YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1750
KARAR NO : 2023/4657
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1704 E., 2016/231 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29/02/2016 tarihli ve 2015/1704 Esas, 2016/231 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesi uyarınca “yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/03/2021 tarihli ve 2016/141416 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebebi; Suçun unsurları oluştuğundan bahisle eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Müşteki ile sanığın olay öncesinde evli bulundukları ve fakat 1 yıl kadar önce boşandıkları, tarafların müşterek çocukları bulunduğu, sanığın gerek çocuğu ile devamlı bir arada bulunmak gerek yuvasını yeniden kurabilmek adına müştekiye çocuğundan vazgeçmek istemediğine, yuvasını ve eşini bırakmak istemediğine dair benzer içerikli bir çok mesajlar gönderdiği anlaşılmış olup, mesajların sırf rahatsız etmek amacına matuf bulunmadığı, sanığın boşanmış olduğu eşi ile ve onda olan çocuğu ile yeniden birleşmek ve yuvasını devam ettirmeye ilişkin sözler bulunduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca sanık hakkında beraat kararı verildiği belirtilmiştir.
2.Sanığın aşamalardaki beyanları, “…Benim müştekiyi rahatsız etme kastım yoktur, zaten mesaj içerikleri incelendiğinde rahatsızlık verici, tahrik edici ifadeler bulunmamaktadır. Benim işimin olmaması nedeniyle çocuğumuzun velayeti babaya verilmişti. Ben çocuğumun velayetini almak istediğimden dolayı müşteki husumet beslemektedir. Ben tekrar birleşmek, evliliğimizi devam ettirmek amacıyla bu mesajları attım. Ortada çocuğumuz olduğundan dolayı mesajların sayısı biraz fazla olabilir ancak rahatsızlık verme kastımın olmadığı açıktır , …zaten sonrasında numaramı da değiştirdim, müşteki ile hiç görüşmüyorum. Çocuğumu alıp birlikte yaşayacağız ” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.
3.Müşteki Cumhuriyet Başsavcılığında savcı huzurunda alınan ifadesinde eski eşinin kendisini mesaj atmak suretiyle rahatsız ettiğini huzur ve sükununun bozulduğunu bu nedenle şikayetçi olduğunu beyan etmiş olup en son bildirdiği ve aynı zamanda mernis adresi olan adrese yapılan tebligatın bila ikmal dönmesi sonucu kovuşturma aşamasında beyanı alınamamıştır.
4.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Mahalli Cumhuriyet savcısının, eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Israr ögesi ile sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29/02/2016 tarihli ve 2015/1704 Esas, 2016/231 Karar sayılı kararında mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.