Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1663 E. 2023/4656 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1663
KARAR NO : 2023/4656
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1062 E., 2016/369 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Balıkesir 1.Asliye Ceza Mahkemesinin,03/03/2016 tarihli ve 2015/1062 Esas, 2016/369 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/03/2021 tarihli ve 2016/270499 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz sebebi ;Eksik inceleme sonucu mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık … ile …’ın evliyken boşandıkları, sanık …’ın da müşterek çocukları olduğu, evliliklerinin devamı sırasında bir birine bitişik olan arazi üzerinde ortak bina yaptıkları, her ikisininde tapusunun ayrı olduğu ancak binanın tek yapıldığı, olay tarihinde sanıkların bahse konu ikamete gelerek katılana ait mutfak eşyalarını ve diğer bir kısım eşyaları evin dışına çıkartıp yol üzerine bıraktıkları ancak sanıkların,katılana yönelik katılanın huzur ve sükunun bozmak kastıyla ısrarlı bir davranışlarının bulunmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “yüklenen suçun unsurlarının oluşmaması” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verildiği belirtilmiştir.

2.Sanık …’in aşamalardaki beyanları, “… benim boşanmış olduğum eşim olur. Ben müştekinin eşyalarını dışarıya atmadım.” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

3.Sanık …’ın aşamalardaki beyanları, “… benim babam olur. Olay tarihinde babam taşınıyordu, eşyalarını biz çıkartmadık.” şeklinde olup suçlamaları kabul etmemiştir.

4.Katılanın aşamalardaki beyanları, “Olay günü eve geldiğimde evdeki eşyalarımın dışarı atılmakta olduğunu gördüm. Sanıklar eşyalarımı dışarı atıyorlardı, ben yapmamalarını söyledim ancak beni dinlemediler. Evimin kapısı kilitli değildi, kapı açıktı, açık olan kapıdan sanıklar içeri girmişler. Sanıklar benim bu evde oturmamı istemiyorlar. Ben sanıklardan zarar istemiyorum. Sanıklardan şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum. Duruşmalara katılan sıfatı ile katılmak istiyorum” şeklinde olup hakkında mahkemece katılma kararı verilmiştir.

5.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel mahkeme kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Katılan vekilinin, eksik inceleme sonucu sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Israr ögesi ile sırf huzur ve sükunu bozma saikinin bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkemece sanıkların beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Balıkesir 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 03/03/2016 tarihli ve 2015/1062 Esas, 2016/369 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.