Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/3497 E. 2023/2063 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3497
KARAR NO : 2023/2063
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, düşme

Sanıklar hakkında Dairemizin bozma ilamı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/15 Esas – 2012/73 sayılı kararı ile… Madencilik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine sanıklar … ve … hakkında Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2015 tarihli 2015/71 Esas 2015/114 Karar sayılı kararı ile sanıkların 5237 sayılı Kanununu 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

2. Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2015 tarihli 2015/71 Esas 2015/114 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14.06.2022 tarihli 2021/5275 Esas, 2022/4771 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmünün sanığın temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmesi nedeniyle sanık hakkında açılan davanın 5237 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca düşmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bozulmasına; sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmünün ise, Valilik Denetim komisyonunun 05.03.2010 tarihli denetleme raporunda, kömür ocağında, nefeslikte kabarmadan dolayı havanın az geçtiği, vantilatörle havalandırma yapılması gerektiği, gaz ölçüm cihazının oksijen ölçmediği, daimi nezaretçinin madenin başında bulunması gerektiği, işçilere iş güvenliği eğitimi verilmesi gerektiği ve eksiklikler giderilmeden üretime başlanmaması gerektiğinin belirtildiği ve Tavşanlı Kaymakamlığının 09.03.2010 tarihli yazısı ile komisyon raporunda belirtilen eksiklikler tamamlanıncaya kadar İR:46 ruhsat numaralı sahada kömür üretimi yapılmaması, sadece nefeslik genişletme çalışması yapılması gerektiği bildirildiği halde, ocakta kömür üretimine devam edilmesi sonucu iki işçinin ölümüyle sonuçlanan olayda, sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2022 tarihli 2022/151 Esas 2022/217 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan açılan davanın sanığın ölmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanunun 64 üncü ve 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkraları uyarınca düşmesine , sanık …’nun taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapsine karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.04.2023 havale tarihli ve 2023/33485 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan … Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Ceza miktarına,

2.5237 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin uygulanmasına ve re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

B.Katılan …’ın Temyiz Sebepleri
1.Sanıklara verilen cezanın az olduğuna,

2.5237 sayılı Kanunun 62 nci maddenin uygulanmasına,

3.Bilinçli taksirin tartışılmadığına ilişkindir.

C.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
Sanığın kusurlu olmadığına, beraat kararı verilmesine ve re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“12/05/2010 tarihinde Tavşanlı ilçesi Yörgüç köyünde kömür madeni işleten… Madencilik İnş. Taah. Enerji Tic. LTD ŞTİ nin sahasında bulunan yer altı kömür ocağında göçük yaşanmış, maden işçilerinden … ve … vefat etmiştir. Şirket yetkilileri … ve … hakkında Taksirle Ölüme Neden olmadan iddianame düzenlenmiş, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda sanıkların cezalandırılmasına dair karar verilmiş sanıklar müdafi ve katılanın temyiz etmesi sonucu Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14/06/2022 tarih 2021/5275 Esas 2022/4771 karar sayılı ilamı ile bilinçli taksirin değerlendirilerek yeniden yargılama yapılması için dosya bozularak mahkememize gönderilmiştir. Her ne kadar sanık … alınan savunmasında kazanın yaşandığı tarihte ameliyatlı olduğunu işlerle ilgilenemediğini ve kusurunun olmadığını beyan etmiş ise de, 05/03/2010 tarihli Valilik Denetim Komisyonu denetleme raporunda; kömür ocağında, nefeslikte kabarmadan dolayı havanın az geçtiği, vantilatörle havalandırma yapılması gerektiği, gaz ölçüm cihazının oksijen ölçmediği, daimi nezaretçinin madenin başında bulunması gerektiği, işçilere iş güvenliği eğitimi verilmesi gerektiği ve eksiklikler giderilmeden üretime başlanmaması gerektiğinin belirtildiği ve Tavşanlı Kaymakamlığının 09.03.2010 tarihli yazısı ile komisyon raporunda belirtilen eksiklikler tamamlanıncaya kadar İR:46 ruhsat numaralı sahada kömür üretimi yapılmaması, sadece nefeslik genişletme çalışması yapılması gerektiği belirtildiği ancak… Madencilik İnş. Taah. Enerji Tic. LTD ŞTİ yetkilileri tarafından denetim raporunun dikkate alınmadığı olayda sanık …’ın üzerine atılı suçu işlediği sabit kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir. Şirket yetkilisi sanık …’ın 05/10/2010 tarihli raporu dikkate almadan, eksiklikleri tamamlatmadan kömür ocağının çalıştırılmaya devam ettirdiği bu sebeple … ve … vefat ettiği anlaşıldığından sanığın eylemi mahkememizce bilinçli taksir olarak değerlendirilmiş olup, sanığın cezasında artırım yapılmıştır. Sanık …’ın mahkeme sürecine yansıyan olumsuz bir tutumu olmadığı gibi cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak cezasında TCK 62/1 maddesi uyarınca indirim yapılmıştır. Sanık …’nun yapılan uyap sorgusu sonucunda 19/04/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, açılan kamu davasının, sanığın ölümü nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.” şeklindedir.

