Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2766 E. 2023/2326 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2766
KARAR NO : 2023/2326
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında, Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ankara 18.Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/07/2016 tarihli ve 2015/1553 Esas, 2016/515 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca doğrudan verilen 8.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.Ankara 18.Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/07/2016 tarihli ve 2015/1553 Esas, 2016/515 Karar sayılı kararının, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin, 19/04/2022 tarihli ve 2020/8450 Esas, 2022/3110 Karar sayılı ilâmıyla, basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesi ve kabule göre de doktor raporuna göre 2,30 promil alkollü olarak … kullandığı tespit edilen sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşulları oluştuğundan, tayin olunan cezasında 5237 sayılı Kanun’un 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesi nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.

3.Dairemizce verilen bozma kararı sonrası yapılan yargılama üzerine, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30/11/2022 tarihli 2022/639 Esas, 2022/1071 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi ve 53 üncü maddesinini altıncı fıkrası uyarınca 21 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 16/03/2023 tarihli ve 2022/162450 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri; Kusuru bulunmamasına rağmen eksik inceleme ile sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasının ve lehe hükümler uygulanmayarak fazla ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü;
12/04/2015 tarihinde müşteki …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa sarı fasılalı trafik ışığında giriş yaptığı sırada, karşı yönden gelerek hasılalı kırmızı ışıkta sola dönüş yapan sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile kavşakta çarpışması akabinde savrulan … plakalı aracında kavşakta bulunan sürücü …idaresindeki… plakalı minübis ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müşteki …’ın Adli Tabip raporunda belirtildiği üzere hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, belirtilmiştir.

2.Sanık aşamalarda, olay günü alkol aldığını, sevk ve idaremdeki aracı ile Batıkent tarafına giderken kavşaga geldiğinde göbekten döndüğü sırada müştekinin kullandığı aracın önce kendi aracına ardından caddenin karşısında duran dolmuşa çarptğını olayda kusurunun bulunmadığını ancak alkollü olduğunu kabul ettiğini, ışık ihlali yapıp yapmadığını hatırlamadığını ve suçlamaları kabul etmediğini etmiştir.

3.Katılan, şikayetçi olduğunu ve katılma talebinde bulunduğunu beyan etmiş olup hakkında katılma kararı verilmiştir.

4.Kaza tespit tutanağında; kaza yerinin yerleşim yeri içerisinde olduğu, azami hız limitinin 50 km olduğu, gün durumunun gündüz havanın açık, zeminin kuru olduğu, kazanın oluşumunda sanık sürücünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 57/1-a maddesinde düzenlenen kavşaklara yaklaşırken şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak ve ilk geçiş hakkı olan araçlara geçiş hakkı vermemek kuralını ihlal ettiğinden asli derece kusurlu bulunduğu, katılan sürücünün ise aynı Kanunun 52/1-a maddesinde düzenlenen araçların hızlarını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlal ettiği için tali kusurlu olduğu, görüş ve kanaati belirtilmiştir.

5.Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 14/06/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairsenin raporunda, sevk ve idaresindeki aracıyla geldiği kavşakta, fasılalı kırmızı ışıkta durup, kavşağı kontrol etmesine müteakip dönüş yapması gerekirken, bu kurala riayet etmeyip, seyir hızıyla sola dönüşle kontrolsüzce girdiği kavşakta, karşı yönden fasılalı sarı ışıkta kavşağa giren geçiş hakkına haiz sürücünün kullandığı araçla çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz ve 2918 sayılı Kanun’un 84/a maddesine aykırı davranışıyla sanık sürücünün asli kusurlu bulunduğu, katılan sürücünün ise sarı fasılalı ışıkta kavşağa yavaş ve dikkatli giriş yapması gerekirken, bu hususa riayet etmediğinden tali kusurlu bulunduğu, görüş ve kanaati bildirilmiştir.

6.Katılan …’da meydana gelen yaralanmaya ilişkin Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 06/08/2015 tarihli raporunda şahısta meydana gelen yaralanmanın hayati tehlikeye neden olur basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve kırığın hayati fonksiyonlara etkisi ağır(4) derece olacak nitelikte olduğu belirtilmiştir.

7.Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay günü 2,30 promil alkollü olarak trafiğe çıktığı doktor raporu ile tespit edilen sanık sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal içerisinde, azami hız limitinin 50 km/s olduğu, bölünmüş, asfalt kaplama, tek yönlü cadde üzerinde gündüz vakti seyri esnasında trafik lambaları ile kontrol edilen dönel kavşağa geldiğinde, fasılalı kırmızı ışık yandığı halde kavşaktan kontrolsüz olarak sola döndüğünde, kendi istikametine fasılalı sarı ışık yanarken kavşağa giriş yapan katılan …’ın kullandığı aracın sol yan kısımları ile çarpışması sonucu sanığın asli kusuru ile katılan …’ın hayati tehlike geçirecek ve vücudunda 4.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu olayda;

Sanık Müdafiinin, kusuru bulunmamasına rağmen eksik inceleme ile sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasının ve lehe hükümler uygulanmayarak fazla ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebepleri yönünden,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.11.2010 tarih ve 7/191-227 sayılı kararında “Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK’un 326 ve 5271 sayılı TCK’nın 307/2. maddeleri uyarınca zorunludur.Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı ilkesine dayanan bu zorunluluk uyarınca, sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır.” hususlarına yer verilmiş olup; somut olayda davaya yeniden bakan mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, Dairemizin 2015/4500-2016/4330 sayılı ve 17/03/2016 tarihli bozma kararı sanık aleyhine olmasına rağmen, sanığın duruşmaya katılımı sağlanıp bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde 1412 CMUK’un 326 ve 5271 sayılı CMK’nın 307. maddelerinin ihlal edilmiş bulunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30/11/2022 tarihli 2022/639 Esas, 2022/1071 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2023 tarihinde karar verildi.