Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/9976 E. 2023/1301 K. 18.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9976
KARAR NO : 2023/1301
KARAR TARİHİ : 18.04.2023

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi

Suçtan doğrudan zarar gören 05.10.1998 doğumlu katılan …’a 15.04.2014 tarihinde katılanın zorunlu müdafisi olarak avukat … …’ın görevlendirildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında katılanın 18 yaşından büyük olduğu, katılanın yokluğunda verilen kararın, katılan.’e tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden zorunlu müdafii olarak görevlendirilen avukata tebliğ edilmiş ve zorunlu müdafii kararı temyiz etmiş ise de anılan kararın katılan .’e usulüne uygun olarak teblig edilmesine rağmen ayırt etme gücü bulunan katılanın kararı temyiz etmemiş olması davaya katılma iradesi göstermediği anlaşılmakla zorunlu müdafiinin, hükmü temyiz yetkisi bulunmamaktadır.

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 9. Asliye Ceza Mahkemesinin,16.02.2016 tarihli ve 2014/203 Esas, 2016/60 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddenin birinci fıkrası, 50 nci madde ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2…. 9. Asliye Ceza Mahkemesinin,16.02.2016 tarihli ve 2014/203 Esas, 2016/60 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 26.04.2021 tarihli ve 2019/10583 Esas, 2021/3938 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında belirlenen temel cezanın asgari hadden bir miktar uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin bozma kararı üzerine … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.11.2021 tarihli ve 2021/486 Esas, 2021/865 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddenin birinci fıkrası, 50 nci madde ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 7.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 10.04.2022 tarihli ve 2022/23824 sayılı, sanık hakkında kurulan hükmün esastan reddi ile onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Cezanın üst hadden tayin edilmesi gerektiğine,

2.Usul ve Yasaya aykırı diğer hususlara
ilişkindir.

B.Sanığın Temyiz Sebepleri
1.Sanık hakkında kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkemenin Kabulü
Mahkemece, ”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay günü sanığın ve katılanların karıştıkları trafik kazasında; mağdur …’in hayati tehlike geçirmeksizin, BTM ile giderilemeyecek şekilde,mağdur …’in ve.’in BTM ile giderilebilecek şekilde, Katılan …’ın hayati tehlike geçirerek yaralandıkları, tarafların şikayetçi oldukları, alınan bilirkişi raporunda sanığın olayda tam ve asli kusurlu olduğu ve katılanlar ile mağdurların kusurunun olmadığının belirtildiği, kaza yeri tespit tutanağında da katılanların kusursuz, sanığın asli kusurlu olduğunun belirtildiği, nitekim mahkememizce tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde sanığın kullandığı araçla şerit ihlali yaparak, karşı yönden gelen katılanların kullandığı araçlara çarptığı… ” gerekçe gösterilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

2.Kaza yeri tespit tutanağında sanığın tam ve asli kusurlu olduğunun, katılanların kusursuz olduğunun belirtildiği görülmüştür.

3.Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda, sanığın, görüş açık düz yolda önünde giden otomobili geçmek için şerit değiştirmeden önce karşı yönden gelen araçların uzaklığını dikkate alması, görüş mesafesi içinde yolun tamamen boş olduğunu gördükten sonra şerit değiştirmesi gerekirken aksi hareket ile seyrine devam etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.

4. Katılanlar hakkında … kuruluşu tarafından düzenlenen raporlarda, üç kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde ve bir kişinin de hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Suçtan doğrudan zarar gören 05.10.1998 doğumlu katılan …’a 15.04.2014 tarihinde katılanın zorunlu müdafisi olarak avukat … …’ın görevlendirildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında katılanın 18 yaşından büyük olduğu, katılanın yokluğunda verilen kararın, katılan .’e tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden zorunlu müdafii olarak görevlendirilen avukata tebliğ edilmiş ve zorunlu müdafii kararı temyiz etmiş ise de anılan kararın katılan.’e usulüne uygun olarak teblig edilmesine rağmen ayırt etme gücü bulunan katılanın kararı temyiz etmemiş olması ve davaya katılma iradesi göstermediği anlaşılmakla zorunlu müdafiinin, hükmü temyiz yetkisi bulunmamaktadır

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
A. Katılan Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Suçtan doğrudan zarar gören 05.10.1998 doğumlu katılan …’a 15.04.2014 tarihinde katılanın zorunlu vekili olarak avukat … …’ın görevlendirildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında katılanın 18 yaşından büyük olduğu, katılanın yokluğunda verilen kararın, katılan .’e tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden zorunlu vekili olarak görevlendirilen avukata tebliğ edilmiş ve zorunlu vekili kararı temyiz etmiş ise de anılan kararın katılan …’e usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen ayırt etme gücü bulunan katılanın kararı temyiz etmemiş olması davaya katılma iradesi göstermediği anlaşılmakla zorunlu vekilinin, hükmü temyiz yetkisi bulunmayan zorunlu vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanığın Temyiz Talebi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (b) başlığı altında açıklanan nedenlerle … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.11.2021 tarihli ve 2021/486 Esas, 2021/865 Karar sayılı kararında sanığın öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.04.2023 tarihinde karar verildi.