Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1987 E. 2023/4410 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1987
KARAR NO : 2023/4410
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/292 E., 2015/533 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığının 02.02.2015 tarihli 2014/1305 soruşturma, 2015/17 Karar sayılı kararıyla hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Nevşehir Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/336 D.İş sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü ile eksik soruşturma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

3.Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığının 27.04.2015 tarihli 2015/304 soruşturma, 2015/250 Esas sayılı iddianamesi ile “şikayetçiye borcu olmadığı halde … Hukuk Bürosu adı altında bir şirketten “… A,Ş olan borcunuz kamu alacağı olmuştur. İmzaladığınız sözleşme gereğince taahüdü ihlal cezası açılmış olup, 6 ay hapis kararınız kesinleşmiştir. TC kimlik numaranız tüm emniyet birimlerine gönderilmiştir. … Hukuk Bürosu …” şeklinde mesaj geldiği, daha sonra buna benzer sürekli mesajların gönderilmek suretiyle müştekinin huzur ve sükununun bozulduğu, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından cezalandırılmasına talebiyle” kamu davası açılmıştır.

4.Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.12.2015 tarihli ve 2015/292 Esas 2015/533 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

5. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.02.2021 tarihli “Müşteki …’nın cep telefonuna … Hukuk Bürosu adı altında birçok defa …’a olan borcunu ödemesi için mesaj geldiği, bu mesajların bir kısmında alacağın tahsiline yönelik, asılsız olarak müşteki hakkında hapis cezası çıkarıldığına, evine polis marifeti ile hacze gelineceğine dair ibareler bulunduğu, bu mesajların tutanak altına alındığı, müştekinin ayrıca borcu için … Hukuk Bürosu çalışanı bir bayan tarafından sürekli aranıp taciz edildiği, her ne kadar mahkemece müştekiye mesaj gönderip arayan kişilerin kesin olarak tespit edilememesi nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmiş ise de müştekiye mesaj gönderen, mesajlarda yazılı olan, müştekiyi arayan telefon numaralarının … Hukuk Bürosu’na ait olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadığı, sanığın olay tarihinde … Hukuk Bürosu’nun Medaş masası sorumlusu olduğu, sanık avukatın kendi bürosunda çalışan kişilerin eylemlerinden habersiz olmasının, vermediği bir talimatı işçi konumunda olan birinin yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın azmettiren konumunda bu tür mesajları çalışanlarına gönderterek müştekinin huzur ve sükununu bozduğunun anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçtan TCK 123/1, 38/1 maddeleri gereğince cezalandırılması yerine hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulması” görüşünü içerir Tebliğname ile Yargıtay 4. Ceza Dairesine tevdi edilmiştir.

6. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli ve 2021/9534 Esas, 2023/1894 Karar sayılı kararı ile dosya Dairemize gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; müştekiye mesaj gönderen, mesajlarda yazılı olan, müştekiyi arayan telefon numaralarının … Hukuk Bürosu’na ait olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadığı, sanığın olay tarihinde … Hukuk Bürosu’nun Medaş masası sorumlusu olduğu, sanık avukatın kendi bürosunda çalışan kişilerin eylemlerinden habersiz olmasının, vermediği bir talimatı işçi konumunda olan birinin yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın azmettiren konumunda bu tür mesajları çalışanlarına gönderterek müştekinin huzur ve sükununu bozduğunun anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçtan TCK 123/1, 38/1 maddeleri gereğince cezalandırılması yerine hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

Katılan vekilinin temyiz isteği; eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; sanık … hakkında mağdur …’ya yönelik olarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın aşamalarda değişmeyen ve aksi kanıtlanamayan savunmaları ile üzerine atılı suçlamaları reddetmesi, mağdur …’in ise aşamalardaki beyanları ile kendisini arayan şahsın bayan olduğunu beyan etmesi karşısında, mağduru arayan ve mağdura mesaj gönderen kişi ya da kişilerin kesin bir şekilde tespit edilemediği, dolayısı ile sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin olarak her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı bir delil elde edilemediği gerekçesiyle, CMK’nın 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. Sanık soruşturmanın başından beri atılı suçlamayı reddetmişlerdir.

IV. GEREKÇE
Müşteki vekilinin temyiz istemi davaya katılma talebi olarak değerlendirilmiş olup, müştekinin 5271 sayılı Kanun’un 237 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.12.2015 tarihli ve 2015/292 Esas 2015/533 Karar sayılı kararında o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde karar verildi.