YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9905
KARAR NO : 2023/930
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Katılan … vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2022 tarihli ve 2022/11 Esas, 2022/173 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve müsadereye karar verilmiştir.
2. … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/2390 Esas, 2022/2446 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik o yer Cumhuriyet savcısının, sanık müdafiinin ve katılan … vekilinin istinaf başvuruları üzerine yapılan incelemede 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararındaki vekâlet ücretine ve müsadereye ilişkin hukuka aykırılıkların düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; sanığın, … içinde, ortalama 3157 gram basınç uygulamadan ateş alması olanaksız 7.65 mm tabancayı eline alarak, tetiğe asılması neticesinde tabancanın namlusundan çıkan 1 adet merminin ölenin yaşamsal organlarının bulunduğu vücut bölgesine isabet etmesi karşısında, olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerekirken, suçun nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek, sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet kurulması nedeniyle Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının ve katılan … vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi görüşünü içeren 12.12.2022 tarihli ve 2022/154694 sayılı Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri;
1. … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.09.2021 tarihli ölü muayene tutanağı ile … Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 22.09.2021 tarihli ön otopsi raporunda, kesin ölüm sebebinin toksikolojik inceleme sonuçları ile birlikte düzenlenmesinin uygun olacağının belirtilmesi karşısında, … Adli Tıp Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesince düzenlenen 12.01.2022 tarihli rapor yargılamanın yapıldığı mahkemeye gönderilmesine rağmen otopside hazır bulunan adlî tıp uzmanı tarafından kesin ölüm nedenine ilişkin ayrıntılı otopsi raporu düzenlenmesi sağlanmadan eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulduğuna,
2. Daha önce ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan mahkûm olan ve tabancaların çalışma sistemini bilen sanığın … içerisindeki ortamın koşulları itibarıyla yan tarafında oturan müteveffaya doğru tabancanın namlusunu doğrultup tetiğe basınç uygulaması neticesinde silahın ateş alarak ölene isabet edeceğini öngörmesine rağmen meydana gelen zararlı neticenin gerçekleşmemesi adına herhangi bir davranışta bulunmadığı gibi neticeyi göze alıp kabullenmek suretiyle eylemini sürdürdüğü ve bu itibarla somut olayda olası kast koşullarının oluştuğu gözetilmeden, sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet kurularak, suç vasfında yanılgıya düşüldüğüne,
İlişkindir.
B. Katılan … Vekilinin Temyiz Sebepleri;
Sanıkla ölen arasında husumet bulunması, taraflar arasındaki mesafenin oldukça kısa olması, olay anında sanık tarafından daha silah alınmadan önce silahın kurma sesinin net bir şekilde duyulmuş olması, silahlar konusunda oldukça deneyimli olan sanığın silahın tetik kısmına kuvvet uygulaması hâlinde silahın patlayabileceğini bilmesi, sanık tarafından herhangi bir şekilde neticenin gerçekleşmesini önleyici tedbir alınmaması karşısında, sanık hakkında kasten öldürme ya da olası kastla öldürme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilerek, suç vasfında yanılgıya düşüldüğüne ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1. İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; 21.09.2021 tarihinde gece saat 23.00-24.00 sıralarında, tanık …’un arkadaşının kiraladığı otomobilde, ölen …’nın sürücü koltuğuna, sanık …’ın sağ ön yolcu koltuğuna, tanık …’in sağ arka ve tanık …’in sol arka yolcu koltuklarına oturup, ölen …’nın yönetimindeki araçla tanık …’in kardeşi olan tanık Şafak’ın yanına geldikleri, burada ölen …’nın tanık Şafak’a olan borcunu ödediği esnada, tanık Şafak’ın, aynı gün bekçilerden kaçması sebebiyle ağabeyi olan tanık …’e ait silahı tanık …’a saklaması için verdiğini söylemesinin ardından hep birlikte tanık Şafak’ın yanından ayrılıp, tanık …’ın yanına gittikleri ve evinin yakınında onu da araca aldıkları, tanık …’in, tanık …’a, kendisine ait silahı ne yaptığını sorduğu, tanık …’ın bekçilerin görmemesi için sakladığını söylemesi üzerine bu defa hep birlikte tanık …’ın silahı sakladığı yere gittikleri, ölen …, sanık … ve tanık …’in araçta beklediği, tanık …’in tanık … ile birlikte araçtan inerek silahı tanık …’ın sakladığı yerden alıp araca döndükleri, aracı yine ölen …’nın kullandığı, sanık …’ın sağ ön yolcu koltuğuna, tanık …’in sağ arka ve tanık …’in sol arka yolcu koltuklarına, tanık …’ın ise tanık … ile tanık …’in ortasına oturduğu, bu şekilde seyir hâlinde iken, tanık …’in silahı çıkarıp şarjörünü sökerek mermileri saydığı, bu sırada ölen …’nın tanık …’den ön tarafa koymak için silahı istediği, bunun üzerine aracın sağ ön yolcu koltuğunda oturan sanık …’ın, sağ arka yolcu koltuğunda oturan tanık …’den silahı almak için aracın orta kısmından sola doğru dönerek sağ eliyle kabzasından tutmak suretiyle silahı tanık …’den alıp önüne doğru döndüğü sırada tetiğe baskı yapması neticesinde fişek yatağında bulunan fişeğin patladığı ve mermi çekirdeğinin sürücü koltuğundaki ölen …’nın batın sağ ön tarafından batın boşluğuna girmesi ile adı geçenin hastaneye getirildikten sonra yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak saat 04.10’da 24 yaşında hayatını kaybettiği, olayın başlangıç ve gelişim süreci ile sonuçlarının bu şekilde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
2. Katılan …, o günün gecesinde oğlunun nişanlısı ile mesajlaştığını ve saat 02.10’da börek alacağım diyerek evden çıktığını, olayla ilgili ismi geçenlerin hiçbirini tanımadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu beyan etmiş olup, ölenin annesi olan şikâyetçinin vekili aracılığıyla yaptığı talebe uygun olarak duruşmanın 03.03.2022 tarihli ilk oturumunda davaya katılmasına karar verilmiştir.