2.Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 16.06.2010 tarihli raporda , … ve …’un göçük altında kalmaya bağlı gelişen asfiksi sonucu öldükleri tespit edilmiştir.

3.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 31.05.2010 tarihli teftiş raporuna göre, bacanın kör baca olarak sürüldüğü, ilk sürüldüğünden itibaren yaklaşık bir ay kadar beklediği, kabarma ve basmalar sebebiyle kesitin daraldığı, bacanın nefeslik bağlantısı olmadığı, havalandırma yapılmadığı, çalışanların havalı kazıcılardan çıkan havayı kullandıkları, ocakta ağaç tahkimat yapıldığı, kurtarma ekibinin çalışmaları sırasında ocak içinde yeterli tahkimatın yapılmamış olduğunun görüldüğü, yeterli tahkimat malzemesinin bulunmadığı, saha ruhsatının… Madencilik şirketine ait olduğu, Kütahya Bölge Müdürlüğü kayıtlarında ocakta işletmeci olarak Türkmer Madencilik şirketinin görüldüğü, Türkmer şirketi ile … arasında ocağın işletilmesine yönelik 30.03.2009 tarihinde rödovans sözleşmesi yapıldığı ancak ocaktaki tüm resmi işlemlerin Türkmer şirketi adına yapıldığı, bu fiili durumun ocak yönetiminde boşluk oluşturduğu, 05.03.2010 tarihinde Kütahya Valiliği tarafından yapılan kontrolde nefesliğin olmadığı ve nefeslik olmadan üretim yapılmaması gerektiği hususunun işveren vekiline bildirildiği, kazanın meydana gelmesinde, uygun ve yeterli tahkimat malzemesi bulundurmayan, kaçamak ve nefeslik olmadan kör baca şeklinde üretim yaptıran işverenin %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.

4.13.10.2010 tarihli iş güvenliği uzmanları maden ve makina mühendisleri bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda; teknik nezaretçi atamasını yapmayan, daimi nezaretçinin yeterince denetim ve görevini yapmasını sağlamayan , gerekli iş organizasyonunu yapmayan , işçilere gerekli eğitimleri vermeyen , havalandırması ve nefesliğe bağlantısı olmayan kör baca çalışması yapılan ve yeterince tahkimatı yapılmayan bacada işçi çalışmasına engel olmayan asıl işveren … Madencilik ortağı … ile alt işveren … Madencilik ortağı … ‘nun asli kusurlu, iş yerinde işveren temsilcisi konumunda olan daimi nezaretçi …’in işyerinde denetim ve gözetim görevini yeterince yerine getirmemesi nedeniyle tali kusurlu olduğu, ocak şefi … ve vardiya çavuşu …’ın tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

5.10.07.2012 tarihli hukukçu ve iş güvenlik uzmanları maden mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda; Maden ve Taş Ocakları İşletmeleri ile Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük “Madde 4: Fenni nezaretçi, en az 15 günde bir, ocağın işçi çalıştırılan yerlerini denetlemek, sonucunu, noterce onaylı fenni nezaretçi rapor defterine, öngöreceği öneri ve önlemlerle birlikte yazıp imzalamak zorundadır. Denetimin yapılmamasından, öneri ve önlemlerin yerine getirilmemesinden işveren sorumludur.” ve “4857 sayılı İş Kanunu madde 2: Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” maddeleri gereğince ve teknik nezaretçi bulundurmayan asıl işveren saha ruhsat sahibi… Madencilik yetkilisinin tali kusurlu olduğu, rödevansçı şirket Türkmer Madencilik yetkilisi …’nun yeterli tahkimatın yapılmasını sağlamaması, iş yerinde gerekli kontrol sistemini kurmaması, işçileri yaptıkları işin tehlikeleri hakkında eğitmemesi, gerekli tahkimat malzemesini hazır bulundurmaması ve iş yerinde daha önceden de benzer bir iş kazası sonucu ölümlü olay olmasına rağmen iş yerinde yapılan çalışmaların sevk ve idaresi hususunda gerekli özeni göstermemesi nedeniyle asli kusurlu olduğu, daimi nezaretçi …, ocak şefi … ve vardiya çavuşu …’ın tali kusurlu oldukları, … madencilik ortağı … ‘nun her ne kadar resmi olarak rödevansçı olarak gözükmemesine rağmen ocaktaki fiili sorumlu olması, yeterli tahkimatın yapılmasını sağlamaması, iş yerinde gerekli kontrol sistemini kurmaması, işçileri yaptıkları işin tehlikeleri hakkında eğitmemesi, gerekli tahkimat malzemesini hazır bulundurmaması, iş yerinde yapılan çalışmaların sevk ve idaresi hususunda gerekli özeni göstermemesi nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

