Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/1067 E. 2023/4357 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1067
KARAR NO : 2023/4357
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1094 E., 2015/1442 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.12.2015 tarihli ve 2015/1094 Esas, 2015/1442 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.12.2020 tarihli ve 2016/19320 sayılı, hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İsteği; müvekkilinin polis olduğunu, olay tarihinde Kırıkkale Otogarının asayişini sağlamakla görevli olduğu, müvekkilin görevini ifa ederken, sanığın devamlı suretle kendisini çektiğini fark etmiş ve bundan dolayı rahatsız olduğuna, bunun üzerine sanığı uyardığı ancak sanığın uyarıyı dikkate almayarak, üstelik bu sefer rahatsız ettiğini bilerek müvekkili video kaydına almaya devam ettiğine, bunların video görüntüleri, tutanaklar ve şahit beyanları ile sabit olmasına rağmen, Yerel Mahkemece sanığın amacının katılanı rahatsız etmek olmadığı, görüntü kayıtlarında sadece kısa bir süreliğine katılanın görüntüleri bulunduğu gerekçesiyle beraat kararı verilmiş olduğuna, beraat kararının açıkça kanuna aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.Sanığın Kırıkkale Otogarında K.K. isimli firmanın işletmeciliğini yaptığı, katılanın ise olay tarihinde Kırıkkale otogar polis merkezinde görevli olduğu, olay günü saat 15:30 sıralarında Kırıkkale otogarı içinde sanığın kendisine ait cep telefonu ile katılanın hareketlerini çekime aldığı, katılanın kendisini uyarmasına rağmen kamera çekimine devam ettiği, bu kamera çekimlerinde 12/07/2015 tarihli tutanakta ayrıntılı çözümü bulunduğu şekilde katılanın açıkça rahatsız olarak huzur ve sükununun bozulmasına neden olduğu, bu şekilde sanığın atılı suçu işlediği iddiası ile katılanın şikayetçi olduğunu beyan etmesi üzerine kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.

2.Sanığın atılı suçlamaları kabul etmediği ve duruşmada alınan savunmasında;
“Ben bu konu hakkında emniyet müdürlüğünde ifade vermiştim, ifademde de belirttiğim gibi üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, amacım müştekiyi rahatsız etmek değildi, otogarın fiziki durumu ile ilgili bazı zamanlar toplantılara iştirak ediyorum, bu durumu delillendirmek amacıyla otogarın fiziki durumunu kameraya çekmeye çalıştım, suçlamayı kabul etmiyorum, ben öncelikle beraatimi şayet ceza alırsam Hükmün Açıklanmasının geri bırakılmasını isterim. Müştekiye yönelik şahsi bir çabam olmamıştır, ayrıca böyle bir kayıt almamam gerektiğine ilişkin uyarı yapılmamıştır, gizli bir çekim de yapmadım…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.

3.Katılanın her aşamada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan ettiği ve duruşmada alınan ifadesinde;
“…Ben bu konu hakkında C. Savcılığında ifade vermiştim, ifademde de belirttiğim gibi olay tarihinde Kırıkkale otogarında görevliydim, şuan tayinim çıktı, polis memuru olarak çalışırken sanığın devamlı suretle beni kameraya çektiğini, beni tahrik ettiğini farkettim, suç tarihi olan 11/07/2015 tarihinde bu olayın olması üzerine tarafını uyardım, ancak sanık aynı şekilde bana rahatsızlık vermeye devam etti, devamlı surette beni kamerayla çekiyordu, durumu C. Savcısına bildirdim, onun talimatı üzerine hakkında işlem yaptım, yasal olarak telefonunu rızasıyla aldım, yaptığımız incelemede benim hakkımda konuştuğu ve devamlı suretle beni zoomlamak suretiyle kaydı aldığını tespit ettim, sanığın amacı beni rahatsız etmektir, kendisi aslında Kırıkkale Otogarında bulunan … Trizimin müdürüdür, ben ise olay tarihinde dışarı çıkıp bağıran şirket yetkileri uyarmak ve haklarında işlem yapmakla görevliydim, olay bu şekilde gerçekleşmiştir, sanıktan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum…” şeklinde beyanda bulunduğu, taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmediği görülmektedir.

4.Tanıklar….,….’nin anlatımları, CD çözümü ve tutanaklar dava dosyasında bulunmaktadır.

5.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde;
“…Her ne kadar sanık hakkında huzur ve sükununu bozma suçundan TCK’nun 123/1 maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, sanığın genel olarak, üzerine atılı suçu işlemediğini, katılanı rahatsız etmek, huzurunu bozmak amacı ile hareket etmediğini savunması, dosya kapsamında yer alan görüntü kayıtlarından sadece bir kayıtta kısa bir süreliğine katılanın görüntülerinin bulunması, sanığın genel olarak otogarın içini kayıt altına aldığı, somut olayda anılan maddede öngörülen ısrar unsurunun oluşmadığı gibi, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın kastının da katılanın huzur ve sükununu bozmak olmadığına kanaat edildiğinden, bu haliyle sanığın üzerine atılı suçun ısrar unsurunun ve yasal unsurlarının oluşmaması nedeni ile CMK 223/2a maddesi gereği beraatine…” gerekçeleri ile sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan beraat kararı verildiği belirlenmiştir.

6. Sanığa ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın suçlamaları kabul etmediği, katılanın beyanları ve tanık anlatımları ile CD içeriği değerlendirildiğinde; atılı suçu işlediği şüphe boyutunda kalan sanık hakkında beraat hükmü kurulmasında hukuka aykırılık görülmemiş olup, yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olduğu, incelenen dava dosyası içeriğine göre sanığın beraatine dair Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede katılan vekilinin diğer temyiz sebeplerinin de reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Kırıkkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.12.2015 tarihli ve 2015/1094 Esas, 2015/1442 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde karar verildi.