Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2763 E. 2023/4064 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2763
KARAR NO : 2023/4064
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/163 E., 2022/401 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında Dairemizin bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.04.2015 tarihli ve 2014/225 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi gereğince 225 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.04.2015 tarihli ve 2014/225 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12.04..2021 tarihli 2019/4179 Esas, 2021/3412 Karar sayılı kararı ile ”sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.

3. Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin,16.11.2021 tarihli ve 2021/332 Esas, 2021/465 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi gereğince 225 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, karara karşı katılan vekili ile sanık müdafiinin itirazı üzerine mercii tarafından sanık müdafinin itirazının kabulüne karar verilerek HAGB kararı kaldırılmıştır.

4. Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2022 tarihli ve 2022/163 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi gereğince 225 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 16.03.2023 tarihli ve 2022/163634 sayılı, hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan vekilinin temyiz istemi;
Katılanın kazadan sonra %62 oranında iş gücü kaybına uğradığına, desteksiz yürüyemez hale geldiğine, cezanın az olduğuna, sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve saire ilişkindir.

2.Sanık müdafiinin temyiz istemi;
Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve saire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.Mahkeme gerekçesinde;
” Olay tarihinde sanık …’a ait … inşaat şirketi bünyesinde çalışmaya başlayan mağdurun, aynı gün sabah saatlerinde, merdiven ile inşaat kolonuna çıktığı ve çalışmaya başladığı esnada iş veren sanığın iş yerinde gerekli tedbir önlemlerini almadığı ve katılanın kolandan düşerek yaralandığı, alınan kat-i rapora göre vücudunda kemik kırılmasının olduğu ve bu kırığın hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkiler nitelikte olduğunun belirtildiği böylelikle sanığın üzerine atılı suçu işlediği olay ile ilgili 30/12/2014 tarihli üçlü bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere iş veren …’ın iş yerinde yetkili sorumlu kişi olmasına rağmen mevzuatın gereklerini yerine getirmemesi sebebi ile iş kazasında asli kusurlu olduğu, adli tıp raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla cezalandırılması cihetine gidilmiştir. Bu nedenle cezalandırılan sanık hakkında;

TCK’nun 89/1 maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, failin taksire dayalı kusurunun ağırlığı nazara alınarak takdiren asgari hadden ayrılmak suretiyle ceza tayini mahkememizce uygun görülmüştür.

Sanığın eylemi neticesinde mağdurun vücudunda kemik kırılmasına sebebiyet vermiş olması nedeni ile TCK’nun 89/2-b maddesi uyarınca cezasında arttırım oranına gidilmiştir.

Sanığın yargılama sürecinde izlenen olumlu tutum ve davranışları ve kişiliği itibariyle cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alındığında sanık yararına cezayı hafifletici takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK.nun 62/1. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması cihetine gidilmiştir.
Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği bu nedenle CMK 231. hükümleri uygulanmamıştır.

Sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiğinden TCK 51 ve 53. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denmiştir.

2.Katılan beyanında: ” Çalıştığım yer yaklaşık 3 metre mesafede kalıp yapmak idi , ben merdivene çıkıp kalıp yapacağımı biliyordum, ancak ben işçi istedim merdiveni tutması amacıyla talebim sağlanmadı, kask verilmedi, çalıştığım mesafeden dolayı iskele kurulması gerekiyordu, kurulmadı.Çalıştığım yer yaklaşık 3 metre mesafede kalıp yapmak idi , ben merdivene çıkıp kalıp yapacağımı biliyordum, ancak ben işçi istedim merdiveni tutması amacıyla talebim sağlanmadı, kask verilmedi, çalıştığım mesafeden dolayı iskele kurulması gerekiyordu, kurulmadı. Meydana gelen olayda sanıklar kusurludur, cezalandırılmalarını istiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur

3.Sanık savunmasında:”… İfademde de belirtmiş olduğum üzere katılanın yaralandığı gün işe başladığı ilk gündür, düştüğü mesafede 1,5- 2 mt. Kadar çok yüksek olmayan mesafededir, yıllardır edindiğim tecrübe gereği tespitime göre katılan inşaat işlerinde gerekle deneyime sahip olmadığı için kendi kusurundan , dikkatsizliğinden dolayı düşüp yaralanmıştır. Bizden kaynaklanan her hangi bir kusur yotur, tüm güvenlik önlemlerinin bütün inşaatlarımızda en iyi şekilde sağlıyoruz,. Üzerime atılı suçlamayı bu haliyle kabul etmiyorum. ..” demiştir.

4.Tanık beyanlarında özetle sanık …’ın iş güvenliği hususunda gerekli ekipmanları verdiğine, konu ile bilgilendirdirdiğine ilişkindir.

5. Soruşturma aşamasında alınan 12.12.2013 tarihli üçlü heyet raporu ile kovuşturma aşamasında alınan 30.12.2014 tarihli üçlü bilirkişi raporunda özetle, katılan …’ın dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığından tali kusurlu olduğu, İş veren …’ın iş yerinde yetkili sorumlu kişi olmasına rağmen mevzuatın gereklerini ve iş ekipmanlarını kullandırması gerektiği halde bunları yerine getirmeyişi sebebi ile iş kazasında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.

6.Adli Tıp Kurumu Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün B.03.ATK.4.07.07.00- 2013/2360 sayılı, 20/05/2013 tarihli raporunda;
”Kumluca Hazırlık Bürosunın 13/05/2013 tarihli ve 2013/210 sayılı yazısı ile gönderilen … ve … oğlu, 08/10/1982 Kaş doğumlu, … hakkında düzenlenmiş Finike Devlet Hastanesinin 08/01/2013 tarih ve bila sayılı raporunun tetkikinde;

T 12 vertebrada çökme kırığı yanında sağ lamina kırığı olduğu bildirilmekle ve iç organ lezyonu bildirilmemekle, Arızasının;

a-) Şahsın hayatını tehlikeye maruz KILMADIĞI,

b-) Basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte OLMADIĞI,
c-) Tespit edilen kemik kırığının, şahsın hayat fonksiyonlarını AĞIR (4) derecede etkiler nitelikte olduğunu bildirir rapordur.” denmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Tebliğname ve katılan vekilinin temyiz talebi yönünden;
Olay günü sanık …’a ait … inşaat şirketi bünyesindeki inşaatta çalışmaya başlayan katılanın, 2,5 metre yüksekliğindeki bina kolonuna dayadığı merdivende kalıp çakarken beton zemine düştüğü, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, 4. derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; sanığın katılana gerekli koruyucu donanımı vermeden çalışmasına müsade etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat gereğince, ağır ve tehlikeli işlerde çalışacaklardan alınması gereken sağlık raporu olmadan işe başlatmasının kazaya etkili olmadığı, sanığın eyleminde bilinçli taksirin unsurları oluşmadığı, katılanın yaralanmasına ilişkin kati doktor raporununun bulunduğu, bu rapora göre sanıkta uzuv kaybı-zaafının belirtilmediği, buna ilişkin dosyada başkaca rapor bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş, katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görülemiştir.

2. Ceza miktarı yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak bir kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sair nedenler yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2022 tarihli ve 2022/163 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararında sanık müdafiince ve katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2023 tarihinde karar verildi.