YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3100
KARAR NO : 2023/3033
KARAR TARİHİ : 18.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/556 E., 2023/65 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Davacı hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine Mahkemece kurulan hükmün; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 21.02.2023 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 13.07.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; tutuklandığında Bozüyük Belediye Başkanlığı’nda başkan danışmanı olan müvekkilinin 6136 sayılı kanuna muhalefet ve tehlikeli madde bulundurmak suçundan 19.04.2006 tarihinde 1 gün gözaltına alındığını, yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi ile 09.04.2012 tarihinde ceza evine girdiğini, yargılamanın yenilenmesi ile müvekkilinin iki suçtan da beraatine karar verildiğini, 28.10.2015 tarihinde ceza evinden çıktığını, haksız yargılama nedeniyle kendisi ve ailesinin mağdur olduğunu, çevresi tarafından dışlandığını, sağlık sorunu yaşadığını, maddi ve manevi zararı olduğundan bahisle 200.000,00 TL maddi, 1.220.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22.11.2016 tarihinde maddi tazminat talebinden feragat etmiştir.
2.Davalı vekili 01.08.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; tazminata esas dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerektiğini, haksız bir tutuklama olmadığından davanın reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, talep miktarının fahiş olduğunu, derdest dosya bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, öne sürmüştür.
3.Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.02.2017 tarihli ve 2016/371 Esas, 2017/53 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine 1 gün gözaltı bakımından 100,00 TL manevi, infaz tarihleri bakımından ise 120.000,00 TL manevi tazminatın infaz başlama tarihi olan 09.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalından alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
4.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 24.05.2017 tarihli ve 2017/2038 Esas, 2017/1234 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 24.05.2017 tarihli ve 2017/2038 Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19.09.2022 tarihli ve 2021/3034 Esas, 2022/5760 Karar sayılı kararı ile “…1- Davacının manevi zararının gözaltı tarihi olan 19.04.2006 tarihi içn 1 gün, infaz tarihleri olan 09.04.2012-15.03.2013 arasındaki 340 gün ve 03.06.2013-28.10.2015 tarihleri arasındaki 877 gün için ayrı ayrı belirlenerek faiz başlangıcının her bir tedbirin başlangıç tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, …” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine göbderilmesine karar verilmiştir.
6.Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2023 tarihli ve 2022/556 Esas, 2023/65 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine, 110.00,00 TL manevi tazminatın ayrı ayrı infaz başlama tarihinden faizleriyle davalından alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
7.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.03.2023 tarihli ve 2023/30620 sayılı, hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Davacının kendisinin ve ailesinin sağlık sorunları yaşadığına, dava tarihinde belirlenen nesnel ölçütler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, iç mevzuat hükümleri gereği hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna, ilişkindir.
B. Davalı vekilinin temyiz istemi;
Tazminat koşullarının oluşmadığından davanın reddi gerektiğine, hükmedilen tazminat miktarlının fazla olduğuna, kısmen kabul kararı verildiği için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
İlk Derece Mahkemesince; davacının Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/181 Esas, 2016/54 Karar sayılı dosyasında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve tehlikeli madde bulundurmak suçlarından 19.04.2006 tarihinde gözaltında kaldığı, tehlikeli madde bulundurmak suçundan 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, hükmün Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleştiği, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet kararının ise bozulduğu, kesinleşen mahkumiyet nedeni ile 09.04.2012 tarihinde cezaevine girdiği, bozulan hüküm nedeni ile yeniden esasa alınan dosyada Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/177 Esas ve 2012/36 Karar sayılı kararı ile 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün de Yargıtay ilamı ile onanarak 15.04.2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen bu mahkumiyet kararının da infazı için davacının 03.06.2013 tarihinde yeniden cezaevine girdiği, dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması üzerine yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile hükmün infazının 28.10.2015 tarihinde durdurulmasına karar verilerek davacının tahliye edildiği, yargılama yenilenmesi sonucunda Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/181 Esas ve 2016/54 Karar sayılı dosyası ile davacının atılı suçlardan beraatine karar verildiği, beraat kararının da 13.04.2016 tarihinde kesinleştiği, buna göre davacının 19.04.2006 tarihinde 1 gün gözaltında kaldığı, kesinleşen mahkumiyet nedeni ile 1.kez 09.04.2012-15.03.2013 tarihleri arasında hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunduğu, 2.kez 03.06.2013-28.10.2015 tarihleri arasında hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunduğu, davacının maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine, 110,00,00 TL manevi tazminatın ise; 19.04.2006 tarihindeki 1 gün gözaltı süresi için takdir edilen 50,00 TL’nin gözaltı tarihi olan 19.04.2006 tarihinden itibaren, 09.04.2012 – 15.03.2013 tarihlerinde 340 gün cezaevinde geçen süre için takdir edilen 32.880,00 TL’si için infazın başlandığı tarih olan 09.04.2012 tarihinden itibaren, 03.06.2013 – 28.10.2015 tarihlerinde 877 gün cezaevinde geçen süre için takdir edilen 77.070,00 TL’si için infazın başlandığı tarih olan 03.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Davacının tazminat davasına esas Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/181 Esas, 2016/54 Karar Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, üzerine atılı 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve tehlikeli madde bulundurmak suçlarından 19.04.2006 tarihinde gözaltında kaldıktan sonra tehlikeli maddeleri bulundurmak suçundan Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/133 E 2008/131 sayılı kararı ile 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, belirtilen hükmün Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleşmesine müteakip, belirtilen cezanın infazı için davacının 09.04.2012 tarihinde cezaevine girdiği, akabinde Bilecik İnfaz Hakimliğinin 15.03.2015 tarih, 2013/524 sayılı kararı ile 6411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 105/A-1 maddesi uyarınca cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilerek 15.03.2013 tarihinde tahliye edildiği, devamında 6136 sayılı kanuna muhalefet suçundan Yargıtay bozma ilamı nedeni ile yeniden yargılama yapılarak Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/177 E 2012/36 sayılı kararı ile 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, belirtilen hükmün Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleşmesine müteakip belirtilen cezanın infazı için davacının 03.06.2013 tarihinde yeniden cezaevine girdiği ve yargılamanın yenilenmesi talebi nedeniyle de yeniden yargılama yapıldığı, 28.10.2015 tarihinde infazın durdurulmasına karar verilerek davacının tahliye edildiği, buna göre davacının 1 gün gözaltında, infaz tarihleri olan 09.04.2012-15.03.2013 arasındaki 340 gün ve 03.06.2013-28.10.2015 tarihleri arasındaki 877 gün ceza evinde kaldığı, davacının atılı suçlardan beraatine karar verildiği, beraat kararının da 13.04.2016 tarihinde kesinleştiği, infaz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden davacı vekilinin manevi tazminat miktarının eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.
B. Davalı vekilinin temyiz istemi;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde verilen kararın dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden davalı vekilinin manevi tazminat miktarının fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2023 tarihli ve 2022/556 Esas, 2023/65 Karar sayılı kararında davalı vekili ve davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.09.2023 tarihinde karar verildi.