YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3606
KARAR NO : 2023/2079
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 29.11.20022 tarih ve 2022/1837 Esas, 2022/2636 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:
Katılanlar vekilinin temyiz istemi yönünden; Temyiz istemine konu kararın, katılanlar vekilinin elektronik posta adresine 05.12.2022 tarihinde ulaşmakla, 10.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, katılanlar vekilinin 03.01.2022 tarihinde sunduğu temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği, 5271 sayılı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen 15 günlük kanunî temyiz süresi geçtikten sonra temyiz isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık müdafiinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesinin 25/05/2022 tarih ve 2021/202 Esas, 2022/68 Karar sayılı kararı ile sanığın, taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 63 üncü maddesi gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba karar verilmiştir.
2.Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesi’nin, 29.11.2022 tarih ve 2022/1837 Esas, 2022/2636 Karar sayılı kararında; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekilinin ve sanık müdafiilerinin istinaf başvurusu üzerine, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.04.2023 tarihli ve 2023/3606 sayılı, katılan vekilinin temyizi yönünden reddi, sanık müdafiinin temyizi yönünden ise temel ceza tayininde ve bilinçli taksir artırım oranında teşdit uygulanarak fazla ceza tayin edildiğine dair bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri
1.Kusur oranına, eksik inceleme yapıldığına,
2.Bilinçli taksir şartlarının oluşmadığına,
3.Ceza miktarına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Olay tarihinde katılan sanık …’in, kullandığı resmi plakalı …plakalı … ile Kelkit-Şiran Karayolu üzerinde Gümüşgöze beldesi kavşağının bulunduğu mevkiye doğru, ehliyet bulundurma ve … kullanma yeterliliği olmamasına ve bir kazanın meydana gelme ihtimalini öngörmesine rağmen kendi yeteneğine güvenerek seyir halinde geldiği, katılan sanık …’nun ise idaresindeki … plakalı … ile yolcu koltuğunda müteveffa annesi Mutlu olduğu halde Kelkit istikametinden Şiran istikametine doğru ana yolda seyir halinde olduğu ve kaza noktasında bulunan kavşağa yaklaşmasına rağmen hızını azaltmadığı, Kelkit-Şiran karayolu Gümüşgöze beldesi kavşağına geldiklerinde katılan sanık …’ın yol kontrolü yapmaksızın ve hızını azaltmaksızın doğrudan ana yola giriş yaptığı ve aracının ön kısmı ile ana yolda seyir halinde olan katılan sanık …’in kullandığı aracın sağ ön kısmı ile sağ yolca kapısı arasında bulunan kısma çarptığı, kaza neticesi katılan sanık …’ın 23/01/2021 tarihli Kelkit Devlet Hastanesi, 09/02/2021 tarihli Gümüşhane Devlet Hastanesi adli muayene raporlarına göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, katılan sanık …’in ise KTÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından tanzim edilen 29/04/2021 tarihli adli kurul raporuna göre hayati tehlike geçirecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, ağır (5) derecede kemik kırığı oluşacak derecede yaralandığı, …’nun ise vefat ettiği, 23/01/2021 tarihli otopsi tutanağında müteveffanın ölümünün genel beden travmasına bağlı kafa kaide kemik kırıkları, subaraknoid kanama, çoklu kosta kırıkları, her iki akciğer doku harabiyeti, hemotoraks, perikard rüptürü sol ventikü rüptürü, diyafragma rüptürü, dalak ve karaciğer rüptürü, her iki femur kırığı ve bunlara bağlı iç ve dış kanama sonucunda meydana geldiği kanaatinin bildirilmiştir.
2.Katılan sanık …’in tahkikat aşamasında yaptırılan Gümüşhane Devlet Hastanesi tarafından yapılan göz tetkikinde sol gözünün protez olduğu, sağ gözünde ise arka polar kataraktı bulunduğu ve bu suretle sürücü ehliyeti açısından uygun olmadığının bildirildiği görülmüştür.
3. Kolluk tarafından tanzim olunan trafik kaza tespit tutanağında katılan …’e kavşakta geçiş önceliğine uymama nedeniyle asli kusur, diğer sürücü olan müşteki …’ya ise 2918 Sayılı Yasa’nın 52/1-a maddesi uyarınca kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması sebebiyle kusur atfedildiği, hazırlık aşamasında bilirkişi raporu alındığı, trafik bilirkişisi tarafından tanzim olunan 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, …plakalı … sürücüsü …’in … kullanabilecek sağlık yeterliği olmamasına rağmen … kullanmak, kavşağa yaklaşırken yavaşlamamak ve ana yoldan gelen araca öncelik vermeyerek kazaya neden olmak suretiyle asli kusurlu, … plakalı … sürücüsü …’nun ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmayarak kazaya neden olmak suretiyle tali kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
4.Kovuşturma aşamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 14.04.2022 tarihli rapora göre; sanık sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken olay mahalli kavşağa geldiğinde, kendi yönüne hitap eden “DUR” levhasını dikkate alarak durması, anayol üzerindeki taşıt trafiğine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması, anayolu takiben kavşağa yaklaşan araçların hız-mesafe durumlarını değerlendirmesi ve ilk geçiş hakkını sol tarafından kavşağa doğru gelen otomobile verdikten sonra uygun bir zamanda anayola katılması gerektiği hususlarına riayet etmediği, sol taraftan yaklaşan otomobilin varlığına rağmen dikkatsizce manevrayla anayola girmesi akabinde de bu otomobille çarpıştığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğu, müşteki-sanık sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken olay yeri kavşak mahalline yaklaştığında kendi istikameti için mevcut kavşak yaklaşımı ve azami hız limiti levhalarını dikkate alarak hızını uygun düzeye düşürmek suretiyle seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği hususlarına riayet etmediği ve sağ ilerisindeki tali yoldan manevrayla anayola giren araca karşı zamanında yeterli fren tedbire başvurmayarak sola yönelmesi akabinde bu araçla çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
5. Muhakeme aşamasında Gümüşhane Devlet Hastanesinden aldırılan, göz hastalıkları uzmanı ve adli tıp uzmanı tarafından tanzim edilen 18/03/2021 tarihli adli rapora göre, katılan sanığın sol gözünün protez olduğunun, sağ gözde ise görmenin 0,4-0,5 olduğunun, tashihle (gözlükle) 0,7 ye kadar düzelebildiğinin, sağ gözdeki arka polar katarakttan dolayı santral (merkezi) görme alanı kaybı olduğunun, 25/12/2015 tarihli sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 5 maddesinin c bendine göre, tek gözü gören kişilerde sağlam gözde görmenin gözlükle veya gözlüksüz tam (1,0) olması gerekmesi nedeniyle mevcut durum itibariyle ehliyet almaya ve … kullanmaya elverişli olmadığı tespit edilmiştir.
