Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2402 E. 2023/1964 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2402
KARAR NO : 2023/1964
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/174 E., 2022/572 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Davanın reddi

Davacı hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 09.12.2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasten öldürme suçundan 19.06.2011 tarihinde tutuklandığını, yapılan yargılama ile mahkumiyetine karar verildiği, Yargıtay incelemesi ile hükmün bozulması üzerine 07.07.2015 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonucunda beraat ettiğini, haksız tutuklama nedeniyle 110.000,00 TL maddi ve 450.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 21.03.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın kanunda belirlenen sürede açılmadığından reddi gerektiğini, davacı hakkında aynı sebep nedeniyle başka dosyasının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı tutuklanmasına kendi kusuru ile neden olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fazla olduğunu, zararını belgelendiremediğini, faiz başlangıç tarihine ve banka faizi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öne sürmüştür.

3.Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.05.2016 tarihli ve 2015/342 Esas, 2016/140 Karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.

4.Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.05.2016 tarihli ve 2015/342 Esas, 2016/140 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07.03.2022 tarihli ve 2020/10406 Esas, 2022/1696 Karar sayılı kararı ile; Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144/1-e maddesinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/267 Esas – 2015/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının (sanığın) tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5.Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.11.2022 tarihli ve 2022/174 Esas, 2022/572 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak; davanın reddine karar verilmiştir.

6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 03.03.2023 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi;
Mahkemenin davanın reddine karar vermesinin hukuki temelden uzak olduğuna, bireylerin suçu işleyip işlemediklerinin tespitinin yargılama makamlarının görevi olduğu, bu nedenle salt ikrar veya kısmi kabul yargılama organlarının suçu işlediğini ispatlamaya delilleri toplamaya engel olmadığına, müvekkilinin halk arasında saf olarak nitelendirilen kişilik yapısına sahip olduğu, kolluğun baskıcı ve yönlendirici soruları karşında olaya karıştığını beyan ettiği, tazminata esas dosyada mahkemece lehe aleyhe delil toplanmadan tutukluluk halinin devamına karar verildiği, hukuk devleti ilkesi gereğince müvekkilinin tazminat hakkının bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin esasını oluşturan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/267 Esas, 2015/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının kasten öldürme suçundan 09.07.2011 tarihinde tutuklanmasına karar verildiği, yapılan yargılama ile mahkumiyetine karar verilmesi üzerine temyiz incelemesi ile hükmün bozulması ile 07.07.2015 tarihinde tahliyesine karar verildiği, yeniden yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 18.12.2015 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı belirlenerek ve bozma ilamına da uyularak, davacının tutuklanmasına neden olay ile ilgili Uzunköprü Emniyeti ile yaptığı görüşmede, olayı kendisinin gerçekleştirdiğini ifade ettiği, bu durumun 18.06.2011 tarih saat 18:00 yazılı tutanakla tespit edildiği, yine teslim alma ile ilgili 19.06.2011 tarih saat 02:40 yazılı tutanakta da davacının, … isimli şahsın öldürülmesine karıştım şeklinde beyanının zapta bağlandığı, duruşma tutanaklarında da suçu üstlendiği, kabul ettiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından; davacının adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyan ile suçu üstlenmek sureti ile tutuklanmasına neden olduğu, dolayısı ile 5271 sayılı kanun 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının e bendi gereği tazminat koşullarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/267 Esas, 2015/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının kasten öldürme suçundan 19.06.2011 – 07.07.2014 tarihleri arasında başka suçtan arada infaz nedeniyle 975 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 18.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 esas 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 5271 sayılı kanun 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının e bendinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/267 Esas – 2015/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının (sanığın) Uzunköprü Emniyeti ile yaptığı görüşmede, olayı kendisinin gerçekleştirdiğini ifade ettiği, bu durumun 18.06.2011 tarih saat 18:00 yazılı tutanakla tespit edildiği, 19.06.2011 tarihli teslim alma tutanağında maktülün ölümüne karıştığını beyan ettiği, Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığının 19.06.2011 tarihli savcılık ifadesinde; “abisinin kendisine “sen İsmet’i vuramadın ama ben …’yi vurdum, git cezayı sen yat, ben sana bakarım” dediğini” şeklinde beyanda bulunduğu, Uzunköprü Sulh Ceza Mahkemesinin 19.06.2011 tarihli sorgu zaptında; “Evimizin dış kapısından içeriye doğru girerken bir el silah sesi duydum. Bizim evin olduğu yerden arsayı direk olarak görmek mümkün olmadığı için öldürme olayını görmedim. Patlamadan hemen sonra ağbeyim … eve gelerek elinde bulunan av tüfeğini bana verdi. Benim ile arasında geçen konuşmada … …’ı öldürdüğünü, suçu üstlenmemi bana söyledi.” şeklinde beyanda bulunduğu, Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2012 tarihli duruşma tutanağında; “… otların içinde beni farketti elimde tüfek vardı. Bana … anneni zorla becerdi ben de zorla yapacağım onu vurabildin mi beni vurasın dedi. Ben yerimden kalkarken silah ateş aldı. Yere düştü. Bir an olayın şokuyla kendimi kaybettim. Ağabeyim … koşarak yanıma geldi. Beni sarstı, …’yi yerde görünce hemen kaçalım dedi. Onu olduğu gibi bıraktık. ” şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyanı üzerine mahkemece aşamalardaki çelişkili beyanı sorulduğunda mahkeme aşamasında verdiği beyanının doğru olduğunu beyan ettiği, davacı sanığın aşamalardaki beyanlarından da anlaşılacağı üzere adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanı nedeniyle tutuklanmasına neden olduğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış ve davacı vekilinin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün açıklanan nedenle Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.11.2022 tarihli ve 2022/174 Esas, 2022/572 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.