Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/3517 E. 2023/1995 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3517
KARAR NO : 2023/1995
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 10.01.2023 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 12.01.2023 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 23.06.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı olarak 09.03.2016 tarihinde gözaltına alındığını, gözaltına alınması esnasında damda bulunan müvekkilinin polislerin havaya ateş ederek gelmesi sonucu panikleyerek damdan başının üzerine düştüğünü düşme nedeni ile adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine tedavi için götürdüldüğünü, 21.03.2016 günü uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçunu işlediği iddiası ile haksız olarak tutuklandığını Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/146 sayılı dava dosyasından 07.06.2016 günü tahliye edildiği müvekkilinin 77 gün tutuklu kaldığını Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/146-316 E.K sayılı kararı ile müsnet suçtan 12 yıl 6 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile mahkumiyet kararı verildiğini, kararın müvekkilinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Ceza Dairesinin 27.01.2017 tarih 2016/447-2017/100 E. K. Sayılı kararı ile bozularak mahkemeye gönderildiğini, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin bozmaya uyarak 06.04.2017 tarih 2017/68 Esas 2017/73 karar sayılı kararı ile müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, haksız gözaltı ve tutuklama nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin ağır olduğunu, kendisinin ve ailesinin duydugu ve elem ve ıstırabın sosyal çevresinde itibarının sarsılması nedeniyle herhangi bir kişiye göre daha fazla olduğunu, sosyal çevresinde iftiracı, yalancı olarak lanse edildiğini, bu sebeplerle 3.850,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak müvekkili olan davacıya verilmesini ve ayrıca yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 15.08.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığını, bu nedenle tazminat talebinin yersiz olduğunu, hatta istenen tazminatın fahiş olduğunu, ayrıca davacının talep etmiş olduğu tazminat miktarının somut verilere dayanmadığını, faiz ve vekâlet ücreti talebinin yersiz olduğunu,sonuç olarak davacının haksız ve yerinde olmayan davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.02.2018 tarihli ve 2017/255 Esas, 2018/58 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 30.04.2018 tarihli ve 2018/857 Esas, 2018/900 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.09.2021 ve 11.04.2023 tarihli, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz talebinin esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,

2. Hükmedilen vekâlet ücretinin düşük olduğuna,
İlişkindir.

Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1. Davanın reddi gerektiğine,

2. Reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,
İlişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının 09.03.2016 tarihinde uyuşturucu madde ticareti suçundan yakalandığı, yakalama sırasında kaçmak isterken damdan atlayarak yüksekten düştüğü, bu sebeple yaralandığı, tedavi amacı ile Adana Numune Hastanesine sevk edildiği, 21.03.2016 tarihinde taburcu edildiği, 21.03.2016 tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği, Adana 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/226 sorgu sayılı kararı ile tutuklanmasına karar verildiği, 24.03.2016 tarihinde Adana CBS tarafından davacının Suriye Ülkesine ait pasaportundaki kimlik bilgilerinin soruşturma aşamasında sehven yanlış girildiğinden bahisle reesen tahliyesine karar verilerek aynı gün adana 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/222 Sorgu sayılı kararı ile müsnet suçtan sorgusu yapılarak yeniden tutuklanmasına karar verildiği, soruşturma neticesinde Adana CBS’nin 2016/7547 Esas sayılı iddianamesi ile Adana 6. ACM’de uyuşturucu madde ticerati yapma ve sağmlama suçundan kamu davası açıldığı, mahkemenin 2016/146 esasına kaydedilip 07.06.2016 tarihli ilk celsede davacının tahliyesine karar verildiği, yapılan yargılama neticesinde 2016/146-316 E.K sayılı kararı ile müsnet suçtan mahkumiyetine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Gaziantep BAM 5. Ceza Dairesinin 2016/447-2017/100 E. K sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkemesine gönderildiği,mahkemenin 2017/68 esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunduğu, 06.04.2017 tarih 2017/68-73 E. K sayılı kararı ile müsnet suçtan CMK 223/2-e madde gereğince beraatine karar verildiği, kararda tazminat hakkının hatırlatıldığı, kararın 14.04.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilemediği, mahkememize açılan iş bu davanın 23.06.2017 tarihinde açıldığı, kesinleşme tarihi itibariyle süresinde açıldığı, tutuklulukta geçirdiği sürenin infaz edildiği, davacının yerleşim yerinin bulunduğu yer olan Adana Mahkemelerinde açılmış olduğu, davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süreye ilişkin mahsup işleminin yapılmadığı, gelen yazı cevapları ve uyap üzerinde yapılan araştırmalara göre davacı tarafından iş bu davaya konu gözaltı ve tutuklama sebebiyle başka mahkemelerde açılmış bir tazminat davası kaydının olmadığı, tüm bu açıklamalar doğrultusunda davacının haksız gözaltı ve tutukluluk nedeniyle tazminata hak kazandığı mahkemece kabul edilmiştir.

