, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, davacının 1174 gün tutukluluğunun bu mahkumiyetinden mahsup edildiği anlaşılarak; 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nefasetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alınmak suretiyle, davacının tazminata hak kazanacağı gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi; kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden …” hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamı da dikkate alınarak davacının mahsup edilen hapis cezasına ilişkin infaz evraklarının dosya arasına alındığı, Van Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosunun 04.03.2011 tarihli müzekkerisinde davacının 03.11.1999 – 05.11.1999 tarihleri arasında iki gün gözaltı ve 05.11.1999 – 20.01.2013 tarihleri arasında tutuklulukta kaldığı, bu sürenin toplam 1174 gün olduğu, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/129 Esas ve 2007/18 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasından tutukluluk ve gözaltı sürelerinin mahsup edilmesi kararı verildiği, bu haliyle de davacının bu cezasından dolayı tutuklu kaldığı günlerin cezasını karşıladığı ve davacının bu ilamdan fiilen infaz görmeksizin serbest bırakılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı; 20.12.2022 tarihinde gönderilen müzekkere ile davacı hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasının fiilen infaz etmesi gereken süreye yönelik o tarihte geçerli olan infaz kanunu esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamada davacının bu cezadan şartla tahliyesine kadar fiilen infaz görmesi gereken sürenin 610 gün olduğunun bildirilerek örnek olarak düzenlenen müddetname örneğinin de gönderildiği anlaşılmıştır.
Maddi tazminat hesaplanırken Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 14.02.2013 tarih, 2012/32706 Esas, 2013/3242 Karar sayılı ”belirli işi olmayan ve meslekleri olmakla birlikte kazanç tutarlarını kanıtlayamayanların maddi zararlarının tutuklu kalınan süre içerisinde yürürlükte bulunan asgari ücret esas alınarak hesaplanması” şeklindeki içtihadı göz önünde bulundurulmuştur. Davacının gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süre ile mahsup kararı verilen diğer suçtan aldığı ceza kapsamında şartla tahliyeye kadar aldığı cezayı ne kadar süre fiilen infaz etmesi gerektiği hususları ve gözaltı ve tutuklu kaldığı tarihlerde geçerli olan asgari ücret miktarı da gözetilerek 3.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
Manevi tazminat hesaplanırken Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.04.2011 tarih, 52 – 10407 sayılı ve “manevi zarar, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarında meydana gelen ihlalden ibarettir. Yakalanan veya tutuklanan kişinin aile ve iş çevresinde sosyal ilişkilerinde itibarının sarsılması, bu ilişkilerden tecrit edilmesi dolayısıyla duyduğu elem ve ıstırap, yakınlarından uzaklaşması nedeniyle hasret çekmesi ve ruhsal sıkıntılara uğruması, yargılama süreci içerisinde yargı ortamında bulunmanın verdiği sıkıntılar, cezaevinde bulunmanın verdiği sıkıntılar gibi hususlan manevi zararın mahiyetini açıklamaktadır. Yine bu olay nedeniyle kişinin ailesini veya dostluk ilişkisini kaybetmesi muhtemeldir. Maddi tazminatla kişinin uğradığı gelir kaybı, ödedikleri avukatlık ücreti ve yol giderleri gibi masrafların giderilmesi amaçlanırken manevi tazminatla kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun kalması nedeniyle duyduğu elem, ıstırap ve ruhsal sıkıntının bir ölçüde giderilmesi gerekmektedir.” şeklindeki içtihadı göz önünde bulundurulmuştur.
Toplanan deliller, yargılama dosyaları birlikte incelendiğinde, davacının haksız gözaltı ve tutuklanmasından doğan maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen yerinde olup yasal koşulları taşıdığı, fazlaya ilişkin talebin reddi ile 3.000,00 TL maddi tazminat ile davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı süre, üzerine atılı eylemin niteliği, sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak mahkemece takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, maddi-manevi tazminat yönünden haksız işlem tarihi olan 03.11.1999 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/129 Esas ve 2007/18 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 03.11.1999 – 20.01.2003 tarihleri arasında silahla adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs suçlarından 1174 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatine, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, davacının 1174 gün tutukluluğunun bu mahkumiyetinden mahsup edildiği, beraat hükmünün 07.04.2009 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’da öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A.Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Davacı lehine 3.515,10 TL maddi tazminata hükmedilmesine ilişkin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edildiği, bu nedenle davacı lehine kazanılmış hak teşkil etmeyeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.
B.Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
1.Tazminat talebinin dayanağı olan Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/129 Esas ve 2007/18 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 03.11.1999 – 20.01.2003 tarihleri arasında silahla adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs suçlarından 1174 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatine, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 50,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’da öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Davacının 03.11.1999 – 20.01.2003 tarihleri arasında silahla adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs suçlarına ilişkin 1174 gün tutukluluğunun, ruhsatsız silah bulundurma suçundan hükmedilen 4 yıl 2 ay hapis cezası ile mahkumiyetinden mahsup edildiği anlaşılarak; haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nefasetin sağlanması amacıyla; tutuklu kalınan sürenin tamamının mahsup edildiği halde hükmedilecek maddi ve manevi tazminatın makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, fazla tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B-2) paragrafında açıklanan nedenle Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.12.2022 tarihli ve 2022/514 Esas, 2022/667 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.