Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/3346 E. 2023/4149 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3346
KARAR NO : 2023/4149
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/318 E., 2022/2798 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile; 5271 sayılı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca yeniden yapılan yargılama sonucu kurulan mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin reddi, esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında, katılanlara karşı, taksirle yaralama suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği katılanlar vekilinin temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, sanık müdafinin temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verilmediği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği katılanlar vekilini yönünden temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli 2021/107 Esas 2021/811 Karar sayılı kararında sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 8.600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

B. Katılanlar vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulü ile temyiz incelemesine konu İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 01.12.2022 tarihli 2022/318 Esas, 2022/2798 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine, sanığın 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 22.03.2023 tarihli ve 2023/1722 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekillerinin Sanık Hakkında;
Sanığın 1.50 promil alkollü vaziyette sebep olduğu trafik kazasında olası kastla hareket ettiği ve cezalandırılmasının bilinçli taksir yerine olası kasttan yapılması gerektiği, sanık hakkında pişmanlık göstermediği katılanların zararlarını gidermediği dikkate alınarak takdiri indirim uygulanması ve sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesinin hatalı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin;
Sanık müdafiinin temyiz isteminin süre tutum dilekçesinden ibaret olduğu, yasa ve usule aykırı kararın bozulmasını talep ettiği, gerekçeli kararın tebliğine rağmen mahkemeye temyiz sebebini belirtir dilekçe sunmadığı anlaşılmıştır.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
1. İlk derece mahkemesince, “Yapılan yargılamaya, sanığın savunmalarına, katılanların anlatımlarına, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; suç tarihi olan 15/08/2020 tarihinde 150 promil alkollü olduğu anlaşılan sanık …’ın sevk ve idaresindeki .. plakalı … ile Mustafa Kemal Sahil Bulvarı Narlıdere Otoban Yan Yol üzerinde Narlıdere istikametinden Balçova istikametine doğru seyir halindeyken kaza yerine geldiği esnada virajı alamayarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce sağa, sonra sola doğru savrulduğu, arkasından karşı yönden gelen araçların kullandığı şeride geçerek karşı yönden gelen katılan …’ın idaresindeki … plakalı kamyonete çarptığı, meydana gelen kazada kamyonette bulunan … sürücüsü katılan … ile araçta yolcu olarak bulunan … ve …’ın alınan doktor raporunda belirtildiği şekilde yaralandıkları, viraja yaklaşırken sevk ve idaresindeki aracının hızını azaltmayan ve aracını mevcut yol şartlarına uygun hızda kullanmayan sanığın meydana gelen kazada asli kusurlu bulunduğu, oluşu mahkememizce bu şekilde kabul edilen olayda sanığın üzerine atılı suçu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

“Sanık hakkında sabit görülen taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan eylemine uyan TCK’nin 89/4 maddesi uyarınca suçun işleyiş biçimi ve sanığın taksire dayalı kusurun ağırlığına göre takdiren 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, meydana gelen kazanın bilinçli taksirle geldiği anlaşıldığından sanığın cezasından TCK’nın 22/3 maddesi gereğince takdiren 5/12 oranında artırım yapılması suretiyle sanığın 1 yıl 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın geçmişi, duruşmalardaki saygılı tutum ve davranışları cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak cezasının TCK’nin 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 yıl 2 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının, sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre TCK’nın 50/4 maddesi delaletiyle 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü 20,00 TL üzerinden hesaplanmak suretiyle 8.600,00 tl adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesine, sanığın işlemiş olduğu taksirli suçtan dolayı mahkum olduğundan mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53/6 maddesi uyarınca 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına,” karar verilmiş olup, bu karara karşı katılanlar vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunda bulundukları anlaşılmıştır.

2. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

3. Kaza tespit tutanağında sanığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ve 48 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir.

4. Mahkemece trafik bilirkişisinden alınan raporda sanığın aracın hızını azaltmadığı, aracını mevcut yol şartlarına uygun hızda kullanmadığı, karşı yönden gelen araçların kullandığı yol şeridine girdiğinden kazanın oluşumuna etkili ettiği, diğer sürücünün kusursuz olduğu tespit edilmiştir.

