YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1785
KARAR NO : 2023/4342
KARAR TARİHİ : 24.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/935 E., 2016/430 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bodrum 6.Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/935 Esas, 2016/430 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca “sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek ölçüde kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığından” gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30/02/2021 tarihli ve 2016/259962 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri;
1. Suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,
2.Diğer temyiz sebeplerine, İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın … nolu hattından müşteki …’nın … nolu hattına, müşteki …’in … nolu hattına dosya içinde yer alan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının kaydında yazdığı üzere değişik tarihlerde 9 sms attığı ve 1 arama yaptığı iddiasıyla kamu davasının açıldığı, ancak sanık ile katılan taraflar arasında varlığı sabit olan bir hukuki ihtilaf bulunduğu, sanığın bu hukuki ihtilafı çözmek amacı ile katılanları aradığını beyan ettiği, bu durumda sanığın sırf huzur bozmak ve rahatsız etmek amacı ile hareket ettiğine ilişkin katılanların anlatımı dışında ısrarlı arama gibi somut bir delil bulunmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca “sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek ölçüde kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığından” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verildiği belirtilmiştir.
2.Sanığın aşamalardaki beyanları, “Bu konu ile ilgili olarak soruşturma aşamasında ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ederim. Ben … isimli şahsın çiftliğinde Kasım 2014-Nisan 2015 ayları arasında çalıştım. … hanım, … beyin yeğeni olur. … bey yurtdışına çıktığında onun işleri ile ilgilenir. Bu sebeple … hanıma mesaj attım. … beyi de aradım. … beyden alacağım olduğu için kendisini icra yoluyla takip ediyorum. Ayrıca İş Mahkemesinde de dava açacağım. Ayrıca bankada bulunan 4000 TL paramı yurtdışına çıkacak olan … beye verdim. Bu nedenle borçlarımı da ödeyemedim.” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.
4.Katılanların soruşturma aşamasındaki beyanları şikayetçi olduğu şeklinde olup kendilerine usule uygun şekilde tebliğ edilen çağrı kağıdına rağmen duruşmalara katılmamışlardır, katılanlar vekili celselerde yer alarak katılma talebinde bulunmuş ve mahkemece katılma kararı verilmiştir.
5.Dosya içeriğinde mevcut bulunan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 31/07/2015 tarihli iletişim tespiti belgelerine göre, sanık … katılanlara farklı tarihlerde toplam 9 adet mesaj atmıy ve 2 kez de aramada bulunmuştur.
6. Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
A.Yüklenen suç açısından sanığın kastı bulunmadığından bahisle hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken, yüklenen suç açısından sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile aynı kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmesi hukuka aykırı olup söz konusu aykırılık Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.
B.I. Katılanlar vekilinin suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Israr ögesinin ve sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
B.II.Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A) numaralı maddesinde açıklanan nedenle Bodrum 6.Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/935 Esas, 2016/430 Karar sayılı kararına yönelik olarak hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün hükmün 1.paragrafında yer alan, “sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek ölçüde kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığından CMK‘nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın müsnet suçtan BERAATİNE” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Yüklenen suç açısından sanığın kastı bulunmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca BERAATİNE,” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2023 tarihinde karar verildi.