Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1373 E. 2023/4682 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1373
KARAR NO : 2023/4682
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/226 E., 2016/581 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alaşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2016 tarihli ve 2016/22 Esas, 2016/581 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 13.04.2021 tarihli, hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.”… her ne kadar sanık hakkında kişilerin huzur ve sükunu bozmak suçundan dolayı kamu davası açılmış ise de; katılanın duruşmada alınan beyanında uzunca süredir sanık ile ilişkisi olduğunu, olay günü ayrıldıklarını, sanığın bu nedenle kendisini aradığını, bir müddet cevap vermediğini ve daha sonra evine aldığını ve ilişkiye girdiklerini bildirdiği, soruşturma aşamasında sanığın eve girdiğinden bahsetmeyen katılanın kovuşturmada sanığı eve aldığını ilişkiye girdiklerini ve kendisine zorla tecavüzde bulunduğuna dair beyanda bulunduğu, bu anlamda katılanın beyanlarının çelişkiler içerdiği, sanığın ceza alması düşüncesi ile katılanın alakasız ve mantık hataları bulunan suç isnadında bulunduğu, bu anlamda olay günü sanığın, katılanı aramasının sırf rahatsızlık vermek amacıyla olmadığı, olayın öncesinde ilişkileri bulunduğu ve sonrasında cinsel ilişkiye girdikleri göz önünde bulundurulduğunda sanığın beraatine karar verilmiştir…” şeklindedir.

2.Katılan beyanınıda, “Sanık … ile 2011-2012 yılından olay tarihine kadar bir birlikteliğimiz vardı, olay günü ayrılmıştık, kendisi o gün telefonla bir kaç kez beni aradı, ancak ben telefonunu açmadım, daha sonra ikametimin önüne geldi, kapıma vurdu, ben de bundan korkarak polisi aradım, polis olay yerine gelmedi, daha sonra yine aradığında 5. kez aramaydı, ben telefonu açtım, bana polislerin arkadaşı olduğunu, onları savuşturduğunu söyledi, bunun üzerine ben de etrafa rezil olmamak için sanığı ikametime aldım, ikametimde kendisiyle birlikte olduk, kendisi bana o gün zorla tecavüzde bulundu, ben ilişkiye girmek istemedim, eylemden dolayı şikayetçiyim, davaya katılmak isterim” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, 5237 sayılı TCK’nn 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Somut olayda, suçun unsurları oluşmadığından, Mahkemenin kabul ve takdirinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Alaşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2016 tarihli ve 2016/22 Esas, 2016/581 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.11.2023 tarihinde karar verildi.