Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1756 E. 2023/4339 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1756
KARAR NO : 2023/4339
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/435 E., 2016/214 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Samsun 7.Asliye Ceza Mahkemesinin, 31/03/2016 tarihli ve 2015/435 Esas, 2016/214 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22/03/2021 tarihli ve 2016/206794 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz sebepleri;
1.Suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2.Diğer temyiz sebeplerine, İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık …, kendi beyanı ile sabit olduğu üzere, olay tarihinde … Hukuk ofisinde call center olarak görev yapmakta olup katılanın eşi olan …’ı ilamsız takip konusu borcu nedeni ile arayarak tahsilat hususunda görüştüğü ancak şahsın eşi ile konuşması gerektiğini söylemesi üzerine katılan … ile iletişime geçtiği, akabinde katılan …’ın arayarak ve mesaj atarak kendisini rahatsız ettiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine açılan davada, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için özel kast olan sırf kişilerde huzursuzluk yaratmak kastıyla hareket edilmesi gerektiği, sanığın kastının bu olmadığı belirtilerek, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği anlaşıldığından kasıt yokluğundan” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki beyanları, “Ben … hukuk bürosunda call center bölümünde çalışmaktayım. Müştekinin eşi olan … hakkında yürütmüş olduğumuz bir icra takibi vardı. Hanımefendiyi aradığımızda ödemeyi yapacak kişi ben değilim, eşimle görüşün demesi üzerine eşi … görüştük. Ses tonumuzu yükselterek konuştuğumuz doğrudur, ancak kesinlikle ‘ karını sinkaf ederim, daha ikinize neler yapacağım’ şeklinde hakaret ve tehdit içerir beyanda bulunmadım. Zira hakaret ve tehdit suçları bakımından hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Ben sadece söz konusu tarihte kendisini arayarak, borcu ödemesi gerektiğini, aksi takdirde yasal prosedürleri başlatacağımızı söyledim.” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

4.Katılanın aşamalardaki beyanları, “Olaya ilişkin daha önce hazırlık aşamasında ifade vermiştim, o ifadem doğru ve geçerlidir. Sanık eşimin borcu nedeni ile beni telefonla arayarak mesajlar çekerek daha önceki ifademde belirtmiş olduğum şekilde rahatsız etti, mesaj içerikleri daha önceki ifade tutanağına geçirilmişti, şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” şeklinde olup hakkında katılma kararı verilmiştir.

5.Dosya içeriğinde mevcut bulunan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 13/04/2015 tarihli iletişim tespiti belgelerine göre, olay tarihinde katılan …, hukuk bürosunu işleten avukat … adına kayıtlı … nolu hattan 09.24 ve 13.17 de olmak üzere toplam iki kez aranmış ayrıca aynı hukuk bürosuna ait olduğu tespit edilen… sabit hattan 5 adet mesaj atıldığı fakat katılan tarafından üç mesaj atıldığının aşamalarda beyan edildiği tespit edilmiştir.

6. Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Katılanın suçun unsurları oluştuğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde, 5237 ayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun 7.Asliye Ceza Mahkemesinin, 31/03/2016 tarihli ve 2015/435 Esas, 2016/214 Karar sayılı kararında katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2023 tarihinde karar verildi.