YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2122
KARAR NO : 2023/4579
KARAR TARİHİ : 31.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/711 E., 2015/991 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama – Bozma
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2015/711 Esas, 2015/991 Karar sayılı kararı ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan,
A. Sanık … hakkında; 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin (e) fıkrası uyarınca beraatine karar verilmiştir.
B.Sanık … hakkında; 5237 sayılı Kanun’un 123/1 inci, 62 nci maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.02.2021 tarihli 2016/74322 sayılı beraate ilişkin hükmün onanması, mahkumiyet hükmünün bozulması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan vekilinin temyiz istemi;
Beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanık …’e verilen cezanın az olduğuna ve saire ilişkindir.
2.Sanık … müdafiinin temyiz istemi;
Sanığın beraat etmesi gerektiğine ve saire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkeme gerekçesinde;
”..Suç tarihinde sanık …’in katılan …’in ikametinin önüne geldiği ve katılanın ikametinin penceresine uzun uzun lazer ışığı tuttuğu ve bağırdığı, zaman zaman katılanın kapısına gelerek onu rahatsız ettiği, sanığın üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, fakat dosya kapsamında tanık olarak dinlenen …’ün beyanları ile de sabit olduğu üzere sanık …’in farklı zamanlarda defalarca gelip mağdurun evine lazer ışığı tuttuğu, kullandığı motorun kornasına bastığı ve sırf katılanın huzur ve sükununu bozmak için bu tür eylemlerde bulunduğu, bu durumun katılan ve tanık beyanları ile sabit olduğu, bu nedenlerle sanık …’in suçlamalardan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiş ve sanık …’in üzerine atılı Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediği hususunda mahkememizde tam bir kanaat oluşmuş ve müsnet suçtan cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar yargılama aşamasında dinlenen savunma tanığı …’in sanık …’in üzerine atılı suçlamayı işlemediğini, belirtilen tarihte sanığın evden dışarı çıkmadığını beyan etmiş ise de, daha sonradan uydurulan olaya ilişkin herhangi bir görgüsü ve bilgisi olmayan sanık …’in akrabası olan tanığın sanığın suçlamalardan kurtarmaya yönelik bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir.
Her ne kadar sanık …’in oğlu olan diğer sanık … ile birlikte hareket ederek kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediği iddiası ile cezalandırılması istenilmiş ise de, katılan beyanları, tanık anlatımları ve sanık savunması gözönünde bulundurulduğunda sanık …’ın diğer sanık … ile birlikte hareket ederek üzerine atılı suçu işlediğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, sanık … ‘in yapmış olduğu eylemlerin tüm ayrıntıları ile katılan ve tanık … tarafından doğrulandığı, fakat sanık …’ın diğer sanık ile birlikte hareket ettiğine dair herhangi bir görgülerinin bulunmadığını beyan ettikleri, tüm bu nedenlerle sanık …’ın savunmasının aksine üzerine atılı Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanık …’ın CMY’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar vermek gerekmiştir. ” denilmiştir.
2.Sanık … ;”Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum ben müştekinin evinin önünden de geçmedim lazer ışığıda tutmadım beyanları tamamen asılsızdır kendisini de hiçbir yerde rahatsız etmedim suçsuzum Öncelikle beraatime karar verilmesini talep ediyorum. Mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan tüm yasal hükümler uygulansın. Hakkımda verilecek olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ediyorum. Hakkımda olası şikayetten vazgeçme durumunda şikayetten vazgeçmeyi kabul ederim. Hazırlıktaki beyanım da doğrudur bana aittir, müştekinin abisi beni yılbaşında darp etmişti sebebini bilmiyorum bu nedenle aramızda husumet vardır, bana iftira atıldığını düşünüyorum.” şeklinde savunmada bulunmuştur.
3.Sanık …; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum ben müştekinin evinin önünden de geçmedim lazer ışığıda tutmadım beyanları tamamen asılsızdır kendisini de hiçbir yerde rahatsız etmedim fakat … teyzesi … bize 20 yıldır husumet beslemektedir sürekli bizi ve akrabalarımızı taciz etmektedir beni ve ailemi kaç kere rahatsız ettiler ben mahkemelere başvurmadım sorunu çözmeye çalıştım, … de teyzesinden dolayı bize husumet beslediğinden iftirada bulunmaktadır, ben hiçbir şekilde rahatsız etmedim, … ile birlikte evinin önünden geçip cama lazer de tutmadım, bağırmadım, bana iftira atmaktadır, suçsuzum, öncelikle beraatime karar verilmesini talep ediyorum. Mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan tüm yasal hükümler uygulansın. Hakkımda verilecek olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ediyorum. Hakkımda olası şikayetten vazgeçme durumunda şikayetten vazgeçmeyi kabul ederim.” şeklinde savunmada bulunmuştur.