6.Valilik Denetim komisyonunun 05.03.2010 tarihli denetleme raporunda, kömür ocağında, nefeslikte kabarmadan dolayı havanın az geçtiği, vantilatörle havalandırma yapılması gerektiği, gaz ölçüm cihazının oksijen ölçmediği, daimi nezaretçinin madenin başında bulunması gerektiği, işçilere iş güvenliği eğitimi verilmesi gerektiği ve eksiklikler giderilmeden üretime başlanmaması gerektiği belirtildiği ve Tavşanlı Kaymakamlığının 09.03.2010 tarihli yazısı ile komisyon raporunda belirtilen eksiklikler tamamlanıncaya kadar İR:46 ruhsat numaralı sahada kömür üretimi yapılmaması, sadece nefeslik genişletme çalışması yapılması gerektiği bildirilmiştir.

7. Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/15 – 2012/73 sayılı kararı ile, sanıklar … , …’nın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetlerine, sanıklar …,… ve … hakkında verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve … Madencilik yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine sanıklar hakkında dava açılmıştır.

8.Katılan …’ın bozma sonrası alınan beyanı ” Ben bu konu ile ilgili olarak daha evvel beyanda bulunmuştum o beyanımda olayın nasıl gerçekleştiğini anlattım. Olay anlattığım şekilde gerçekleşmiştir. Aynen tekrar ederim. Yargıtay bozma ilamındaki aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederim. 2010 yılından beri dava devam etmektedir. Biz sanıklar hakkındaki şikayetim devam etmektedir. Davaya katılma talebim vardır. Benim eşim … ölmüştür. Maddi ve manevi zararım karşılanmamıştır” şeklindedir.

9. Katılan …’un bozma sonrası alınan beyanı “Ben bu konu ile ilgili olarak daha evvel beyanda bulunmuştum o beyanımda olayın nasıl gerçekleştiğini anlattım. Olay anlattığım şekilde gerçekleşmiştir. Aynen tekrar ederim. Maddi ve manevi olarak zararım karşılanmamıştır.Eşim … vefat etmiştir. Yargıtay bozma ilamındaki aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Sanığın cezalandırılmasını talep ederim. Şikayetim devam etmektedir. Davaya katılma talebim vardır” şeklindedir.

10. Sanığın bozma sonrası alınan savunması “Bozma ilamında aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Ben o tarihte açıktan ameliyat olmuştum. … ocakla ilgileniyordu, ocağı çalıştırmak için onunla anlaşılmıştı, alt taşeron gibi o çalışıyordu. Ben ameliyat olduğum için o tarihlerde madene gidip gelemiyordum. Fakat kayıtlarda şirket yetkilisi olarak görünüyordum. Ben arada …’e nefeslikte gerekli genişletmeyi yapıyor musunuz diye sordum. O da bana taramaları yapıyoruz, yapacağız şeklinde cevaplar veriyordu. Sahada bizzat … ilgileniyordu. Bu nedenle kazada kusurum yoktur fakat bu kazanın meydana gelmesinden dolayı ben de çok üzgünüm, suçsuzum beraatimi isterim, ” şeklindedir.

