Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1643 E. 2023/4643 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1643
KARAR NO : 2023/4643
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/638 E., 2016/179 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Foça 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli 2015/638 E. 2016/179 K. sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a ) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.03.2021 havale tarihli ve 2016/221042 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile 18. Ceza Dairesine tevdi olunmuştur.

3.Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli 2021/17080 esas 2023/2158 karar sayılı kararı ile dosyanın 12. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Mahalli Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri
Sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırlmasına yeter delilin de bulunmasına rağmen üzerine atılı suçtan beraat kararı verilmesinin yerinde olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü:
“Her ne kadar sanık … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de, suçu oluşabilmesi için sanığın ısrarlı bir şekilde mağdurun huzur ve sükununu bozacak eylemlerde bulunması gerekeceğinden dosya dikkate alınarak sanığın münferit bir eylemi nedeniyle TCK 123. maddede düzenlenen suç oluşmayacağından yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nun 223/2-a maddesi gereği sanığın üzerine atılı suçtan beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.

2.Sanığın savunması “Ben okunan talimatı anladım, olay günü alkollü olarak müştekinin evine gittim doğrudur, ben şikayetçinin evlendiğini bilmiyordum, merhaba demek için gitmiştim, kendisi bana evlendiği ve misafiri olduğunu söyledi, evlendiğin kişi kim dediğimde … dedi, ben de bizim … mu dedim evet dedi ve evde kayınvalidesi olduğunu söyleyince onu da … dolayı tanıdığımdan merhaba deyip oradan ayrıldım, ben kayınvalidesine sadece merhaba dedim, kesinlikle huzur ve sükünü bozma amacıyla hareket etmedim, ben şikayetçi ile 6 yıl birliktelik yaşadım, olay sırasında da yeni foçada balık tutuyordum, evlendiğinden de haberim yoktu, ben kayınvalidesini görünce şikayetçinin arkadaşım ile evlendiğini anladım, suçlamayı kabul etmiyorum dedi. ” şeklindedir.

3.Katılanın beyanı ” Ben daha önce soruşturma aşamasında ifade vermiştim, o ifademi aynen tekrar ederim, sanık benim eski erkek arkadaşımdı. Olay tarihinden yaklaşık 3 sene önce yine bana saldırıp beni sürekli tehdit ediyordu. O dönemde de kendisiyle ayrıydık. Ben bu nedenle İzmir den ayrılmak zorunda kaldım. Bu olaylarla ilgili herhangi bir şikayetim olmadı. Çünkü annesi kalp hastasıydı. Olay günü gece 04;00 sıralarında alkollü bir şekilde benim evime geldi. Elinde bira şişesi vardı. Kapıyı çaldı. Ben balkon penceresinden baktım ve niye geldiğini sorduğumda , konuşmak istediğini, benim evlendiğimi duyduğunu, eşimi tanıdığını, eşimin hapiste olduğunu bildiğini söyledi. Ben konuşamayacağımı, misafirlerim olduğunu söyledim. O inanmadı. Kayınvalidemin olduğunu söyleyince, onu tanıdığını, onunla konuşmak istediğini söyledi. Ben de kayınvalideme söyledim. Daha sonra kayınvalidem çıkınca konuşmuşlar. Ona balık tutmaya geldiğini , gelince uğramak istediğini söylemiş. Daha sonra oradan ayrıldı. Ben o gün yalnız olsaydım. Sanık bana zarar verebilirdi. Daha önceden de evime zorla girip saldırmıştı. Sanıktan şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum dedi.” şeklindedir.

4.Tanık …’in beyanı “Ben olay günü gelinim … yanına Foçaya gitmiştim, gece biz yattıktan sonra, saati tam hatırlamıyorum ama gece 24.00’den sonraydı, gelinim beni uyandırdı, eski erkek arkadaşı .. geldiğini söyledi, camı açıp dışarı baktım, … karşı duvarda oturuyordu, evim 1. Katta olduğu için … hemen karşımdaydı ona hitaben ‘neden geldin’ diye sordum, o da “arkadaşlarla balık tutmaya geldik, size de bir merhaba diyeyim diye geldim” dedi, … benim gelinimin eski erkek arkadaşı olduğu için cezaevinde bulunan oğlum aralarında bir sorun çıkmasın diye birşey söylemedim, daha sonra … iyi akşamlar diye ayrıldı, ben …’nin elinde bira şişesi gördüm, ancak daha öncesinde oradan gitmek istememesi ile ilgili birşey bilmiyorum, gelinim beni çağırdığında ben … ile konuştum, … de oradan ayrıldı dedi.

Tanığa talimat ekinde beyanı okundu. Çelişki nedeniyle soruldu: ben … neden geldin diye sordum, o da bana “teyze senin ne işin var burada ne oldu, eşin ile aranda bir sorun mu oldu” dedi, ben de kendisine oğlum ile … evlendiğini ben de gelinimin yanına geldiğimi söyledim, ben de ona sorduğuma o da arkadaşlarıyla balık tutmaya geldiğini söyledi ve yine … bana … cezaevinde değil mi diye sordu ben de bu ayın sonunda çıkacak dedim, o da 4,5 yıl ceza aldığını duyduğunu söyledi ben de yanlış duyduğunu söyledim, … geldiğinde oğlum …’un 4,5 yıl ceza aldığını ve cezaevinde olduğunu ayrıca gelinim …’nin de evlenmiş olduğunu bilerek geldi, beni görünce bana teyze ne arıyorsun diye sordu ve şaşırdı, ayrıca … benim çocuklarımın arkadaşı ve eve de gelip giderdi dedi.” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Mahalli Cumhuriyet savcısının Temyiz Sebepleri Yönünden;
5271 sayılı TCK’nın 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerektiği gözetildiğinde, mahkemece sanığın münferit bir eylemi nedeniyle atılı suç oluşmayacağından beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Foça 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli 2015/638 E. 2016/179 sayılı kararında mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2023 tarihinde karar verildi.