Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1652 E. 2023/4388 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1652
KARAR NO : 2023/4388
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/324 E., 2016/34 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.01.2016 tarihli 2015/324 E. 2016/34 K. sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.03.2021 havale tarihli ve 2016/229556 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile 18. Ceza Dairesine tevdi olunmuştur.

3.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli 2021/17306 Esas 2023/2167 Karar sayılı kararı ile dosyanın 12. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik inceleme sonucu beraat kararı verildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“Katılan …’in 2014 yılı Temmuz ayı içerisinde halası olan …’ın yanına Mersin Anamur’a gittiği, sanık …’nın burada katılanı görerek beğendiği ve arkadaşlık ilişkisi kurmak istediği, bunun için katılan ile iletişime geçtiği, katılanın bu teklifi kabul etmemesine rağmen sanığın twitter, swarm, messenger gibi internet programlarını kullanarak ve katılanın kullanmış olduğu cep telefonuna mesaj gönderdiği, katılana bu ileti ve mesajlarında; ” seni seviyorum, bir kerecik seni seviyorum desen canımı bile veririrdim be kadın, yavrum vb.” sözler yazarak katılana tacizlerde bulunduğu, ayrıca sanığın “inadını sinkaf edeyim” şeklinde messenger adlı program üzerinden mesaj yollamak suretiyle hakarette bulunduğu, sanığın alınan savunmasında müştekiyi rahatsız etmek kastı ile hareket etmediğini, müştekiye karşı ilgisinin olduğunu, onu sevdiğini belirtmek istediğini beyan ederek suçlamayı kabul etmediği ancak müştekinin sunmuş olduğu cep telefonu ekran fotoğrafları incelendiğinde sanığın aynı suçu işlemek kararıyla birden fazla kez müştekiyi cinsel amaçlı olarak taciz ettiği, yine müştekiye inadını sinkaf edeyim diye küfür ettiğinin sabit olduğu anlaşılmış ,sanığın müsnet cinsel taciz ve hakaret suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiştir…

Her ne kadar sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu işlediği iddiasıyla cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de 5237 Sayılı TCK’nın 123/1. maddesinde sırf huzur ve sukununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde suçun oluşacağının belirtildiği, sanığın eylemlerinin hakaret ve cinsel taciz suçunu oluşturduğu kanaatine varılarak cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın aynı eylemlerinin ayrıca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmayacağı kanaatine varılarak sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” şeklindedir.

2.Sanığın savunması “Önceki savunmalarını aynen tekrar ettiğini, atılı suçlamaları kabul etmediğini, 2014 yılı Temmuz ayında katılan ile tanıştığını, kendisi ile bir arkadaşlıkları olduğunu ancak sevgili manasında olmadığını, ona karşı bir ilgisinin olduğunu ancak kendisinin böyle bir durumunun olmadığını, iddianamede geçtiği şekliyle mesaj attığını ancak kastının cinsel taciz olmadığını, sadece kendisine sevdiğini belirtmek istediğini, kendisine toplamda 2-3 kere mesaj attığını, karşılık bulamayınca mesajlarını kestiğini, daha doğrusu babasının arayarak kendisine küfür ettiğini, kendisinin de katılanı aramaktan vazgeçtiğini, öncelikle beraatini, mahkeme aksi kanatte ise hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini, ceza yerine ücretsiz olarak kamu kurumunda çalışmayı kabul etmeyeceğini beyan etmiştir.” şeklindedir.

3.Katılan …’in beyanı “Soruşturma aşamasında ifade verdiğini, aynı ifadelerini tekrar ettiğini, sanık …’yı Anamur’a halasının yanına tatil için gittiğinde tanıdığını, kendisini ile arkadaş ortamında bir kez gördüğünü, başkaca kendisi ile hiçbir arkadaşlığının olmadığını, kendisine telefon numarasını vermediğini, kendisi ile hiçbir şekilde görüşmediğini, tatili bittikten sonra Milas’a döndüğünü, bir süre herhangi bir şey olmadığını, ancak 2015 yılı Ocak ayında Facebook sosyal paylaşım sitesinden kendisine arkadaşlık teklif ettiğini, ancak kabul etmediğini, bildiğine göre kuzeni …’ye Facebook’tan arkadaşlık teklif ettiğini, arkadaş olduklarını, sanığın daha sonra twitter Facebook messenger ve swarm isimli sosyal paylaşım sitelerinden sürekli kendisine mesajlar gönderdiğini, fotoğraflarını kullanıp kendisini rahatsız ettiğini, sürekli olarak telefonuna mesaj gönderdiğini, mesajlarında sürekli olarak kendisini sevdiğini ,kendisine karşılık vermesini isteyen sözler yazdığını, sanığı defalarca kez uyarmasına mesaj göndermesini istememesine rağmen hareketlerine devam ettiğini, kendisi ile sözlü hiçbir konuşmalarının olmadığını, kendisine gönderdiği mesajlara ilişkin telefon çıktılarını soruşturma aşamasında dosyaya sunduğunu, sanığın hareketlerinde kendisini güvende hissetmediğini, bu sene Anamur’a tatile gittiğinde çok tedirgin olduğunu, şikayetçi olduktan sonra sanığın kendisine mesaj göndermediğini, rahatsız etmeyi bıraktığını, ancak tahminen bir ay öncesinde yine Facebooktan arkadaşlık teklif ettiğini, bu durumu jandarmaya bildirdiklerini, olay nedeni ile sanıktan şikayetçi olduğunu, cezalandırılmasını talep ettiğini, davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, 5271 sayılı TCK’nn 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında sanığın, katılanı cinsel taciz ve hakaret ettiğinin kabul edildiği ve bu suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulduğu ve hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın eylemlerinin 5271 sayılı Kanun 123 üncü maddesinde düzenlenen genel ve tamamlayıcı nitelikte olan kişilerin huzur ve sükunu oluşturmadığı anlaşıldığından beraat kararı verilmesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.01.2016 tarihli 2015/324 E. 2016/34 K. sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde karar verildi.