11.Mahkemece, Hukuki Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
Dosya içeriğine göre, Kütahya ili, Tavşanlı ilçesi Yörgüç köyü sınırları içinde bulunan, saha ruhsatı sanık …’nun yetkilisi olduğu … Madencilik İnşaat Taahhüt Enerji Ticaret Limited Şirketine ait, İR:46 ruhsat numaralı, … Madencilik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin rödevansçılığını yaptığı, kömür ocağında, olay günü 16:00 – 24:00 vardiyasında çalışmak üzere ölenlerin de içinde bulunduğu altı yer altı işçisi ve vardiya çavuşunun çalışmak üzere yeraltındaki bacaya gittikleri, kör olan bacada tarama ve ayak oluşturmak için çalışmaya başladıkları, iki işçinin bacanın sağ tarafında sarma kaldırdıkları ve sarmanın tahkimi ile uğraştıkları, diğer iki işçinin bacanın sağ ilerisinde kömür kazıp kömürü konveyör üzerine attıkları, ölen iki işçinin ise konveyörün kuyruk kısmında bacanın göçmüş olan yerin bitişiğinde yerdeki kömür ve pasayı kazıp konveyöre attıkları, vardiya çavuşunun da çalışanları izlediği sırada, sarma kaldırılması ve baca yanından kömür kazılması nedeniyle baca kesitinin genişlediği ve daha önceden yapılmış baca tahkimatının üzerindeki yükü taşıyamayacak hale gelmesi nedeniyle tavanın göçmesi sonucu … ve …’ın göçük altında kalmaya bağlı gelişen asfiksi sonucu öldüğü,

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 31.05.2010 tarihli teftiş raporuna göre, bacanın kör baca olarak sürüldüğü, ilk sürüldüğünden itibaren yaklaşık bir ay kadar beklediği, kabarma ve basmalar sebebiyle kesitin daraldığı, bacanın nefeslik bağlantısı olmadığı, havalandırma yapılmadığı, çalışanların havalı kazıcılardan çıkan havayı kullandıkları, ocakta ağaç tahkimat yapıldığı, kurtarma ekibinin çalışmaları sırasında ocak içinde yeterli tahkimatın yapılmamış olduğunun görüldüğü, yeterli tahkimat malzemesinin bulunmadığı, saha ruhsatının … Madencilik şirketine ait olduğu, Kütahya Bölge Müdürlüğü kayıtlarında ocakta işletmeci olarak Türkmer Madencilik şirketinin görüldüğü, … şirketi ile … arasında ocağın işletilmesine yönelik 30.03.2009 tarihinde rödovans sözleşmesi yapıldığı ancak ocaktaki tüm resmi işlemlerin Türkmer şirketi adına yapıldığı, bu fiili durumun ocak yönetiminde boşluk oluşturduğu, 10.07.2012 tarihli bilirkişi heyet raporunda, Volkan Madencilik tarafından ocağa teknik nezaretçi ataması yapılmadığı, göçüğün sebebinin açılan boşluğa yeterli tahkimat yapılmaması, baca yan kısmından kömür alınarak boşluğun büyütülmesi olduğu, teknik nezaretçi atanması halinde hazırlanacak tahkimat talimatnamesine göre boşluğun tahkim edilerek tahkimatın iyice sıkılanması halinde kazanın olmayabileceği, olay bölge tavanının kontrol edilmediği, işçilerin bu konuda yeterince ikaz edilmediğinin ve asıl işveren saha ruhsat sahibi… Madencilik yetkilisinin tali kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

A.Katılan … Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Ceza Miktarı Yönünden;
Mahkemece hükmolunan ceza miktarında isabetsizlik görülmediğinden katılan vekilinin bu yöndeki temyiz reddedilmiştir.

2.Takdiri indirim uygulanması yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu mahkeme hakiminin takdirinde olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Re’sen gözetilecek hususlar yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B.Katılan … ‘ın Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Sanıklar Hakkında Verilen Cezanın Az Olduğu Yönünden;
a) Mahkemece sanık … hakkında hükmolunan ceza miktarında isabetsizlik görülmediğinden katılan vekilinin bu yöndeki temyiz reddedilmiştir.

b)Temyiz aşamasında ölen sanık … hakkında mahkemece 5237 sayılı Kanunun 64 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddeesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşme kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

2.Takdiri indirim uygulanması yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu mahkeme hakiminin takdirinde olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Bilinçli taksir hükümlerinin tartışılmadığı yönünden;
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu sanık hakkında bilinçli taksir hükümleri uygulandığı anlaşılmakla, katılanın bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

C.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1.Yukarıda gerekçe bölümünde açıklanan sebepler ve tüm dosya kapsamına göre meydana gelen olayda sanığın kusurlu olduğu anlaşıldığından mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B-1-b) bendinde açıklanan nedenle Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2022 tarihli 2022/151 Esas 2022/217 Karar sayılı kararında katılan … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2022 tarihli 2022/151 Esas 2022/217 Karar sayılı kararında sanık müdafii , katılan vekili ve katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii, katılan vekili ve katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.