YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1774
KARAR NO : 2023/4659
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/664 E., 2016/221 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Gölhisar Asliye Ceza Mahkemesinin, 21/03/2016 tarihli ve 2015/664 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/03/2021 tarihli ve 2016/220649 sayılı hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebebi ; Suçun unsurlarının oluştuğundan bahisle eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılan ile sanığın suç tarihinden önce 6-7 yıl kadar birlikte yaşadıkları ancak katılanın suç tarihinden 1 yıl kadar önce başka biriyle evlendiği, suç tarihinden bir gün önce sanığın ankesörlü telefondan katılanın telefonunu aradığı ancak katılanın telefonu açmadığı, suç tarihinde ise sanığın katılanın çalıştığı oskar pastanesine gelerek aynı yerde çalışan tanıklar … ve …’e “burada bizim köylü … çalışıyormuş, gelmişken bir göreyim” dediği, katılanın ise görüşmek istemediğini söylemesi üzerine sanığın işyerinden ayrıldığı, her ne kadar sanığın katılanı ankesörlü telefonla müteaddit defalar aradığından ve işyerine giderek rahatsız etmek suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın savunmasında katılanı bir kez aradığını ikrar ettiği, dosyada mevcut tutanakta, katılanın kullandığı telefonun 10/12/2015 günü 0248 411 5883 numaralı telefondan arandığı ve 12:14’te 11 saniyelik konuşma olduğunun tespit edildiği, bunun dışında sanığın müteaddit defalar aradığına dair katılanın soyut iddiası dışında bir delilin bulunmadığı, yine her ne kadar katılan sanığın işyerine geldiğinde bulunduğu mutfak kısmına girmeye çalıştığını ve kendisini rahatsız ettiğini ileri sürmüş ise de bu beyanlarının tanıklar … ve … tarafından doğrulanmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
2.Sanık aşamalardaki beyanları, “… biz olay tarihinden önce 15 yıl kadar müşteki ile birlikte yaşadık, daha sonra kendisi yaklaşık 1 yıl önce başka biriyle evlendi, o tarihten sonra müşteki ile görüşmedik, ben olay tarihinde müştekinin geçimsizlik yaşadığını duydum, müşteki beni önceki bir tarihte telefonla arayarak … isimli şahsın telefon numarasını istedi, aralarında eşi ile geçimsizlik olduğunu ve eşyalarını taşımak için …’in numarasının lazım olduğunu söyledi, ben daha sonra …’in telefonunu bulunca müştekiyi ankesörlü telefondan arayıp …’in numarasını verecektim, olay günü de ankesörlü telefondan bu nedenle müştekiyi aramıştım ancak müşteki telefonu açmadı, ben zaten o gün şeker hastalığım nedeniyle hastaneye gelecektim, hastaneye geldim, daha sonra yemek yemek için oskar pastanesine geçtim, orada yemek yiyip çay içtim, ben müştekinin orada çalıştığını bilmiyordum, zaten müştekiyi de orada görmedim, ben yemek yedikten sonra garsonlardan birine teşekkür ettim, o da bana “köylün var ona teşekkür et” dedi, ben bunun üzerine müştekinin orada çalıştığını anladım, ben garsona müşteki ile ilgili herhangi birşey sormadım, müştekiyi de rahatsız etmedim,” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.
3.Katılanın aşamalardaki beyanları,”biz olay tarihinden önce 6-7 yıl kadar sanık ile birlikte yaşadık ancak ben olay tarihinden 1 yıl kadar önce başka biriyle evlendim, zaten sanığı terk edeli de 2 yıl olmuştur, ben evlendikten sonra sanık devamlı beni ankesörlü telefonlardan arayarak “beni niye bırakıp gittin, eşini cezaevine attıracağım” gibi sözlerle rahatsız etmektedir, bu sözlerine eşim şahittir, ben kesinlikle olay tarihinden önce sanığı arayıp …’in telefonunu istemedim, ben …’in telefonunu …’tan aldım, olay günü sanık beni 5-6 kez ankesörlü telefondan aradı ben sesini duyduktan sonra telefonları kapattım ve diğer telefonlarına dacevap vermedim, daha sonra sanık benim çalıştığım oskar pastanesine geldi, ben bulaşıkçı olarak mutfak bölümünde çalışmaktayım, sanık garson olan tanıklara beni sordu ve oturup konuşmamız lazım dedi, garsonlar durumu bana iletti ancak ben kabul etmedim, bunun üzerine sanık mutfağa gelmeye kalktı, bende bu durumu görünce mutfağın arka kapısından çıkıp emniyete gittim, olay tarihinden sonra da sanık halen beni ankesörlü telefondan arayıp rahatsız etmektedir… sanıktan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” şeklinde olup hakkında katılma kararı verilmiştir.
4.Dosya içeriğinde mevcut bulunan, katılanın telefonunda rızası ile yapılan inceleme sonucu oluşturulan arama tespit tutanağına göre sanığın katılanı olay tarihinde 12.08, 12.14, 12.15 ve 12.16 saatlerinde olmak üzere toplam 4 kez aradığı bunlardan sadece birinde 11 saniyelik konuşma yapıldığının göründüğü tespit edilmiştir.
5.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık … ile katılan …’un suç tarihinden önce 6-7 yıl kadar birlikte yaşadıkları daha sonra ilişkilerinin bittiği ve katılanın suç tarihinden 1 yıl kadar önce başka biriyle evlendiği, katılanın rızası üzerine telefonunda yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve dosya kapsamında mevcut bulunan 10.12.2015 tarihli tutanakla sabit olduğu üzere suç tarihinde sanığın ankesörlü telefondan katılanın telefonunu 12.08-12.14-12.15-12.16 saatlerinde toplam 4 kez aradığı ve aşamalarda dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere aramaların akabinde aynı gün katılanın rızası dışında çalıştığı iş yerine giderek katılanla görüşmeye çalıştığı olayda,
Mahalli Cumhuriyet savcısının, suçun unsurlarının oluştuğundan bahisle eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması, bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ile yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükunun bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, dosya içeriğinde mevcut bulunan, katılanın telefonunda rızası ile yapılan inceleme sonucu oluşturulan arama tespit tutanağına göre kendisi ile görüşmek istemeyen katılanı olay tarihinde 12.08, 12.14, 12.15 ve 12.16 saatlerinde olmak üzere toplam 4 kez arayan ve aşamalarda dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğu üzere aynı gün katılanın çalıştığı iş yerine giderek kendisi ile görüşmeye çalışan sanığın eylemlerinin, 5237 sayılı Kanun’un 123 ncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen kişilerin huzur ve sükunun bozma suçunun “ısrar” ögesini oluşturduğu ve katılan açısından bu madde kapsamıyla korunan hukuki yararın ihlal edildiği dolayısı ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluştuğu gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gölhisar Asliye Ceza Mahkemesinin, 21/03/2016 tarihli ve 2015/664 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararına yönelik mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.