6. Sanık …’ın bir gözü protez olmasına, diğer gözü ise ehliyet alabilecek ve … kullanabilecek derecede yeterli olmamasına rağmen, bir kazanın yaşanma ihtimalini öngörebilmesine rağmen kendi yeteneğine güvenerek yola çıktığı ve asli kusurlu olarak bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin ise nitelikli yaralanmasına neden olarak üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmış ve sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
7. Sanığın adlî sicil kaydı ve nüfus kaydı, dosyada bulunmaktadır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesi’nin, 29.11.2022 tarih ve ve 2022/1837 Esas, 2022/2636 Karar sayılı kararında;
Sanık hakkında açılan kamu davası sırasında duruşmaların kanuna uygun biçimde yürütüldüğü ve 5271 sayılı CMK’nın 280. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirecek ve aynı Yasanın 289. maddesinde belirtilen hukuka kesin aykırılık hallerinin mevcut olmadığı, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ileri sürülen iddia ve savunmalar ile ikame edilen delillerin denetimi sağlayacak biçimde ve eksiksiz olarak sergilenerek tespit edildiği, yargılama sonucunda dosyaya yansıyan tüm bilgi ve kanıtların gerekçeli kararda yöntemince tartışılarak ulaşılan vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, ilk derece mahkemesinin takdirine göre suçun sanık tarafından işlendiği kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanunda düzenlenen kurallara uygun şekilde belirlenerek bireyselleştirildiği, yasal ve takdiri artırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği, bu bağlamda ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptanmış olmakla; incelenen hükme yönelik sanık müdafii ve katılanlar vekilinin ileri sürdükleri istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanık Müdafiinin Kusura, Eksik İncelemeye ve Bilinçli Taksir Şartlarının Oluşmadığına İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden
1.Soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında yaptırılan bilirkişi raporlarının oluş ve dosya kapsamı ve birbiri ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmış olup; sanık …’ın bir gözü protez olmasına, diğer gözü ise ehliyet alabilecek ve … kullanabilecek derecede yeterli olmamasına rağmen, trafiğe çıkarak ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verdiği olayda bilinçli taksir şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, hükümde bu yönler itibariyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık müdafiinin ve Tebliğnamenin Temel Ceza Miktarına İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne bir kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına sebebiyet veren sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından hükümde bu yön itibariyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Temyiz istemine konu kararın, katılanlar vekilinin elektronik posta adresine 05.02.2022 tarihinde ulaşmakla, 10.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, katılanlar vekilinin 03.01.2023 tarihinde sunduğu temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmıştır. 19.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun), “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesinin ilgili bölümü;
“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
…
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
…
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.”
şeklinde hükümler içermektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) “Sürelerin hesaplanması” başlıklı 39 uncu maddesinin birinci fıkrası; “Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar.” şeklinde, aynı maddenin dördüncü fıkrası; “Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.” biçiminde düzenlenmiştir. Gün ile belirlenen sürelerin, tebliğin yapıldığı tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve son günün tatile isabet etmesi durumunda sürenin tatil gününü takip eden ilk iş günü sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Katılanlar vekilinin elektronik tebligat adresine gönderilen, bölge adliye mahkemesi kararı 05.12.2022 tarihinde elektronik posta adresine ulaşmıştır. Bu itibarla 7201 sayılı Kanun’un 7/a maddesinin dördüncü fıkrası gereği bu tarihten beş gün sonra ilgili evrak tebliğ edilmiş sayılacaktır.Bu açıklamalar doğrultusunda ilgili kararın vekile 10.12.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen 15 günlük kanunî temyiz süresinin son gününün, tatil gününe rastlamayan 26.12.2022 tarihi olduğu, ancak katılanlar vekilinin bu süre geçtikten sonra 03.01.2022 tarihinde sunduğu temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
D.Sanık hakkında tayin edilen temel cezanın bilinçli taksirle artırılması sırasında, sanığın birden fazla bilinçli taksir nedeni oluşturacak kural ihlalinde bulunmadığı gözetilmeksizin, 5237 sayılı Yasa’nın 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasında cezanın üçte birden yarısına kadar arttırılabileceği amir hükmüne rağmen azami oranda artırılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
1. Katılanlar Vekili Yönünden
Katılanlar vekilinin temyiz isteminin, Gerekçe bölümünün (A) bendi uyarınca, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca süre yönünden, oy birliğiyle REDDİNE,
2. Sanık Müdafii Yönünden
Gerekçe bölümünde (D) bdendinde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi (1). Ceza Dairesinin, 29.11.2022 tarih ve ve 2022/1837 Esas, 2022/2636 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca takdîren Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesine,Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi (1). Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.