Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1747 E. 2023/4671 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1747
KARAR NO : 2023/4671
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/367 E., 2015/902 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ortaca 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 10/12/2015 tarihli ve 2015/367 Esas, 2015/902 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca “sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin kesin somut ve her türlü şüpheden uzak delil ile ispat edilememesi ” gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/03/2021 tarihli ve 2016/72253 sayılı hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği; kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile katılanın gönül ilişkisi bulunup ayrılmaları sonrası katılanın eski erkek arkadaşı olan sanık tarafından aranmak ve mesaj çekilmek suretiyle huzur ve sükununun bozulduğu iddiası ile açılan kamu davasında, sanığın katılanın huzurunu bozmak amacıyla ısrarla telefonla aradığına dair dosyada müştekinin soyut iddialarından başka her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı somut delilin olmaması nedeni ile, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca “sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin kesin somut ve her türlü şüpheden uzak delil ile ispat edilememesi ” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

2.Sanığın aşamalardaki beyanları, ”müşteki ile birlikte yaşıyorduk, ben ayrılmak istiyordum, eşimin telefon numarasını benim telefonumdan alarak eşimi aradı, eşimi sürekli aradığı için ben aramaması için müştekiyi aradım,” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

4.Katılanın aşamalardaki beyanları, ” olay günü sanık beni telefon ile 3 defa arayarak, bana mesaj atarak huzur ve sükunumu bozmuştur, ben mesajlarına ve aramalarına karşılık vermedim, sanıktan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır ” şeklinde olup hakkında katılma kararı verilmiştir.

5.Dosya içeriğinde mevcut bulunan 11/03/2015 tarihli tutanak içeriğinden anlaşıldığı üzere, katılanın telefonunda rızası ile yapılan inceleme sonucu sanığın katılanı 06/03/2015 tarihinde 19.14, 19.16 saatlerinde iki kez aradığı ve 19.13’te “kızım aç bi birşey söyleyeceğim” ve 19.15’te “kızım aç bi” şeklinde iki kez mesaj çektiği, 11/03/2015 tarihinde 20.43 saatinde bir kez aradığı ve 20.44’te “sen bilirsin” şeklinde mesaj çektiği tespit edilmiştir.

6. Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Katılanın kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Israr ögesi ile sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanıkların beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Ortaca 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 10/12/2015 tarihli ve 2015/367 Esas, 2015/902 Karar sayılı kararında katılan arafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.