5. 03.06.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre; sanık …’ın idaresindeki otomobil ile seyri sırasında gereken dikkat ve özeni yola vermesi, seyrini istikametine ayrılan yol bölümünü takriben müteyakkız sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek mevcut seyri ile geldiği olay mahalli virajlı yol bölümünde … hakimiyetini kaybederek karşı istikamet bölümüne geçmesi sonucu gerekleşen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, diğer sürücünün karşı istikametten aracı ile seyri sırasında kusursuz olduğu tespit edilmiştir.

6. Otomobil sürücüsü sanık …’ın 1.50 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir.

7.Yaralanan …, … ve …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıklarına ilişkin doktor raporlarının dosyada bulunduğu, yaralananların sanıktan şikayetçi olup, davaya katıldıkları anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
1.İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular, Bölge Adliye Mahkemesince isabetsiz bulunmuş, duruşma açılarak yeniden yargılama yapılmıştır.

2.Bölge Adliye Mahkemesince;
“1.Sanık hakkında bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan uzun süreli hürriyeti bağlayıcının 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının açık düzenlemesine aykırı olarak aynı kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca adli para cezasına çevrildiği,

2. Sanığın olayda otomobil kullanmasına rağmen sahip olduğu B, B1, D1, F, M sınıfı sürücü belgesinin tamamının geçici süreyle geri alındığı

3. Vekalet ücretinin tahsilinin katılanlar yönünden eşit olarak alınması gerektiği …”
Usul ve Yasaya aykırı görülmekle duruşma açılmasına karar verilmiş ve sanık … hakkındaki hükmün kaldırılarak, sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine, sanığın 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A.Sanık Müdafiinin Temyizi Yönünden;
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezaların tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 295 inci maddesinin birinci fıkraları uyarınca, temyiz sebepleri gösterilmediğinden, sanık müdafiinin temyiz istemlerinin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Katılanlar Vekilinin Temyizi Yönünden;
Yapılan inceleme neticesinde bölge adliye mahkemesinin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

1.Oluş ve dosya kapsamına göre, olaya ilişkin olarak düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında sanığın asli kusurlu olduğu belirtilmiş, yine soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre; sanığın tüm hatalı davranışları ile kazanın oluşumunda etkili olduğu görülmüş olup kovuşturma aşamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 03/06/2021 tarihli raporunda ise kazanın oluşumunda sanığın asli kusurlu olduğu buna karşılık katılan …’ ın kusurunun bulunmadığı, dosyaya celp edilen sanığa ait bulunan sürücü belgesi bilgilerine göre; aynı belge numarası altında B, B1, D1, F, M sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu ancak olay sırasında “…” plakalı B ve D1 sınıflarını gerektiren otomobil vasfında … kullandığı tespit edildiği, sanığın kazadan sonra alınan alkometre ölçümünde 1.50 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, kaza neticesinde üç kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları ve şikayetçi oldukları dava konusu olayda; sanık …’ ın üzerine atılı bulunan bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmış, bununla birlikte sanığın meydana gelen muhtemel sonucu kayıtsız kalarak kabullendiğine ve arzuladığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenle olası kastın uygulanma koşullarının oluşmadığı, gerçekleşmesini istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek şekilde objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayan sanığın eyleminde bilinçli taksirle hareket ettiği gözetildiğinde, katılanlar vekilinin suç vasfına ve hakkaniyete aykırı şekilde karar verildiğine ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca mahkemece sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri, sanığın geçmişi ve saygılı tutum ve davranışları gerekçe gösterilerek takdiri indirim uygulanmış olmasında herhangi bir hukuka aykırı bulunmamış olup, katılan vekilinin bu hususa ilişkin bozma istemi yerinde görülmemiştir.

3. 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi ve fıkraları gereğince hapis cezasının ertelenmesine engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında verilen hapis cezasının “sanığın yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaatin oluşması nedeniyle” ertelenmesine kararı verilmesinde, 1 yıl 6 ay denetim süresi belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
A) Sanık Müdafi Yönünden;
Gerekçe bölümünde A kısmında açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B) Katılanlar Vekili Yönünden;
Gerekçe bölümünde B kısmında açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 01.12.2022 tarihli ve 2022/318 Esas, 2022/2798 Karar sayılı kararında katılanlar vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,18.10.2023 tarihinde karar verildi.