Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2488 E. 2023/4519 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2488
KARAR NO : 2023/4519
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1058 E., 2022/1679 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.02.2022 tarihli ve 2020/538 Esas, 2022/52 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraat kararı verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.05.2022 tarihli ve 2022/1058 Esas, 2022/1679 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 05.03.2023 tarihli ve 2022/89046 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, eksik inceleme ile karar verildiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yararın kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olduğu, bu suçun oluşabilmesi için ise kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla hukuka aykırı bir davranışta bulunma eyleminin ısrarla tekrarlanması ve süreklilik arz etmesi gerektiği, suçun oluşabilmesinin bir diğer şartının ise eylemin sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile gerçekleştirilmesi olduğu, somut olay bu bağlamda irdelendiğinde sanığın olay tarihinde katılana ait dükkanın kiracısı olduğu, sanığın alınan savunmasında dükkanında meydana gelen elektrik kesintisi nedeniyle katılana mesaj attığını ve aradığını ancak katılanın telefonunu açmaması üzerine katılanın oturduğu apartmanın içerisinde bulunan elektrik panosuna bakmak için zile bastığını, diyafonda konuştuğu kişinin kendisine “elektrik kesintisinin bizimle alakası yok, kapıyı açmıyorum” dediğini, bunun üzerine katılanın evinin önünden ayrıldığını beyan ettiği, olayın öncesinde sanık ile katılan arasında kavga olayının yaşandığının taraflarca beyan edildiği, tanık …’ın da soruşturma aşamasında sanıkla aynı doğrultuda beyanda bulunduğu, tanık …’ın olaydan bir gün öncesinde katılan tarafından tehdit edilmeleri sebebiyle üç kişi birlikte gittiklerini beyan ettiği, tanık …’in kapı ziline üç kez basıldığını, diyafonda sanığın “çabuk kapıyı aç, eşin ile hesaplaşacağız” dediğini, aşağıda üç kişi olduklarını, eşiyle birlikteyken telefonun çalmadığını beyan ettiği, dosya içerisinde mevcut CD inceleme tutanağında sanığın yanında arkadaşları … ve Yusuf Bozkurt’un bulunduğu, sanığın kapı ziline bastıktan sonra iki dakika bekleyip yanındaki kişilerle birlikte apartmanın önünden ayrıldığının görüldüğü, yine dosya arasında bulunan ekran görüntülerinin incelenmesinde sanığın aynı gün içerisinde katılanı sadece üç kez aradığı anlaşılmakla, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsuru olan “ısrar” şartının somut olayda gerçekleşmediği ve sanığın huzur ve sükunu bozma saikiyle hareket etmediği kanaatine varılmakla, suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın üzerine atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İddia, savunma, katılan beyanı, tanık anlatımları, telefon ekran görüntüsü ve tüm dosya kapsamından; Suç tarihinde sanık …’in katılan …’ın kiracısı olduğu, aralarında anlaşmazlık bulunduğu, olay tarihinden bir gün öncesinde katılanın ihbar etmesi üzerine sanığın işyerinde yapılan aramada silahların ele geçirildiği, ayrıca katılanın sanık hakkında şikayetçi olduğu, olay tarihinde de, sanığın katılanı önce birden çok kez telefonla aradığı, katılanın cevap vermemesi üzerine yanına iki kişiyi de alarak, katılanın oturduğu dairenin zilini birden çok kez çaldığı, bir kaç dakika bekledikten sonra oradan ayrıldığı anlaşılmıştır. Sanık savunmasında, dükkanın elektriğinin kesildiğini, elektrik panosunun apartman içerisinde olduğunu, panoya bakmak amacıyla katılanın kapı zilini çaldığını, ayrıca telefonla da kapıyı açması için aradığını savunmuşsa da, apartmanda sanık dışında başka kişilerin de oturduğu, sanık ve katılan arasında olaydan bir gün önce kolluğa yansıyan olaylar yaşandığı, bu nedenle sanığın katılanı apartman içerisindeki panoya bakmak amacıyla, kapıyı açması için aramasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ayrıca apartmanda elektrik panosuna bakmak için gelip apartman içerisine girmeye çalışmak yerine, telefonla birden çok kez arama yapmasının da hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı anlaşıldığından, savunmalarına itibar edilmemiştir. Sanık, olaydan bir gün önce katılanın kendisini ihbar etmesini duyduğu kızgınlıkla onu telefonla arayarak, kapı zilini birden çok kez çalarak, huzursuz etmiştir. Sanığın rahatsız edici birden çok davranışı dikkate alındığında, olayda 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinde tanımlanan suçun ısrar ögesinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin, atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığına ilişkin değerlendirmesi yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle; Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekilinin istinaf istemlerinin kabulüyle, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, sanığın katılana yönelik kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay ve Olgular bölümünde anlatıldığı şekliyle sanığın üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiği ve katılanın süresinde şikayette bulunduğu anlaşıldığından, sanığın cezalandırılmasına ilişkin bölge adliye mahkemesinin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olaydaki iddianame anlatımına göre; sanık hakkında tehdit suçundan açılmış bir dava bulunmadığı göz önünde bulundurularak 5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenleme gereğince; tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarih, 2017/463 E., 2018/20 K. sayılı ve 23.01.2018 tarih, 2015/962 E., 2018/16 K. sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile birlikte 5275 sayılı Kanun’un 106 nci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.05.2022 tarihli ve 2022/1058 Esas, 2022/1679 Karar kararında sanık müdafiinin öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Serik 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.10.2023 tarihinde karar verildi.