Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1777 E. 2023/4345 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1777
KARAR NO : 2023/4345
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/77 E., 2016/370 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 02/06/2016 tarihli ve 2016/77 Esas, 2016/370 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesi uyarınca suçun unsurları oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/03/2021 tarihli ve 2016/282199 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz sebebi; Eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık hakkında, olay tarihinde katılan … ‘u odasına çağırarak, diğer katılan …’ın kendisini asanörde sıkıştırıp-sıkıştırmadığını sorması sebebiyle her iki katılana karşı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı ayrı ayrı cezalandırılması talebi ile Mahkememizde iş bu kamu davası açılmış ise de katılanlar tarafından, sanığın katılan … ‘u odasına çağırdığında asansörde sıkıştırma olayını sorup-sormadığı hususunun ispat edilemediği gibi sanığın bu davranışının sürekli olduğunun da iddia dahi edilmediği, katılanların Mahkememizde açıkça dosyaya sunacakları başkaca delillerinin ve dinletecekleri tanıklarının da olmadığını ayrı ayrı bildirdikleri; kaldı ki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun maddi unsuru, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123.maddesinde belirtilen sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması şeklinde belirtildiğinden ve rahatsız etmek amacıyla öngörülen seçimlik hareketlerin ısrarla,yani sürekli olması gerektiğinden, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü uyarınca suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verildiği belirtilmiştir.

2.Sanığın aşamalardaki beyanları, “olay tarihinde…. … Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yaptığını, ancak böyle bir olayla karşılaşmadığını; katılan … ‘in … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne özürlü kadrosundan alınmış olduğunu;katılan … ‘in cep telefonundan diğer katılan …’ın yine … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli …’nun yakınını arayıp rahatsız etmesi olayıyla ilgili olarak … kendisine geldiğinde, bu durumun idari boyutu olmadığını, resmi makamlara giderek şikayetçi olabileceklerini söylediğini, bu konuşmadan bir süre sonra işyerindeki asansöre bineceği sırada asansörün kapısının önünde katılanlar … ve …’ın beklediklerini ve katılan … ‘in, diğer katılan …’a “Ben bu olaydan korkuyorum, başıma bir şey gelecek “şeklinde, kendi cep telefonundan katılan …’ın yaptığı arama ile ilgili olarak konuştuklarını ve katılan …’ ın da diğer katılan … ‘ e bu olayda korkacak bir şey yok” dediğini arkalarında olduğu için duyduğunu,ardından da katılan … , 4 erkek hizmetlinin bulunduğu odada oturduğundan kendisini bu yerden alarak oturması gerektiği yer konusunda kurum çalışanı …’a …’e söyle,senin yanında otursun” diyerek kendi odasına gittiğini;yaklaşık 1 saat kadar sonra katılan … ‘in, kendisinin odasına gelerek “Ben niye erkek hizmetlilerin olduğu odada oturmuyorum, beni niye diğer odaya …’ın yanına aldınız” diye sorduğunda da, kendisini korumak adına bu şekilde davrandıklarını söylediğini, daha sonra katılan …’ın bu durumdan haberdar olup, kendisinin odasına gelip, bağırıp-çağırdığını ve kendisine hakaret ettiğini, bununla ilgili olarak tutanak düzenlediklerini, devamında da kendisinin katılan … hakkında şikayetçi olduğunu, bu sürecin devam ettiğini;her iki katılana karşı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlemediğini, hiç bir zaman da katılan … ‘i odasına çağırıp diğer katılan …’ın kendisini asansörde sıkıştırıp-sıkıştırmadığı yönünde soru sormadığını, bu konuyla ilgili olarak başkaları ile görüşmediğini,” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

3.Katılanın aşamalardaki beyanları, “olay tarihinde … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde yardımcı hizmetli olarak görev yaptığını,ancak bu olayla ilgili olarak İzmir Kiraz İlçesi’ne sürgün olarak gönderildiğini;sanığın olay tarihinde özürlü grubundan işyerlerinde çalışan diğer katılan … ile görüştüğü sırada …’a kendisini asansörde sıkıştırıp sıkıştırmadığını sorması nedeniyle bu şekilde işyerinde özürlü grubundan bir arkadaş ile adının çıkmasına yol açtığı için huzurunu bozan sanıktan şikayetçi olduğunu,sanığın cezalandırılmasını talep ettiğini ve davaya katılma talebinin de bulunduğu…” şeklinde olup mahkemece hakkında katılma kararı verilmiştir.

4.Sanık …’a ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Katılanın eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Israr ögesinin ve sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, … 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 02/06/2016 tarihli ve 2016/77 Esas, 2016/370 Karar sayılı kararında katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2023 tarihinde karar verildi.