Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1715 E. 2023/4384 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1715
KARAR NO : 2023/4384
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/123 E., 2016/285 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli 2016/123 E. 2016/285 K. sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.03.2021 havale tarihli ve 2016/299722 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile 18. Ceza Dairesine tevdi olunmuştur.

3.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli 2021/18520 Esas 2023/2230 Karar sayılı kararı ile dosyanın 12. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Mahalli Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri
Sanığın eyleminin Kabahatler Kanununun 37 nci maddesinde belirtilen rahatsız etme eylemini oluşturduğu ve idari yaptırım uygulanması gerekmesine rağmen beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü:
“Sanık hakkında her ne kadar atılı suçtan kamu davası açılmış ise de, sanığın baştan beri suçlamaları reddettiği, katılan ve dosyada tanık olarak dinlenen katılanın eşi … ile kavgalı olduğunu iddia ettiği, olayın tarafsız kamu tanığı tarafından doğrulanmadığı, sanığın bu şekilde çevrede satış yaptığına ilişkin katılan ve eşi … beyanı dışında bilgi ve belge bulunmaması karşısında, sanık savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK, kesin ve inandırıcı delil bulunamadığından 5271 sayılı CMK’nin 223 (2) madde ve fıkrasının (e) bendi hükmü gereğince BERAATİNE karar verilerek sanık hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindedir.

2.Sanığın savunması “Olay tarihlerinde oğlum müşteki …’ün çay ocağında çalışıyordu. Bende küçük müzik aletleri satıyordum. Ancak müştekinin çay ocağında satmıyordum. Gezerek satıyordum. Olay tarihlerinde oğlumu çaydan hariç özel işlerinde kullandıklarını gördüm. Çocuğu ordan çıkarmak istedim. Onlarda çıkarttırmadılar. Aramızda dil tartışması oldu. … bana çay ocağının arkasından çıkarttığı kısı namlulu bir tüfek çekti. Ben kendimi geri çektim. Sonra polisi aradım. Ben kesinlikle radyoyu son ses açıp müşterilerini rahatsız etmedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum,” şeklindedir.

3.Katılanın beyanı “Ben bu konu ile alakalı daha önce beyanda bulundum. O beyanımı aynen tekrar ederim. Belirtmiş olduğu gibi sanık benim işletmekte olduğum çay ocağına gelerek elinde taşınabilir bir şekilde hafıza kartı takılan küçük radyolarlar sesini son ses açıyor. Bu nedenle hem müşterilerim hemde beni rahatsız ediyor. Ben bu konuda defalarca uyarmama rağmen sanık aynı hareketlere devam etmektedir. Sanık elindeki radyoları satmaktadır. Ayrıca sanık benim müşterim olduğu için işyerime gelmektedir. Ancak radyonun sesini açmasının beni rahatsız etmek kastı ile mi yoksa satış yaptığı ürünlerini satmak amacıylamı açtığını anlayamadım. Ancak uyarılarıma rağmen sesini açması nedeni ile kasten yaptığını düşünüyorum. Ben şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum” şeklindedir.

4.Tanık … ‘ın beyanı “müşteki benim eşim olur. Çay ocağı işletmektedir. Ben çay ocağına sık sık bu nedenle uğrarım. Uğradığımda …’nun elindeki küçük radyoların sesini açarak müşterilerini ve müştekiyi rahatsız ettiğini pekçok kez şahit oldum. Sanık radyoların satışını yapmak için radyoların sesini açarak etraftakilerin ilgisini ve dikkatini toplamak istediğini düşünüyorum. Ayrıca sanık eşime ait çay ocağında ikinci el cep telefonları satıyor. Müşteriler, sanığın bizimle irtibatta olduğunu düşünerek sorun olduğunda bizi rahatsız etmektedirler. Benim olayla ilgili bilgi görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum, müşteki benim eşim olur. Çay ocağı işletmektedir. Ben çay ocağına sık sık bu nedenle uğrarım. Uğradığımda …’nun elindeki küçük radyoların sesini açarak müşterilerini ve müştekiyi rahatsız ettiğini pekçok kez şahit oldum. Sanık radyoların satışını yapmak için radyoların sesini açarak etraftakilerin ilgisini ve dikkatini toplamak istediğini düşünüyorum. Ayrıca sanık eşime ait çay ocağında ikinci el cep telefonları satıyor. Müşteriler, sanığın bizimle irtibatta olduğunu düşünerek sorun olduğunda bizi rahatsız etmektedirler. Benim olayla ilgili bilgi görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum, “şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Mahalli Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri Yönünden;
5271 sayılı TCK’nn 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında sanığın müştekinin işlettiği çay ocağına giderek rahatsızlık vermek amacıyla ve ısrarla sattığı radyoları son ses açmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğine dair, savunmalarının aksine, şüpheden uzak, mahkumiyete yeter derecede kesin delil mevcut olmadığı anlaşıldığından, mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli 2016/123 E. 2016/285 K. sayılı kararında mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde karar verildi.

.