Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/110 E. 2023/3394 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/110
KARAR NO : 2023/3394
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/365 E., 2022/492 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden; hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 21.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 427 nci ve ek 4 üncü maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden; Dairemizce verilen bozma kararı üzerine mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 08.01.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan İstanbul Kapatılan 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2003/279 Esas sayılı dosyasından dolayı 13.04.2004 tarihinde tutuklandığını, 1 yıl 4 ay 11 gün tutuklu kaldıktan sonra 22.08.2005 tarihinde tahliye edildiğini, tahliye edildikten sonra İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31.03.2015 tarih ve 2014/38 Esas, 2015/81 Karar sayılı ilamı ile beraatine karar verildiğini belirterek, 144.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 13.04.2004 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 29.01.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendi kusuru ile zarara neden olduğunu, talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının sosyal ekonomik durumu ve yıllık gelirinin araştırılarak bilirkişi incelemesine tabi tutulması gerektiğini ve davanın öncelikle husumet yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi aksi takdirde haksız ve zenginleşmeye sebebiyet verecek hakkaniyet kurallarına aykırı talebin reddine karar verilmesini gerektiğini beyan etmiştir.

3. Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2016 tarihli ve 2016/15 Esas, 2016/310 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2016 tarihli ve 2016/15 Esas, 2016/310 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/790 Esas, 2022/3349 Karar sayılı kararı ile davacının 01.06.2005 – 22.08.2005 tarihleri arasındaki tutukluluk tedbiri bakımından dava süresinde olduğundan bu süre bakımından tazminat talebinin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

5.Bozma kararı üzerine Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/365 Esas, 2022/492 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 07.01.2023 tarihli tebliğnamesi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davalı vekilinin temyiz isteği; tazminat şartlarının gerçekleşmediğine, hükmolunan tazminat miktarlarının fahiş olduğuna ve davalı kurum lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. Davacı vekilinin temyiz isteği; eksik maddi ve manevi tazminata hükmolunduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/38 Esas 2015/81 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlam suçundan 13.04.2004-22.08.2005 tarihleri arasında 496 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.04.2015 tarihinde kesinleştiği, 13.04.2004-01.06.2005 tarihleri arasındaki tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna, 01.06.2005-22.08.2005 tarihleri arasındaki tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğunun anlaşıldığı, 01.06.2005-22.08.2005 tarihleri arasındaki tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesinde, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceğinin belirtildiği, davacı hakkında 31.03.2015 tarihinde verilen beraat kararının 07.04.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilmediği, gerekçeli kararda da davacıya tazminat açma hakkı olduğunun hatırlatılmadığı, bu itibarla 08.01.2016 açılan davanın … süresinde açılmış olduğu, CMK’nun 141. ve devamı maddelerinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat müessesesinin davamızda şartlarının oluştuğu,

Davacı hakkında … koruma tedbiri nedeniyle çalışamadığı ve ücret gelirinden yoksun kaldığı, oluşan maddi zararının giderilmesi gerektiği anlaşılmış; maddi tazminat hesabında davacının 01/06/2005 ile 22/08/2005 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği süreler esas alınmış, davacının olay tarihinde esnaflık yaparak geçimini sağladığı, gelirinin ve gelir kaybının da asgari ücret düzeyinde olduğu anlaşılmakla davacı hakkında 16 yaşından büyükler için belirlenen 2005 yılı yıllık net asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplama yapılarak 19/04/2016 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen 1.136,52-TL Maddi Tazminatın 01/06/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine hükmetmek gerekmiştir.

Manevi tazminat açısından ise nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği, bu ölçütlere göre gözaltı ve tutukluluk süresi, davacının sosyo ekonomik konumu, mesleği gözetilerek paranın satın alma gücü ve karar tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte hesaplanan takdiren 1.500,00-TL manevi tazminatın 01/06/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Davalı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 5.810,00 TL olduğu, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 01.06.2005 – 22.08.2005 tarihleri arasında 82 gün tutuklu kalan davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 2.636,52 TL olması nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 21.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 427 nci ve ek 4 üncü maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün davalı açısından kesin olduğu anlaşılmıştır.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
1. Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/38 Esas – 2015/81 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlam suçundan 01.06.2005 – 22.08.2005 tarihleri arasında 82 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.04.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş olup, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/365 Esas, 2022/492 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bentlerinde açıklanan nedenle Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/365 Esas, 2022/492 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.09.2023 tarihinde karar verildi.