Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2263 E. 2023/2122 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2263
KARAR NO : 2023/2122
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2014/1033 Esas, 2015/814 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2014/1033 Esas, 2015/814 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 15.02.2021 tarihli ve 2019/7876 Esas, 2021/1547 Karar sayılı ilâmıyla özetle; sanığın yargılama konusu eylemi yönünden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi kapsamında basit yargılama usulünün uygulanabilir hâle geldiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin bozma kararı üzerine İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.02.2022 tarihli ve 2021/346 Esas, 2022/140 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 3.360,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

4. Sanık müdafiinin itirazı üzerine İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.10.2022 tarihli ve 2022/349 Esas, 2022/777 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.02.2023 tarihli ve 2023/14954 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; kararın gerekçesiz olduğuna, kaza mahallinde keşif yapılması ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğine, sanığın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığına, sanığın savunması alınmadan kusura ilişkin rapor alınmasının savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğuna, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
1. İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamında göre; olay tarihinde yani 11.05.2014 günü katılan ile sanığın sevk ve idaresindeki araçlar ile karşılıklı olarak trafik kazasına sebebiyet verdikleri, bu kazada katılanın adli tıp raporunda belirtildiği şekilde yaşamını tehlikeye sokmayacak, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kemik kırığına yol açacak nitelikte yaralandığı, mahkememizce konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve oluşa uygun olduğu kanaatine varılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen bilirkişi raporuna üstünlük tanındığında kazanın meydana gelmesinde sanığın asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığından sanığın üzerine atılı taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmıştır.” şeklinde karar verilmiştir.

2. Kaza tespit tutanağı ve eki kroki dosya kapsamında mevcuttur.

3. Katılan hakkında düzenlenen 20.10.2014 tarihli Kartal Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporunda; katılanın yaralanmasının vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilmiştir.

4. Dosya kapsamında yer alan, 29.12.2014 tarihli, Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; sanığın sevk ve idaresindeki otomobili ile yol ayrımına geldiği esnada sağ tarafını yeterli ve gerekli kontrollerini yapmaksızın kontrosüzce sağ tarafa yönelerek sağ tarafında seyir halinde olan motorsiklete çarptığı,dikkatsizce … kullandığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğu, katılanın ise sevk ve idaresindeki motorsikleti ile görüş mesafesi içerisinde bulunan ve bulunduğu şeride yönelenen aracı dikkate alarak ikazda bulunup etkili tedbir almadığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

5. Katılanın sanık hakkında şikayetçi olduğu, uzlaşmayı istemediği ve katılma talebinde bulunduğu görülmüştür.

6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Sanık müdafiinin temyiz isteği yönünden;
Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen kusur durumuna ilişkin rapordaki kusur tayininin oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla; hükümde, kaza mahallinde keşif yapılması ve yeniden bilirkişi rapor alınması gerektiğine, kusur tayinine ilişkin temyiz isteği yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin kararın gerekçesiz olduğuna ve sanığın savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin temyiz isteği yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.10.2022 tarihli ve 2022/349 Esas, 2022/777 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.