Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2582 E. 2023/2140 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2582
KARAR NO : 2023/2140
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.01.2016 tarihli ve 2014/616 Esas, 2016/82 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının b bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmiştir.

2. Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.01.2016 tarihli ve 2014/616 Esas, 2016/82 sayılı kararının sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 21.12.2021 tarihli ve 2019/12523 Esas, 2021/9107 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.

3.Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.07.2022 tarihli ve 2022/48 Esas, 2022/628 sayılı kararı ile basit yargılama usulü uygulanarak sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, aynı maddesinin üçüncü fıkrasının b bendi, 62 nci maddesi ve 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmiş, sanık müdafiinin karara itiraz etmesi üzerine genel hükümlere göre yapılan yargılama sonunda Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.12.2022 tarihli ve 2022/588 Esas, 2022/886 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, aynı maddesinin üçüncü fıkrasının b bendi, 62 nci maddesi uyarınca verilen 300 gün adli para cezasının 52 nci maddenin ikinci fıkrası gereğince günlüğü 20,00 TL’den hesaplanarak 6.000,00 TL adli adli para cezası ile cezalandırılmasına, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince 15 eşit taksitte ödenmesine aynı kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmiştir.

4.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.03.2023 tarih, 2023/25352 sayılı tebliğnamesi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın cadde üzerinde seyretmesi diğer sürücünün ise sokaktan kavşağa girmesi nedeniyle sanığın kusurlu olmadığına ve geçiş önceliğinin sanıkta olduğuna, ehliyetin 1 yıl süreyle geri alınmasının sanığın mağduriyetine neden olacağına ve güvence hesabına yönelik açılan dava sonunda sanık hakkında zararın giderimi için icra takibi başlatıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartlarının oluştuğuna, resen gözetilecek nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkeme gerekçesinde “Kaza tarihinde hakkında …’ın sevk ve idaresinde bulunan… plakalı aracı ile çift yönlü 2115 sokağı takiben Gazi Bulvarı istikametine seyrettiği sırada olay mahalline geldiğinde Cahit Sıtkı caddesinden gelen sanık …’ın kullandığı 07 EY 433 plakalı kamyonetin sağ yan arka kesimine kavşak içerisinde çarptığı, çarpmanın etkisiyle savrulan kamyonetinin sol yan kesimi ile yolun solunda elektrikli bisiklet üzerinde bekleyen katılan …’a çarptığı meydana gelen kaza sonucunda katılan … hakkında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp tarafından 27/11/2015 tarihinde düzenlenen raporda hayati tehlike geçirecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, vücudunda kemik kırığı oluşturacak, yüzde sabit iz oluşturacak ve ayrıca duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine yol açacak şekilde yaralandığının belirtildiği, mahkememizce yapılan keşif sonrası bilirkişinin raporunu düzenlediği, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından 09/09/2015 tarihli düzenlenen raporda meydana gelen kazada sanığın “kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş, kontrolsüz kavşaklarda soldaki sürücülerin sağdan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermeleri kural gereği olmasına rağmen bu kurala riayet etmediği, seyir hızıyla kontrolsüzce girdiği olay mahalli kavşakta sağından gelen önünü kapattığı ve ilk geçiş hakkını bırakmadığı, dava dışı sürücü …’ın kullandığı otomobil ile çarpışma sonucu meydana gelen olayda dikkatsiz tedbirsiz kurallara aykırı hareketiyle KTK’nın 52/a, 57/c-2 ve 84/h maddeleri gereğince asli kusurlu, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen …’ın da “idaresindeki otomobil ile gündüz vakti mezkur mahalde çift yönlü yolu takiben seyrederek hız azaltmada uygun hıza yaklaşmadığı olay mahalli kontrolsüz kavşağa seyir hızıyla kontrolsüzce girmek suretiyle solundan gelen önünü kapatan ve kendisine ilk geçiş hakkını bırakmayan sanığın kullandığı kamyoneti sağ yan kesimine önlemsizce çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle KTK’nın 52/a maddesiyle tali kusurlu, katılan …’ın ise meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığının tespit edildiği tüm bu anlatılanlardan sanığın meydana gelen kazada asli kusurlu olarak katılan …’ın hayati tehlike geçirecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, vücudunda kemik kırığı oluşturacak, yüzde sabit iz oluşturacak ve ayrıca duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine yol açacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, katılanın beyanı, keşif, bilirkişi raporları, adli raporlar ve tüm dosya kapsamından mahkememizce sabit görülerek aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