4.Katılan; “Ben bu konuda daha önceden beyanda bulunmuştum oradaki beyanlarımı aynen tekrar ediyorum iddianamede belirtildiği şekilde … evimize lazer tuttu, yakalanacağı korkusuyla 5-10 dakika tutup uzaklaşıyor, ayrıca … bir defasında … ile kapımıza gelip kapıya tekme attılar, ben ikisini bizzat gördüm, yine … bir seferinde Melicek mahallesinde karşılaştığımızda bana hitaben “a… Koyduğum şerefsiz” şeklinde hakaret etti, beni nerede görse hakaret edip rahatsız ediyor, fakat bu lazer tutma olayında ve Melicek mahallesinde geçen küfür olayında babası … görmedim, … sadece bir defa oğlu … ile görerek kapımıza vurduğunu gördüm, fakat ben İsmailin de babası … tarafından yönlendirildiğini düşünüyorum, istese oğlunu engelleyebilir ben bu olay nedeniyle her iki sanıktan da şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum ayrıca lazer her gece tutuluyor, bu kapıya tekme olayı, lazer tutma, melicek mahallesinde küfür etme olayı arasında yaklaşık 1 er hafta geçiyordu fakat lazer her gece oluyordu ben İsmaili lazer tutarken bizzat gördüm ayrıca annemde gördü” şeklinde beyanda bulunmuştur.
5.Tanık …; “Müşteki … benim oğlum olur, sanıklar ise uzaktan akrabamdır, kendileriyle yıllardan beri husumetimiz vardır sürekli bizi rahatsız ederler, olay tarihinde gece saat 23.00 sıralarında … evimize lazer tuttuğunu ve motorun kornasına sürekli basarak bizi rahatsız ettiğini bizzat gördüm bunu bir defa yapmadı sürekli yapmaktadır, ayrıca bir defasında İsmailin kapımıza tekme attığını da gördüm, ayrıca sağ da solda oğlum … görünce rahatsız ediyormuş küfür ediyormuş bunu da oğlum bana anlattı fakat ben Yılmazın İsmailin yanında gelerek bizzat lazer tuttuğunu, kapıya tekme attığını ve oğlumu gördüğünde hakaret ettiğini görmedim, bu durumlara şahit olmadım, fakat … babasıdır onu yönlendirdiğini düşünüyorum, konuya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir, ayrıca bunlar 15 yıl kardeşim Habibe Kahriman ile uğraştılar ondan birşey alamayınca bu sefer bizimle uğraşmaya başladılar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6.Tanık …; “Ben müştekinin teyzesi olurum, sanıklar da uzaktan akrabamdır, kendileriyle aramızda yıllardır süre gelen husumet vardır, ben iddianamade belirtilen hususlara bizzat şahit olmadım fakat ablam …, …’in uzun zamandan beri eve gelip gürültü yaptığını lazer tuttuğunu, oğlu İsmailin gördüğünde sataştığını gelip kapıya tekme attığını bana anlattı, fakat … ile ilgili herhangi birşey söylemedi, hep İsmailden bahsediyordu, benim konuya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücret talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
7.Tanık …; “Sanıklardan birisi benim eşim diğeri ise oğlum olur, sanıkların iddianamede belirtilen tarihte evde olduklarını biliyorum o saatlerde hiçbir şekilde dışarıya çıkmazlar o gün de evde idiler, asıl bize sataşan ve bizi rahatsız eden müşteki ve ailesidir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
8.Tanık Hasan Koçyiğit; “Biz ailecek kahveye gitmeyiz. Olay günü sanık olan kardeşim ve babam evdelerdi. Hiçbir yere çıkmadılar. Konuya ilişkin tanıklığım bundan ibarettir. Yapmış olduğum tanıklık için ücret talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
IV. GEREKÇE
A.Sanık … hakkındaki beraat hükmü yönünden;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ”kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçuna ilişkin olduğu, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu için 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan bir yıla kadar hapis” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan ”01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un
251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.
V. KARAR
1.Sanık … hakkındaki hüküm yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2015/711 Esas, 2015/991 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
2. Sanık … hakkındaki hüküm yönünden;
Başkaca yönleri incelenmeyen Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2015/711 Esas, 2015/991 karar sayılı kararının gerekçe bölümünde (B) numaralı bentte açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.10.2023 tarihinde karar verildi.