Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1895 E. 2023/4112 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1895
KARAR NO : 2023/4112
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/585 E., 2015/1671 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.03.2012 tarihli ve 2011/210 Esas, 2012/475 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesi uyarınca neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezaladırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
2. Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/585 Esas, 2015/1671 Karar sayılı kararı ile sanığın denetim süresi içerisinde 03.12.2015 tarihinde hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediği, Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği ve hükmün 13.06.2017 tarihinde kesinleştiğinden bahisle sanık hakkındaki hükmün 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesi uyarınca açıklanmasıyla, 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca neticeten 1.500,00 TL adli para cezası ile cezaladırılmasına karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2021 tarih, 2016/44746 sayılı tebliğnamesi ile sanık hakkında basit yargılama hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği ve kabule göre de hükmün aynene açıklanmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

II. GEREKÇE
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ”kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçuna ilişkin olduğu, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu için 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan bir yıla kadar hapis” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan ”01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un
251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.

III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/585 Esas, 2015/1671 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2023 tarihinde karar verildi.