Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1125 E. 2023/4253 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1125
KARAR NO : 2023/4253
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/213 E., 2016/339 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bozuyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/213 Esas, 2016/339 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.04.2021 tarihli ve 18-2016/389136 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği; huzur ve sükun bozma suçundan verilen beraat kararının bozulması gerektiğine, bu olay nedeniyle mağdur olduğuna, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılan beyanında, kendi kullanmış olduğu …. numaralı hattını iki günden beri … numaralı hattın toplamda üç kez rahatsız ettiğini, hattın …’a ait olduğunu öğrendiğini, şahsın sadece telefonunu aradığını, kendisiyle konuşmadığını, birşey söylemediğini, olay nedeniyle şikayetçi olduğunu, sanık beyanında … numaralı hattın ilk önce kendisini aradığını, kendisi de tanımadığı için tekrar aradığını, telefondan bayan sesini duyunca telefonu kapattığını, sonra üç kez yanlışlıkla aradığını, numaranın kime ait olduğunu bilmediğini, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmese de müştekinin beyanı, sanığın numarayı aradığını kabul etmesi ve tüm evrak kapsamı gözetilerek sanığın kastının Mahkemenizce değerlendirilmesinin uygun olacağı, iddiası ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kamu davası açılmıştır.

2.Mahkemece; dosya içerisinde mevcut telefon kayıtlarının tespiti tutanağı ile katılanın sanık tarafından 18.04.2016 tarihinde iki kez, 19.04.2016 tarihinde ise bir kez arandığı, sanığın savunmasında süt dağıtımı işi ile uğraştığını, bu sebeple kendisini çeşitli numaraların aradığını, kendisinin de arayanın kim olduğunu öğrenmek maksadıyla çoğu defa iki üç kez bu numaraları aradığını beyan ettiği, sanığın telefonu üzerinde katılanın kendisini arayıp aramadığının tespitine yönelik bir inceleme yapılmadığı, bu sebeple katılanın sanığı arayıp aramadığının tespit edilemediği, somut olayda sanığın üzerine atılı suç yönünden kastının bulunmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı Kanun 223 üncü maddesinin 2 inci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

3.Sanık aşamalardaki beyanlarında, atılı suçlamaları reddetmiş, yanlışlıkla aradığını ve yalnızca 3 kez aradığını, savunmuştur.

4.Katılan aşamalardaki beyanlarında sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını talep ederek sanık hakkındaki şikayetini devam ettirmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde, 5271 sayılı TCK’nn 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında sanık ile katılanın aynı köyde ikamet ettiği ve sanığın süt dağıtım işi ile uğraştığı, katılanın beyanında da sanıktan süt aldıklarını beyan ettiği, sanığın yapılan aramalarda bir söz söylemediği, sanığın işi nedeniyle arayanın kim olduğunu öğrenmek maksadıyla çoğu defa iki üç kez bu numaraları aradığı anlaşıldığından beraat kararı verilmesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bozuyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/213 Esas, 2016/339 Karar sayılı kararında katılanın tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2023 tarihinde karar verildi.