Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1112 E. 2023/4255 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1112
KARAR NO : 2023/4255
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/141 E., 2016/383 K.
SUÇLAR : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli ve 2016/141 Esas, 2016/383 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.05.2021 tarihli ve 18-2016/251904 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; huzur ve sükun bozma suçundan verilen beraat kararının verilmesinin hukuka aykırı olduğundan temyiz ettiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılanın kullandığı nişanlısı …’un adına kayıtlı olan …. numaralı telefonuna sanığın kullanmakta olduğu … numaralı telefonundan süreklilik arzedecek biçimde aramak ve mesaj göndermek suretiyle rahatsızlık verdiği, katılanın sanık hakkında şikayetçi olduğu, sanığın alınan savunmasında katılan ile kısa bir süre evli kalıp ayrıldıklarını, katılanın geri dönmesi için mesaj gönderdiğini, rahatsız etme kastının bulunmadığını beyan ederek suçlamayı kabul etmediği, TİB kayıtları ve tespit olunan mesajlardan şüphelinin atılı suçu işlediği iddiası ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kamu davası açılmıştır.

2.Mahkemece; katılanın ve sanığın aşamalardaki beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bir süre gayri resmi olarak evli kaldıkları, daha sonra katılanın sanığı terk ederek başka bir kişiyle birliktelik yaşamaya başladığı, sanığın bundan haberdar olmadığı bir süreçte katılanı arayarak tekrar bir araya gelme arzusunu dile getirdiği, sona eren evliliklerini kurtarmaya çalıştığı, yaşanan ayrılıktan sonra evliliği kurtarmak amacıyla telefon görüşmesi yapmak, mesaj atmak, iletişim kurmayı sağlamak amacıyla bir kısım eylemlerde bulunmanın normal karşılanması gerektiği, sanığın katılanı rahatsız etmek ve onun huzurunu bozmak gibi bir kasıt altında hareket ettiğine dair dosyada bir delilin mevcut olmadığı anlaşıldığından sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.

3.Sanık aşamalardaki beyanlarında, atılı suçlamaları reddetmiş, katılan ile 3 ay gayri resmi evli kaldıklarını, daha sonra katılanın kendisini bırakıp gittiğini, geri dönmesi için mesaj attığını aradığını, amacının evliliğini kurtarmak olduğunu, rahatsız etmek olmadığını, savunmuştur.

4.Katılan aşamalardaki beyanlarında sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını talep ederek sanık hakkındaki şikayetini devam ettirmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, 5271 sayılı TCK’nn 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında yer alan mesaj içeriklerinden sanığın ayrılmak istemediği için katılan ile barışmak ve tekrar bir araya gelmek amacıyla mesaj attığının anlaşıldığından beraat kararı verilmesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde isabetsizlik görülmemiş olup;

Ancak mahkemece sanık hakkında beraat kararı verildiği halde uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesinde hukuka aykırılık görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.05.2016 tarihli ve 2016/141 Esas, 2016/383 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının ilk paragrafında yer alan “BERAATİNE” ibaresinden önce gelmek üzerine “5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2023 tarihinde karar verildi.