YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2148
KARAR NO : 2023/3322
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/161 E., 2022/272 K.
SUÇ : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
İNCELEME KONUSU
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA
BOZMA YOLUNA
BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 179. maddesinin üçüncü fıkrası delaleti ile ikinci fıkrası, 62 inci maddesi uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/06/2015 tarihli ve 2015/189 esas, 2015/185 sayılı kararının 13/07/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 05/04/2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanunu’un 179. maddesinin üçüncü fıkrası delaleti ile ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2022 tarihli ve 2022/161 esas, 2022/272 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 24/11/2022 gün ve 94660652-105-34-22267-2022-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2022 tarihli ve KYB-2022/158239 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2022 tarihli ve KYB-2022/158239 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
” …Dosya kapsamında bulunan adli sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki hüküm uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 10/11/2021 tarihli ve 2021/15440 esas, 2021/19053 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde yer alan, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5-d maddesinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de 19/08/2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d maddede yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi nedeniyle, anılan iptal kararının yayım tarihinden sonra verilen kararlarda basit yargılama usulü yönünden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu ve İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/06/2015 tarihli kararıyla sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini müteakip denetim süresi içerisinde sanığın kasıtlı suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine 11/04/2022 tarihli tensip tutanağı ile duruşmaya yeniden başlanarak 31/05/2022 tarihinde karar verildiği nazara alındığında, karar tarihinden önce Anayasa Mahkemesinin belirtilen iptal kararı yayımlanmış olup sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir…. ”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1.5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemenin karar tarihinden önce yürürlüğe girdiği göz önünde bulundurulduğunda, bu hususta bir değerlendirme yapmayan mahkemenin, zımnen basit yargılama usulünün uygulanmaması yönünde takdir hakkını kullandığı kabul edilmiş olup, tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
2. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin;
“Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.”
Şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
3. 5237 sayılı Kanun’un 50. maddesinin üçüncü fıkrasının;
“Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
4. İnceleme konusu hükümde sanığın 25 gün hapis cezasına mahkum edildiği, suç tarihinden önce sabıkasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
5. Daha önce hapis cezası bulunmayan, sanığın mahkum edildiği 25 gün hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/161 esas, 2022/272 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezayı gerektirdiği belirlendiğinden;
Hükmün 2. paragrafından sonra gelmek üzere “5237 sayılı Kanunun 50/3. Maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanunun 50/1-a ve 52/2. maddelerine göre günlüğü 20 TL’den paraya çevrilerek sanığın neticeten 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” bendinin eklenip, bozmanın sonucuna göre talepte yer almamakla birlikte talep içinde bulunan TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluğuna ilişkin bölümün de hükümden çıkarılması , hukuka aykırılığın bu şekilde giderilmesine, infazın belirlenen şekilde yapılmasına, kararın diğer kısımların aynen bırakılmasına,”
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.09.2023 tarihinde karar verildi.