Davacı vekili her ne kadar tazminat davasına esas dayanak dosyada, davacının yakalanırken düşmesi sonucu hastaneye kaldırıldığını, bu süreçte hastanede kaldığından ifadesinin dahi alınamadığını belirtip davacının hastanedeki tedavi evraklarını ibraz ederek, tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de, davacının müsnet suçla ilgili kolllukça yakalanmak isterken düştüğü, düşmesi ve buna bağlı olarak yaralanmasının kendi kusurunda kaynaklandığının dosya arasındaki mevcut tutanaklardan anlaşılması karşısında davacı vekilinin bu yöndeki talebleri reddilerek hesaplanacak tazminatta esas kabul edilmemiştir.

11.10.2017 tarihli duruşmada davacı vekili maddi tazminata hükmedilmesi halinde asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanmasına muvafakatleri olduğunu bildirmekle; davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süreye ilişkin olarak Çalışma Bakanlığı tarafından belirlenen bu tarihler arasında en az kazanılabileceği kabul edilen aylık ve günlük asgari ücret esas alınmış ve mahkeme tarafından yapılan hesaplamada 09.03.2016-07.06.2016 tarihleri arasında davacının 12 gün gözaltında ve 78 gün tutuklulukta kalması nedeniyle oluşan günlük maddi gelir kaybı; davacının 3.850,00 TL maddi tazminat talep etmiş olmakla daha fazlasına hükmedilemeyeceğinden neticeten 3.850,00 TL maddi tazminata haksız gözaltı tarihi olan 09.03.2016′ dan itibaren yasal faiz işletilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı, davacının üzerine atılı suçun niteliği, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, sosyal ve kişisel durumu, özgürlüğün önemi birlikte değerlendirildiğinde 5.000,00 TL manevi tazminatın makul ve makbul bir miktar olduğu, bu tazminata da dava dilekçesinde talep edildiği üzere haksız gözaltı tarihi olan 09.03.2016’dan itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddi tazminatın 3.382,00 TL’ye indirilmesi ve değişen vekâlet ücreti açısından düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/68 Esas, 2017/73 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 21.03.2016-07.06.2016 tarihleri arasında 78 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 06.04.2017 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 14.04.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

A. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
A.1.Hükmedilen Manevi Tazminat Miktarının Az Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

A.2.Hükmedilen Vekâlet Ücretinin Düşük Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alındığında, mahkemece hükmedilen nisbi vekalet ücreti miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır.

B. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
B.1. Davanın reddi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 141 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Bu itibarla kanunda öngörülen yasal şartlar oluştuğundan davanın kısmen kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B.2.Reddedilen Miktar Bakımından Davalı Lehine Vekâlet Ücreti Ödenmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 tarih, 2007/8-2 Esas, 2007/63 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat miktarının davacı tarafça kesin bilinmesi mümkün olmadığından, davalı lehine avukatlık ücreti ödenebilmesi ancak davanın tamamen reddi halinde mümkün olduğundan davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 30.04.2018 tarihli ve 2018/857 Esas, 2018/900 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.