Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/3759 E. 2023/4285 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3759
KARAR NO : 2023/4285
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ : Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/638 E., 2022/836 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesince verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Uşak (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.12.2012 tarihli ve 2012/209 Esas, 2012/850 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci uyarınca neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezaladırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.10.2015 tarihli ve 2015/881 Esas, 2015/1396 Karar sayılı kararı ile sanığın denetim süresi içerisinde 24.09.2014 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediğiden ve Uşak 4. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine dair kararının 05.06.2015 tarihinde kesinleştiğinden bahisle sanık hakkındaki hükmün 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesi uyarınca açıklanmasıyla, 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca sanığın neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezaladırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3.Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.10.2015 tarihli ve 2015/881 Esas, 2015/1396 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2020/15940 Esas, 2022/16927 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.

4.Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.09.2022 tarihli ve 2022/531 Esas, 2022/492 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, basit yargılama hükümleri uygulanarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca neticeten 1 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, sanığın itirazı üzerine verilen karar kaldırılıp genel hükümlere göre yapılan yargılama sonunda Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2022 tarihli ve 2022/638 Esas, 2022/836 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2023 tarih, 2023/17982 sayılı tebliğnamesi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; kararın eksik inceleme ile alındığına ve hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkeme gerekçesinde “Sanığın suçunu açıkça ikrarına rağmen hayatın olağan akışına aykırı savunması, müştekinin başından beri ısrarlı ve tutarlı ifadesi, müştekiyi doğrulayan tanık …’ün yeminli beyanı,bu ifadenin teyidi mahiyetindeki TİB’den gelen iletişim kayıtları, soruşturma sırasında düzenlenen tutanaklar, yapılan yargılaması ile tüm dosya kapsamına göre olay günü müştekinin kullandığı … nolu telefonun çaldığı, müşteki açıp baktığında … nolu cep telefonundan arandığını ve müştekiye “telefonu kapatma sohbet edelim” dediği, müştekinin kim olduğunu sorması üzerine ismini … olduğunu söylediği, bunun üzerine müştekinin telefonu kapattığı, sanığın aynı gün tekrar aramak suretiyle müştekinin huzur ve sükununu bozduğu, sanık alınan savunmasında müştekiyi aradığını kabul ettiği, ancak rahatsız etmek amacıyla aramadığını beyan etmiş ise de, çocuğunun yakın arkadaşının annesi olup aynı zamanda boşanmış bir kadın olan müştekiyi kendi beyanına göre de ilk aramalarında kızı ve oğlu telefona çıktığı halde ısrarlı bir şekilde aramasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,bu suretle sanığın üzerine yüklenen eyleminin müştekinin huzur ve sükununu bozma suçu niteliğinde olduğundan hükmün aşağıdaki şekilde açıklanmasına karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.

2.Sanık aşamalarda “Müştekinin kızı … ile benim kızım … okulda samimi arkadaşlardır. Benim kızım müştekinin telefonunu benim telefonuma kaydetmiş. isim olmadan kaydetmiş, benim telefonumda bir çağrı gördüm. ancak … mi …’u aradı, yoksa … mu …’i aradı bilmiyorum. Ben cevapsız aramayı görünce aradım, telefonu kızı çıktı. utandım ve kapattım. sonra kendi kendime düşündüm bunlar beni yanlış anlar deyip yeniden aradım. ikinci arayışta müştekinin oğlu çıktı. oğlu yüzüme kapattı. ücüncü arayışta müşteki kendisi çıktı, ben …’un babasıyım dedim ve özür diledim ve telefonu kapattım, ben müştekiye telefonu kapatma, sohbet edelim diye söylemedim, tanık … Tüz beni telefonla aradı, ben o sırada bakkaldaydım, bana niye gelinimi rahatsız ediyorsun diye sordu. bende ona gelinini rahatsız etmediğimi özür dilemek için aradığımı söyledim. yine bana tanık … senin kim olduğunu ben bulurum dedi. Bende ben …’ım dedim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Katılan aşamalarda “olay günü 19:27 sıralarında kullanmakta olduğum 0507 741 03 02 nolu telefonum 0537 940 63 45 nolu cep telefonu ile arayan sanık “kapatma seninle sohbet edelim” dedi kim olduğunu sorduğumda kendisini … olarak tanıttı, ne istiyorsun diye sorduğumda sadece seninle sohbet etmek istiyorum dedi, aynı gün 20:39 ve 20:41 sıralarında tekrar beni arayarak ısrarla benimle sohbet etmek istediğini söyledi,bende durumu kayınpederim … ‘e anlattım, kayınbederim bu şahsı telefonla aradı, telefon numaramı nereden aldığını sorduğumda kızı … ‘dan aldığını söyledi, sanığın kızı …. ile benim kızım …. aynı okulda sınıf arkadaşıdır, sanık benim eşimden ayrıldığımı bildiği için bu şekilde beni telefonla rahatsız etmiştir, şikayetçiyim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

4. Katılanın eski kayınpederi olan tanık … olayı “olay günü saat 20.45 sıralarında gelinim bana … isimli bir şahsın kendisini telefonla arayarak rahatsız ettiğini söylemesi üzerine kendime ait … nolu cep telefonum ile gelinimin bana gösterdiği…. nolu cep telefonunu aradım, çıkan şahsa gelinim …’yı niye aradığını sorduğumda şahıs telefonu kapattı, ben tekrar tekrar arayarak gelinimden ne istiyorsun sen kendini saklasanda ben senin kim olduğunu telefon şirketlerden vs. araştırıp bulurum şeklinde söyledim, bana yine karşılık vermedi ve telefonu kapattı, ertesi gün mahallemizde bulunan bakkala gittiğimde bakkal bana sanığı kastederek “akşam sen aradığında benim yanımdaydı bana sarhoş kafa ile bir hata yaptım diye söyledi” diyerek arayan kişinin kimliğine dair bilgi verince bende karşı apartmanda bulunan polis komşumdan yardım alarak sanığı tespit ettim.” şeklinde anlatmıştır.

IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun maddi unsurunun, sırf huzur ve sükununu bozmak amacıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulmasından ibaret olduğu gözetildiğinde; sanığın, suç tarihinde 20.39 ila 20.41 saatleri arasında daha önce katılana ait olduğunu bilmediği telefon numarasından katılanı iki defa arayarak huzur ve sükununu bozduğunun kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, suçun unsuru olan ısrar ögesinin ne şekilde gerçekleştiği, sanığın kastının ne şekilde sırf huzur ve sükunu bozma saiki olarak kabul edildiği yöntemince açıklanmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2022 tarihli ve 2022/638 Esas, 2022/836 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2023 tarihinde karar verildi.