Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/2050 E. 2023/5082 K. 16.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2050
KARAR NO : 2023/5082
KARAR TARİHİ : 16.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1129 E. 2016/15 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

A.Sanığın Temyiz İsteği Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

B.Katılanın Temyiz İsteği Yönünden;
Katılanın yokluğunda verilen hükmün katılana 15.02.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılanın da hükmü CMUK’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 01.03.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, katılanın temyiz isteğinin süresinde yapılmadığı ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Manisa 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.11.2011 tarihli 2011/574 esas 2011/1010 karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi, 62 nci maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup karar 13.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Sanığın denetim süresi içinde 07.02.2015 tarihinde 5237 sayılı 125 inci maddesinde yer alan hakaret suçunu işlemesi üzerine Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.04.2015 tarihli 2015/89 esas 2015/370 Karar sayılı kararı ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.

2.İhbar üzerine dosyayı ele alan Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli 2015/1129 Esas 2016/15 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 50 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 1500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.02.2021 havale tarihli ve 2016/111415 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile 18.Ceza Dairesine tevdi olunmuştur.

4.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli 2021/10816 esas 2023/1958 karar sayılı kararı ile dosyanın 12. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanığın Temyiz Sebepleri
Beraatına karar verilmesini istediğine ilişkindir.

B.Katılanın Temyiz Sebepleri
Sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE
A.Sanığın Temyiz İsteği Yönünden;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçuna ilişkin olduğu, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu için 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının “üç aydan bir yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanunun, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ”01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;

Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.

B.Katılanın Temyiz İsteği Yönünden;
Katılanın yokluğunda verilen hükmün katılana 15.02.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılanın da hükmü CMUK’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 01.03.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında 5320 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317 inci maddesi gereğince temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR
A.Sanığın Temyiz İsteği Yönünden ;
Başkaca yönleri incelenmeyen Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli 2015/1129 Esas 2016/15 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

B.Katılanın Temyiz İsteği Yönünden;
Katılanın yokluğunda verilip 15.02.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 01.03.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, katılanın temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.11.2023 tarihinde karar verildi.