Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/3591 E. 2023/2350 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3591
KARAR NO : 2023/2350
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/148 E., 2022/488 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, yokluğunda verilen karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 26.11.2022 tarihinde tebliği üzerine 25.11.2022 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 03.07.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “”Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında 21.11.2012 – 14.03.2014 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle oluşan zararının karşılığı olarak 3.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

3. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.11.2015 tarihli ve 2014/207 Esas, 2015/265 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 2.892,27 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.11.2015 tarihli ve 2014/207 Esas, 2015/265 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.01.2018 tarihli ve 2017/8793 Esas, 2018/640 Karar sayılı ilâmı ile; Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında Mernisten temin edilen nüfus kayıt örneğinde davacının hüküm tarihinden sonra 18.11.2016 tarihinde öldüğünün kayıtlı olduğu dikkate alındığında, bu husus araştırılarak davacının öldüğünün tespit edilmesi halinde, davacının yasal mirasçıları davaya dahil edilip davaya devam edip etmeyecekleri sorularak, sonucuna göre karar verilmesinde zorunluluk bulunması, nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.

6. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2019 tarihli ve 2018/354 Esas, 2019/78 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 2.892,27 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

7. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2019 tarihli ve 2018/354 Esas, 2019/78 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.10.2021 tarihli ve 2019/13500 Esas, 2021/6709 Karar sayılı ilâmı ile; davacı hakkında düzenlenen yakalama, olay, gözaltı ve sevk – serbest bırakma, tutuklama müzekkereleri, sorgu zaptının Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, davacı ile ilgili tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ile infazı yapılan tutuklama müzekkeresi suç bilgisinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmemesi, 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak manevi tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği hususu açıklığa kavuşturulmadan, yazılı şekilde karar verilmesi, Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve nedene dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kabul ve uygulamaya göre de; Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

8. Hukukî Süreç başlığı altında (7) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.

9. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2022 tarihli ve 2021/148 Esas, 2022/488 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 2.892,27 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

10. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.04.2023 tarihli ve 2023/30272 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna, ilişkindir.

2. Davalı vekilinin temyiz isteği; davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğine, davacı hakkında uygulanan koruma tedbirinin ölçülü olduğuna, hükmedilen tazminat miktarına, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

Yerel Mahkemenin Kabulü
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/15 E. sayısında kayıtlı dosyada yapılan yargılamada 20.05.2014 tarihli ve 2014/118 K. sayılı dosyasında yargılandığı; davacının (sanık) hakkında başaltılan soruşturmada 1 gün süre ile (21.11.2012) gözaltında kaldığı, Zonguldak 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/62 Sorgu sayılı ve 22.11.2012 tarihli kararıyla tutuklandığı ve 14.03.2013 tarihinde tahliye edildiği; bu suretle toplam 114 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonrasında 20.05.2014 tarihinde beraatine karar verildiği ve bu beraat kararının 02.06.2014 tarihinde kesinleştiği ve kesinleşmiş karar örneğinin davacı sanığa tebliğ edildiği ve davanın da 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.

18.11.2016 tarihinde öldüğü anlaşılan davacının mirasçıları olan eşi … ve kızı …’ın usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname uyarınca vekilleri vasıtasıyla davaya devam edeceklerini bildirmiş oldukları anlaşıldığından davacı olarak dava ve duruşmalara kabullerine karar verilmiştir.

Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabında, mahkemenin 2013/15 esas sayılı dosyasında mevcut yakalama, olay, gözaltı ve sevk, serbest bırakma, tutuklama, sorgu zaptı suretlerinin gönderildiği, tutuklama müzekkeresinin 22.11.2012 ile 14.03.2013 tarihleri arasında infaz gördüğü, davacının gözaltı ve tutukta geçirdiği sürelerin başka cezasından mahsubuna dair bilgiye rastlanmadığının bildirildiği, Zonguldak Muhakemat Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davacının 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve 142 nci maddeleri kapsamında açılmış herhangi bir davaya rastlanılmadığının bildirildiği, UYAP üzerinden yapılan araştırmada aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olmadığı anlaşılmıştır.

Tüm bu değerlendirmeler ışığı altında davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtildiği şekilde davacının 22.11.2012 tarihinde tutuklanıp 14.03.2013 arihinde tahliye edildiği, daha sonra yapılan yargılamada davacının beraatine karar verildiği ve beraat kararının da kesinleşmiş olduğu ve davacının yukarıda belirtilen tarihler arasında tutuklu bulunduğu ve tutuklamanın da bu şekilde haksız olarak yapıldığının açıklığa kavuştuğu anlaşılıp yapılan soruşturma sonucunda maddi tazminat yönünden toplanan kanıtların değerlendirilmesi ile bilirkişinin hesap etmiş olduğu miktara göre davacının 2.892,27 TL gelir kaybının bulunduğunun belirlendiği anlaşılmakla, 2.892,27 TL maddi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Manevi tazminat yönünden ise her ne kadar davacı vekili 20.000 TL manevi tazminat talep etmiş ise de; kısa kararda da özetle belirtildiği şekilde davacının tutuklu kaldığı süre, uğramış olduğu manevi elem ve ızdırabın karşılığı olarak davacının maddi ve sosyal durumu da dikkate alınıp tarafta zenginlik yaratmayacak hukuksal niteliği de değerlendirilip tutuklulukta kaldığı sürede dikkate alınarak 3.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/15 Esas ve 2014/118 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının çocuğun basit cinsel istismarı suçundan 21.11.2012 – 14.03.2013 tarihleri arasında 113 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.06.2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

B.Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/15 Esas ve 2014/118 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının çocuğun basit cinsel istismarı suçundan 21.11.2012 – 14.03.2013 tarihleri arasında 113 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.06.2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarı yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği göz önünde bulundurularak, takdir edilen manevi tazminat miktarının eksik olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz isteği reddedilmiştir.

Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ancak davacı yönünden davanın tümüyle reddedilmesi halinde vekalet ücretine hükmedilebileceği göz önünde bulundurularak, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A) paragrafında açıklanan nedenle Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2022 tarihli ve 2021/148 Esas, 2022/488 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.