Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2437 E. 2023/2017 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2437
KARAR NO : 2023/2017
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ortaköy (Aksaray) Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2014 tarihli ve 2013/37 Esas, 2014/96 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca verilen 5 ay hapis cezasının aynı kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine, adli para cezasının 52 nci maddenin ikinci fıkrası gereğince günlüğü 20,00 TL’den hesaplanarak neticeten 6.000,00 TL adli adli para cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 53 üncü maddenin altıncı fıkrası gereğince 3 ay süreyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmiştir.

2. Dairemizin 19.02.2019 tarih, 2016/3015 Esas, 2019/3015 ve 12.01.2021 tarih, 2019/13334 Esas, 2021/148 sayılı tevdi kararlarıyla bir kısım katılanlara gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi nedeniyle dosya geri çevrilmiş ve eksiklikler giderilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2016 tarih, 2015/33711 sayılı tebliğnamesi ile sanık hakkında hükmedilen adli para cezasına esas tam gün sayısının gösterilmemesi, netice adli para cezasının 3.000,00 TL yerine hesap hatası yapılarak 6.000,00 TL olarak belirlenmek suretiyle fazla adli para cezasına hükmedilmesi ve adli para cezasının taksitler halinde tahsiline karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmemesi nedenleriyle hükmün bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, hakkında hükmedilen adli para cezasının yanlış hesaplandığına, cezanın fazla olduğuna, 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesi hakkında bilgilendirilmediğine, beyanlar ve bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığına ve resen gözetilecek sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkeme gerekçesinde “…Olay tarihinde katılan sanık …’ın sevk ve idaresindeki otobüs ile katılan sanık …’in sevk ve idaresindeki kamyonun çarpışması sonucunda müştekilerin ve katılanların yaralandığı, yapılan yargılama neticesinde aldırılan, bilim ve fenne uygun olduğu kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre vaki taksirli olayda katılan sanık …’ın asli, katılan sanık …’in ise tali kusurlu olduğu, katılan sanıkların eylemlerinin TCK’nın 89/4. maddesinin kapsamında kaldığı anlaşılmıştır… katılan sanık …’in adli sicil kaydının incelenmesinde daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşılmakla şartlarının oluşmadığı kabul edilerek mezkur katılan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri hükümleri tatbik edilmemiştir. Diğer katılan sanık hakkında yapılan incelemede katılan sanık …’ın dosya kapsamında bulunan adli sicil kaydına göre daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığı anlaşılmış, katılan sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda yeniden bir suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmuştur. Katılan sanığın işlemiş olduğu suç neticesinde dosya kapsamı itibariyle kamunun veya kişilerin uğramış olduğu, tazmini gerekir, somut, maddi ve ölçülebilir bir zararın olmadığı kabul edilerek CMK’nın 231/5. maddesinin c. bendinde yer alan zarar tazmin şartı dikkate alınmamış, diğer şartların varlığı ve katılan sanığın da vaki muvafakati göz önünde bulundurulduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri katılan sanık … lehine değerlendirilerek neticeten aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” denilmiştir.

2. Sanık … savunmasında: “Olay günü Ankara’dan Tarsus’a gelirken Aksaray’a yaklaşık 50 km kala aracımdan bir ses geldiği için emniyet şeridinde durdum, aracımın dörtlüleri yanıyordu, araçtan indim aracımı kontrol ettim, aracımın Aksaray’a kadar gidebileceğini gördüm ve aracıma tekrar bindim, tam bindiğim esnada arkadan bir yolcu otobüsü benim kamyona arka taraftan çarptı, sonradan öğrendiğime göre otobüs şoförü uyumuş, benim kesinlikle bir kusurum yoktur, benim aracım emniyet şeridinde duruyordu ve dörtlüleri yanıyordu, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben kazada yaralanmadım, ben diğer sanık …’dan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Temyiz dışı sanık … savunmasında: ” Olay tarihinde sevk ve idaremdeki… plaka sayılı şehirlerarası taşımacılık yapan otobüs ile Ankara ilinden Adıyaman iline doğru seyir halindeydim. Tahminen Aksaray iline 40-45 km kala yolun sağında bir kamyonun park halinde olduğunu aniden gördüm. Kamyonda herhangi bir park yaptığına dair uyarı levhası yoktu. Kamyonu kurtarıp yolun soluna doğru geçecekken bir aracın otobüsü sollamaya çıktığını farkettim. Bu nedenle yolun soluna da çıkamadım ve kamyona çarptım. Olay bu şekilde olmuştur. Kazada benim kusurum yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

