Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2739 E. 2023/5192 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2739
KARAR NO : 2023/5192
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1145 E., 2022/2245 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile; 5271 sayılı Kanunun 280/1. maddesi uyarınca kararın kaldırılması sonucu verilen düşme kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan Reddi ile Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ankara 16.Asliye Ceza Mahkemesinin, 30/03/2021 tarihli ve 2016/319 Esas, 2021994 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üncü maddesi ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınması ile anayasa mahkemesi değişikliği göz önüne alınarak hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.

2.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 10/10/2022 tarihli ve 2022/1145 Esas, 2022/2245 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme karşı sanık müdafii ve katılan … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasıyla, şahsi şikayete bağlı suç nedeni ile yasal 6 aylık şikayet süresi içerisinde şikayet hakkı olanlar tarafından yapılmış bir başvuru bulunmadığından, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği düşmesine karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 15/03/2023 tarihli ve 2022/154229 sayılı, esastan ret ile hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz sebebi, yasal süre içerisinde şikayette bulunulduğundan bahisle, kamu davasının düşmesi kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Olay tarihinde sanık …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı … ile havaalanı yolunu takiben esenboğa Havalimanı istikametinde 15 km çıkışa geldiği esnada aracın hızını hava yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayarak kullanmaması nedeniyle aracın hakimiyetini kaybederek yolun sağında bulunan elektrik ditreğine ardından da savrularak orta refujde bulunan beton bariyere çarpması sonucunda araçta bulunan katılanlar … ile …’ın yaralandığı belirtilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki beyanlarında, hızının tahminen 70-80 km civarı olduğunu yolun oto yol olduğu dikkate alındığında hızlı gitmediğini, etrafında herhangi bir … olmadığını ve orta şeritte seyrettiğini, üçüncü şeride nasıl geçtiğini hatırlamadığını ve önünde bir cisim gibi bir şey gördüğünü bunun çukur da olabileceğini, kurtulmak için sağ yaptığında direksiyon hakimiyetimi kaybedip direğe vurduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.

3.Katılan şikayetçi olduğunu ve katılma talebinde bulunduğunu beyan etmekle hakkında katılma kararı verilmiştir.

4.Kaza tespit tutanağında; kaza yerindeki azami hız limitinin 82 km/saat olduğu, gün durumunun gece olduğu ve aydınlatmanın bulunmadığı, yolun meskun mahal içi il yolu olduğu, kazanın oluşumunda sanık sürücünün, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’un (2918 sayılı Kanun) 52/1-b maddesinde düzenlenen araçların hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamamak kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.

5.Dosyada mevcut bulunun ve kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 01/06/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesinin heyet raporunda, yönetimindeki kamyonet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermemiş, aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış, sevk ve idare hatası göstererek direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracıyla sağ taraftan yol dışı kalıp elektrik direğine çarpması akabinde sola savrularak orta refüjdeki beton bariyerlere çarpması sonucu meydana gelen olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle sanık sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.

6.Katılanlardan …’ın yaralanmasının tespiti için düzenlenen 01/12/2015 tarihli Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinin 19/09/2018 tarihli raporlarında, şahısta meydana gelen yaralanmanın hayati tehlikeye neden olmaz, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ancak vücut genel çalışma gücünde kayba neden olmaz nitelikte olduğu, katılanlardan … için düzenlenen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinin 01/12/2015 tarihli raporunda şahısta meydana gelen yaralanmanın hayati tehlikeye neden olur, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve kırığın hayati fonksiyonlara etkisinin ağır (6) derece olduğu belirtilmiştir.

7.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
1.Olay günü saat 04:30 sıralarında sanığın yönetimindeki … plakalı kamyonet ile Havaalanı yolu üzerinde Ankara istikametinden Esenboğa istikametine seyrederek olay yerine geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracı ile sağ taraftan yol dışı kalıp elektrik direğine çarpması akabinde sola savrularak orta refüjdeki beton bariyerlere çarpması sonucu, … içinde bulunan yaşı küçük katılanlar … ve …’ın yaralandıkları olayda, oluş itibarı ile bilinçli taksirin söz konusu olmadığı, belirtilmiştir.

2.Katılan …’ın 11/08/2002 doğumlu ve katılan …’ın da 24/08/2002 doğumlu olup suç tarihi itibarı ile her iki katılanın da 13 yaşında oldukları, dolayısı ile kaza tarihi itibarı ile her iki katılanın da 15 yaşından küçük olup onlar adına şikayet hakkının Türk Medeni Kanunu’nun 335/1. maddesi uyarınca ortak velayet sahibi olan anne ve babalarına ait olduğu, katılan …’ın babası …’ın soruşturma aşamasında alınan tarihsiz ilk karakol ifadesinde herhangi bir kimseden dava ve şikayeti olmadığını beyan ettiği, katılan …’in babası …’ın da soruşturma aşamasında alınan 20/08/2015 tarihli ilk ifadesinde olay ile ilgili herhangi bir dava ve şikayeti olmadığını bildirdiği, her ne kadar soruşturma aşamasında 22/08/2015 tarihli ikinci ifadesi ile katılan … sanıktan şikayetçi olduğunu belirtmiş, yine katılan …’da sonradan verdiği 23/08/2015 tarihli dilekçesi ile sanıktan şikayetçi olduğunu bildirmiş ise de, şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmadığı, yaşı küçük katılanlar … ve … sonuşturma aşamasında verdikleri 05/02/2016 tarihli ifadeleri ile sanıktan şikayetçi olduklarını beyan etmişler ise de, yaşları itibarı ile yaşı küçük katılanların bu ifadelerine hukuken itibar edilemeyeceği, ayrıca yaşı küçük katılanların annelerinin de yasal 6 aylık süresi içerisinde şikayet haklarını kullanmadıklarının anlaşıldığı belirtilmiştir.

3.Dosyaya konu suç nedeni ile sanık hakkında yasal 6 aylık süresi içerisinde şikayete hakkı olanlar tarafından yapılmış bir şikayet bulunmadığı gözetilerek kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, Ankara 16.Asliye Ceza Mahkemesinin, 30/03/2021 tarihli ve 2016/319 Esas, 2021994 Karar sayılı kararının kaldırılması ile yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu aykırılık 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a. ve 303/1-a. maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, düzeltilmek sureti ile sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün kaldırılmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesi kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A.Katılan vekilinin yasal süre içerisinde şikayette bulunulduğundan bahisle, kamu davasının düşmesi kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
Sanığa atılı taksirle yaralama suçunun 5237 sayılı Kanun’un 89/5. maddesi uyarınca takibinin şikayete tabi olduğu, yargılama tarihi itibari ile şikayet hakkı kendisinde bulunan mağdur küçükler … ve … velilerinin soruşturma aşamasında verdikleri ilk beyanlarında şikayetlerinin bulunmadığını bildirdikleri ancak olay tarihi sonrası aradan zaman geçmesi üzerine verdikleri ikinci beyanlarında şikayetlerinin bulunduğunu beyan ettikleri anlaşılmakla şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmaması karşısında, yasal şikayet süresi içerisinde şikayette bulunulmadığından bahisle sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün kaldırılmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerinde olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün A numaralı maddelesinde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 10/10/2022 tarihli ve 2021/1145 Esas, 2022/2245 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28. 11.2023 tarihinde karar verildi.