Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2146 E. 2023/2563 K. 05.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2146
KARAR NO : 2023/2563
KARAR TARİHİ : 05.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/296 E., 2021/165 K.
SUÇ : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA
BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili Kararın Kanun Yararına Bozulması

İstanbul 39.Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.03.2021 tarihli ve 2020/296 Esas, 2021/165 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, aynı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, aynı maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları gereği 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve yine aynı kararla, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin üçüncü fıkrası, aynı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 08.05.2021 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.12.2022 tarihli ve 94660652-105-34-17133-2021-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156929 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156929 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“Dosya kapsamına göre, olay tarihinde sanığın gündüz vakti, üç şeritli asfalt kaplama otoyolda en sağ şeritten sola doğru doğrultu değiştirmek için manevra yaptığı esnada, aracının sol arka çamurluk kısımlarıyla, aynı istikamette seyreden otobüsün sağ ön tampon yanı ve çamurluğuna çarpmasıyla, çarpmanın etkisiyle dönmeye başlayan otomobilin sol şeritte seyir halindeki sürücü Ahmet’in idaresindeki otomobilin sağ arka kısımlarına çarpmasıyla, üç kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği olaya ilişkin, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda sanığın her iki suçtan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de;

5237 sayılı Kanun’un “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde … sevk ve idare edemeyecek olan kişinin … kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği,

Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçu 5237 sayılı Kanun’un 89. maddesinde hükme bağlanmış olup aynı maddenin 5. fıkrası gereğince 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu, bilinçli taksir hali bulunmayan olayda, zarar görenlerden hiç birinin şikayetinin devam etmediği, hüküm kurulurken şikayeti devam eden tek müştekinin, hükmün açıklanması sırasında 30/03/2021 tarihli duruşmada, şikayetten vazgeçtiğini bildirdiği, huzurda bulunan sanığın da vazgeçmeyi kabul etmediğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı gözetildiğinde, dosya içeriği itibariyle de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; Mahkemece sanık hakkındaki taksirle yaralama suçuna ilişkin davanın 5237 sayılı Kanun’un 73/4. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 223. maddeleri gereğince düşmesine, kovuşturma şartı olan şikayetten vazgeçme sebebiyle taksirle yaralamadan cezalandırmanın mümkün olmaması sebebiyle de yalnızca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulmasında, isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. Olay tarihinde sanığın gündüz vakti, üç şeritli asfalt kaplama otoyolda en sağ şeritten sola doğru doğrultu değiştirmek için manevra yaptığı esnada, aracının sol arka çamurluk kısımlarıyla, aynı istikamette seyreden otobüsün sağ ön tampon yanı ve çamurluğuna çarpmasıyla, çarpmanın etkisiyle dönmeye başlayan otomobilin sol şeritte seyir halindeki sürücü Ahmet’in idaresindeki otomobilin sağ arka kısımlarına çarpmasıyla, üç kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği olaya ilişkin, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda sanığın her iki suçtan mahkumiyetine karar verilmiştir.

2. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun’un “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etme hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise üç kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerekmektedir.

3. Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçu 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinde hükme bağlanmış olup aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince birinci fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu, bilinçli taksir hali bulunmayan olayda, zarar görenlerden hiç birinin şikayetinin devam etmediği, hüküm kurulurken şikayeti devam eden tek müştekinin, hükmün açıklanması sırasında 30.03.2021 tarihli duruşmada, şikayetten vazgeçtiğini bildirdiği, huzurda bulunan sanığın da vazgeçmeyi kabul etmediğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı ve dosya içeriği itibariyle de 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı gözetildiğinde, kovuşturma şartı olan şikayetten vazgeçme sebebiyle taksirle yaralamadan cezalandırmanın mümkün olmadığından mahkemece sanık hakkındaki taksirle yaralama suçuna ilişkin davanın 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesi gereğince düşmesine, yalnızca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde her iki suçtan mahkûmiyet kararı verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. İstanbul 39.Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.03.2021 tarihli ve 2020/296 Esas, 2021/165 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.09.2023 tarihinde karar verildi.