Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1784 E. 2023/4341 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1784
KARAR NO : 2023/4341
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/643 E., 2016/286 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bakırköy 8.Asliye Ceza Mahkemesinin, 17/05/2016 tarihli ve 2015/643 Esas, 2016/286 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30/02/2021 tarihli ve 2016/281255 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz sebepleri;
1.Suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2.Diğer temyiz sebeplerine, İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın müştekinin yetkilisi bulunduğu güvenlik şirketinin çalışanı olduğu ve sanığın savunmasına göre de şirkette alacağının bulunduğunu, bu alacağının ödenmemesi nedeniyle gelen telefon görüşme kayıtlarında birden çok şirketin sabit olan … nolu telefonu aramış ise de sanığın alacağını istemek için iş yerini aradığı ve telefonun da iş yeri adına olduğu kişileri huzur ve sükununu bozmak maksadıyla aramadığı belirtilerek, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki beyanları, “Ben daha önceden müştekinin yetkilisi olduğu şirkette çalışandım, maaş alacağım vardı, 2015 yılı Temmuz ayında ödeyeceklerdi bugüne kadar ödemediler bende alacağımı istemek için bana ait olan . nolu telefondan sabit olan işyeri telefonunu maaşımı istemek için aradım, ancak bana “erkeksen gel paranı al” şeklinde söz söylenmiştir, halen alacağımı alamadım ancak ben aradığımda yarın yatıracağı veya 2 saat sonra yatıracağız şeklinde cevaplar veriliyordu bende bankaya gittiğimde paranın yatmadığını görünce tekrar işyerini aramak zorunda kalıyordum, tekrar yatırılmadığını görüyordum, halen alacağımı alamadım, dava açmak için param yoktur, benim çalıştığım şirket, … Ltd Şti dir, ben alacağımı almak için arıyordum, benim sesimi duyduklarında hemen telefonu kapatıyorlardı, henüz alacağımı alamadım,…. nolu numara bana aittir, ben alacağımı alamadığım için o yüzden bu telefonu aramıştım, ben iş yerinden müştekinin yetkilisi bulunduğu şirketten alacağım vardı, alamamıştım bundan dolayı telefon ile aradım, ancak rahatsız etmek için aramadım” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

4.Müştekinin soruşturma aşamasındaki beyanları şikayetçi olduğu şeklinde olup kendisine usule uygun şekilde tebliğ edilen çağrı kağıdına rağmen duruşmalara katılmamıştır, vekili olarak celselerde yer alan Av. …’in vekalet sunmaması nedeni ile katılma talebi sonuçlandırılmamıştır.

5.Dosya içeriğinde mevcut bulunan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 26/02/2016 tarihli iletişim tespiti belgelerine göre, olay tarihinde sanık … müştekinin sahibi ve yetkilisi olduğu işyeri hattını bir kez aramıştır.

6.Sanık …’ya ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Müştekinin soruşturma aşamasındaki beyanları şikayetçi olduğu şeklinde olup kendisine usule uygun tebliğ edilen çağrı kağıdına rağmen duruşmalara katılmadığı ve vekili olarak celselerde yer alan Av. …’in vekalet sunmaması nedeni ile katılma talebinin sonuçlandırılmadığı anlaşılmış olmakla, temyiz başvurusundan sonra Milas 3.Noterliğince düzenlenen 11/02/2019 tarihli, 01247 yevmiye nolu vekaletname ile Av…. ve Av….’in müşteki tarafından yetkili kılındığı ilgili vekaletnamenin dosya kapsamında bulunduğu görülmekle, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan müşteki …’nun, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, vekilleri aracılığı ile hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müştekinin 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılmasına, vekillerinin de katılan vekilleri olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;

1.Katılan vekilinin suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde, 5237 ayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Israr ögesinin ve sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bakırköy 8.Asliye Ceza Mahkemesinin, 17/05/2016 tarihli ve 2015/643 Esas, 2016/286 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2023 tarihinde karar verildi.