2.Katılan … olay tarihinde motosikletiyle olay yerinde durduğunu, arkadaşlarını telefonla arayacak olduğunu, bu arada kendisine bir aracın çarptığını, daha sonra ne olduğunun farkında olmadığını, şikayetçi olduğunu beyan etmiş, katılan …’ın yatalak hasta olduğu, kendisini tam olarak ifade edemediği, olayı tam olarak hatırlayamadığı, yatağa bağlı olması nedeniyle tüm ihtiyaçları yakınları tarafından yerine getirildiği mahkemece gözlemlenmiştir.

3.Sanık savunmasında trafik ışıkları bulunmayan kontrolsüz kavşağa geçerek yola girmek üzere iken gidişine göre sağ taraftan yani sokaktan süratli bir şekilde gelen … sürücüsünün aracının sağ arka yan çamurluk kısımdan çarptığını, çarpmanın etkisi ile karşı istikametin sol şeridinden gelmekte olan üzerinde başında kaskı bulunmayan bir erkek şahsın kullandığı elektrikli bisiklete çarptığını, kazada kastının ve kusurunun olmadığını beyan etmiştir.

4.Tanık …, olay tarihinde koyu renkli Audi marka aracın beyaz renkli Hyundai marka araca arka sağ kısmından çarptığını gördüğünü, çarpmanın etkisi ile Hyundai marka aracın sol tarafa doğru savrulduğunu ve on metre ileride bulunan elektrikli bisiklet üzerindeki mağdura çarparak yaralanmasına neden olduğunu, mağdura yardımcı olduğunu beyan etmiştir.

5.Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 02.05.2014 tarihli raporundan katılan …’ın kaza sonrasında yaralanmasının yaşamını tehlikeye soktuğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, vücudunda kemik kırığının oluştuğu, yüzde sabit iz duyularından ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesi zayıflaması hakkında 18 ay sonra rapor verileceğinin belirtildiği anlaşılmış, 27.11.2015 tarihli kesin raporunda ise katılanın yaralanmasının yüzünde sabit iz oluşturduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir.

6.Trafik kazası tespit tutanağına göre meydana gelen kazada sanık …’nın kontrolsüz kavşaklarda sağdan gelen araçlara geçiş üstünlüğünü vermesi gerektiğinden asli kusurlu, diğer … sürücüsü …’ın kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusurlu oldukları, katılanın kusursuz olduğu tespit edilmiştir.

7.Mahkeme yapılan keşif sonrası alınan 08.05.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığın geçiş üstünlüğüne uymaması nedeniyle asli kusurlu, diğer … sürücüsü …’ın hızını azaltmaması nedeniyle tali kusurlu oldukları tespit edilmiş, katılan …’a ise kusur atfedilmemiştir.

8. Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 09.09.2015 tarihli raporunda sanığın, sağdan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermemesi sebebiyle asli, diğer sürücünün ise; hızını azaltmadan kavşağa uygun hızla yaklaşmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Kaza tarihindeki yol durumuna göre kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş kontrolsüz kavşaklarda, soldaki sürücülerin sağdan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermeleri kuralına riayet etmeyip, seyir hızıyla kontrolsüzce girdiği kavşakta, sağından gelen, önünü kapattığı ve ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü …’ın kullandığı otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz, kurallara aykırı hareketi ile Karaylları Trafik Kanunun 52 nci maddesinin (a) bendi, 57 nci maddesinin (c-2) bendi ve 84 üncü maddesinin (h) bendi gereğince gereğince asli kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında mahkemenin kabulünd,e uygulanan ceza ve tedbir süresinde isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafinin temyiz buna yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2.Katılanın zararının giderilmediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması hukuka uygun bulunmuştur.

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.12.2022 tarihli ve 2022/588 Esas, 2022/886 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.