Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1091 E. 2023/4256 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1091
KARAR NO : 2023/4256
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/293 E., 2016/329 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2016 tarihli ve 2015/293 Esas, 2016/329 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.04.2021 tarihli ve 18-2016/363465 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; huzur ve sükun bozma suçundan verilen beraat kararının bozulması gerektiğine, suçun oluştuğuna, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık ile eşi müştekinin arasında boşanma davası olduğu, sanığın aleyhine verilen tedbir kararına rağmen müştekinin cep telefonuna, e-mail adresine ve facebook sayfasına bir çok mesaj göndermeye devam ettiği yine müştekinin cep telefonunu sürekli aradığı, dosyada mevcut mesaj içeriklerinde hakaret ve tehdit niteliğinde sözler sarf edilmemiş ise de, müştekinin görüşmek istememesine rağmen sürekli mesajlar ve aramalarla huzur ve sükununu bozduğu iddiası ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kamu davası açılmıştır.

2.Mahkemece; olay tarihinde sanık ile katılanın evli oldukları, sanık hakkında tedbir kararı olduğu halde sanığın müştekinin cep telefonuna, e-mail adresine, facebook sayfasına birçok mesaj gönderdiği, katılan görüşmek istemediği halde sürekli mesaj gönderdiği ve telefonunu aradığı, bu şekilde sanık hakkında kişilerin huzur ve sukünunu bozma iddiası ile kamu davası açılmış ise de sanığın boşanma davası devam eden eşi müşteki ile barışmak istemesi ile mesajlar gönderdiği ve aradığı, dosyada dökümü bulunan mesajların ve maillerinde bu yönde olduğunun anlaşıldığı, sanığın huzur ve sükunu bozma kastı ile hareket ettiğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı Kanun 223 üncü maddesinin 2 inci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

3.Sanık aşamalardaki beyanlarında, atılı suçlamaları reddetmiş, katılan ile boşanma aşamasında olduklarını, kendisinin barışmak istemesi nedeniyle belirtilen eylemleri yaptığını, barışmak istemeyince de aramaları bıraktığını savunmuştur.

4.Katılan aşamalardaki beyanlarında sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını talep ederek sanık hakkındaki şikayetini devam ettirmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, 5271 sayılı TCK’nın 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında yer alan e-mail, mesaj içeriklerinden sanığın ayrılmak istemediği için katılan ile barışmak ve tekrar bir araya gelmek amacıyla mesaj attığının anlaşıldığından beraat kararı verilmesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2016 tarihli ve 2015/293 Esas, 2016/329 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2023 tarihinde karar verildi.