4. Olaya ilişkin görgüsü bulunan katılanlar “.. olay tarihinde saat gece 03:00 sıralarında benim tahminimce bizim otobüsün şoförü direksiyon başında uyumuştu. Birden bire önümüzde duran kamyona arkadan çarptı..” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Kazada yaralanan ve şikayetçi olan 12 katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları tespit olunmuştur.

6.Kazadan sonra kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına göre otobüs şoförü …’un arkadan çarpma kuralını ihlal etmesi nedeniyle, sanığın da yerleşim yerleri dışındaki karayollarında zorunlu nedenlerle yapılacak park halinde gerekli tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu oldukları tespit edilmiştir.

7.İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 14.04.2015 tarihli raporda, otobüs şoförü olan …’a dörtlüleri yanık vaziyette aracın bir kısmı emniyet şeridinde bir kısmı kaplama üzerinde olacak şekilde duran kamyonu geç fark etmesi ve etkin tedbiri almadan söz konusu araca çarpması ile sebebiyet verdiği kazada; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarından dolayı asli, sanığa ise; olay mahallinde üç metrelik emniyet şeridi bulunduğu halde idaresindeki aracın bir kısmı kaplama içerisinde kalacak şekilde dörtlüleri yanık vaziyette durdurarak kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarından dolayı tali kusur atfedilmiştir.

8.Sanığın adli sicil kaydının dosya arasına alınmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen temyiz dışı sanık …’un idaresindeki ticari otobüsle geceleyin aydınlatma olmayan bölünmüş yolda seyri sırasında bir kısmı sağ şeride taşmış vaziyette bankette dörtlüleri yanar biçimde park halinde bulunan sanık …’ın idaresindeki kamyonun sol köşesine çarpması sonucu otobüsde bulunan yolculardan şikayetçi olan 12 kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, kamyonunu kaplama içine taşar şeklinde park eden sanık …’ın tali kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde 5237 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrası ile 22 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tali kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu 12 kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

2. 5271 sayılı Kanunda bilirkişi raporunun taraflara tebliğini emredici bir hüküm bulunmadığı gibi, sanığın dosya bulunan bilgi ve belgelerden her zaman örnek talep edebilme imkanı bulunduğundan sanığın, savunma hakkının kısıtlandığına yönelik; talimat mahkemesince yapılan 10.06.2013 tarihli duruşmada sanığa 5271 sayılı Kanun 231 inci maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sonuçları hakkında bilgilendirme yapıldığının anlaşılması nedeniyle kendisinin bilgilendirilmediğine yönelik temyiz sebepleri de yerinde görülmemiştir.

3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından sanığın resen gözetilecek nedenlere ilişkin temyiz sebepleri de yerinde görülmemiştir.

4.Mahkemece hükmedilen adli para cezasının miktarı ve adli para cezalarının infaz aşamasında da taksitlendirilebileceği göz önünde bulundurulduğunda adli para cezasının taksitleri halinde tahsili yönünde bir değerlendirme yapılmadığından bahisle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

5. Sanık hakkında hükmedilen 5 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine sırasında adli para cezasına esas alınan gün sayısının gösterilmeyerek günlüğü 20,00 TL’den olmak üzere sonuç adli para cezasının 5.000,00 TL şeklinde tayin edilmesi yerine, hesap hatası yapılarak 6.000,00 TL şeklinde hesaplanıp fazla ceza tayini hukuka aykırı olduğundan, sanığın ceza miktarına yönelik temyiz sebebi yerinde bulunmuş, bu husunun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (5) numaralı bentte açıklanan nedenle Ortaköy (Aksaray) Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2014 tarihli ve 2013/37 Esas, 2014/96 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün (A-3) şeklinde gösterilen paragrafının çıkarılarak yerine; “Sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, kendisine verilen hapis cezasının 5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının aynı kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fıkrası 150 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, 52 nci maddenin ikinci fıkrası gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20,00 TL olarak hesabıyla 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.