3. Katılan …, oğlunun vurulduğunu gece saat 03.00 sıralarında telefonla aranması üzerine öğrendiğini, olaydan önce oğlunun tanıklar …, … ve Şafak ile arkadaşlık yaptığını bildiğini ve kimden aldığını bilmemekle beraber oğlunun 3-4 ay önce uyuşturucu madde kullandığını fark edip onu uyardığını, sanık … ile tanık … arasında ismini bilmediği bir kızla ilgili olarak gerginlik olduğunu ve adı geçenlerin birbirlerine zarar vermemeleri için oğlunun aracılık etmek amacıyla araçta bulunduğunu çevrede konuşulanlardan duyduğunu, oğlunun düşmanı olmayıp, olay öncesi ve olay anında oğlunun yanında bulunan kişiler tarafından da öldürülmesini gerektiren herhangi bir sebep olduğunu düşünmediğini, sanığı olay nedeniyle tanıdığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
4. Sanık …, olayın olduğu gün ortada bir tabanca ticareti olmayıp, ölen …’nın yönetimindeki otomobile, tanık …’ın sakladığı yerden öncesinde görmediği silah alınıp gelindiğinde, sol arka koltukta oturan tanık …’in şarjörü çıkarttığını, mermileri saydığını, bu esnada kurma kolu çekme sesi de duymakla beraber şarjör çıkartıldığı için silah kontrol edilmiştir diye düşündüğünü, daha sonra, ölen …’nın, ortada polis dolaşıyor diyerek tabancanın koltuğun altına koyulması için ön tarafa verilmesini isteyip tanık …’den tabancayı almak için elini uzattığını; ancak o aracı kullandığından, oturduğu sağ ön yolcu koltuğunda sola doğru dönerek kabzasından tuttuğu ve boş zannettiği tabancayı sağ eli ile tanık …’den aldığı sırada silahın patladığını, silah patlar patlamaz el frenini çekip aracı durdurduğunu ve hemen hastaneye gittiklerini, hastaneye varmalarının 5-10 dakika sürmediğini, tanık …’in ise silahla birlikte hastanenin önünde indiğini, ölen …’nın yakın arkadaşı ve uzun yıllara dayanan dostu olup, gerek onunla gerek araçta bulunan diğer arkadaşlarıyla aralarında herhangi bir husumet bulunmadığı gibi olay öncesinde de … içinde herhangi bir tartışma yaşanmadığını, olayın tamamen kaza olduğunu beyanla üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
5. Aracın arka yolcu koltuğunda oturanlardan;
a) Tanık …, ölen …’nın ölümüne neden olan silahı alacağına karşılık üç ay kadar önce bir ustadan aldığını, tanık …’ın sakladığı yerden silah alıp araca bindiklerinde, tabancanın şarjörünü çıkartıp, içindeki mermileri avucuna boşalttığını, 7 mermi olması gerekirken 5 mermi olduğunu görünce tanık …’a “İki mermiyi siz mi sıktınız?” diye kızdığını, tanık …’ın ise “Ben bilmiyorum.” dediğini, bu esnada mekanizmayı çekmediğini ve silahın ağzında mermi olup olmadığını kontrol etmediğini, ardından ölen …’nın, “Birader siz sinirli adamlarsınız, tartışıp fevri davranırsınız, başınıza … açmayın, silahı sen bana ver.” demesi üzerine silahı kabzasından tutarak öne uzattığını, silah alındığı sırada “Boş mu?” diye sorulduğunu, tanık …’la konuştuğundan silahı o an sanık …’ın mı ölen …’nın mı aldığını fark edemediğini ve silah alınırken patladığını, yaralanan …’yı aracın arka koltuğuna alıp tanık …’i tabanca ile birlikte indirdikten sonra hastaneye geçtiklerini, gerek ölenle gerek araçta bulunan diğer arkadaşlarıyla aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, olayın tamamen kaza olduğunu,
b) Tanık …, 22.09.2021 tarihinde gece saat 00.01 sıralarında sanık … ile birlikte ölen …’nın daveti üzerine gezmek için beraber araca bindiklerini, tanık …’ın sakladığı yerden tabancayı almak için gittikleri yerde tanık … ile tanık …’in araçtan indiklerini, tanık …’in belinde silahla gelip sağ arka koltuğa oturduğunu, şarjörü çıkartıp mermileri saydığını, o esnada sanık …’ın “Silahı ver, bakayım.” diye konuştuğunu, ölen …’nın da “Ver, kaza çıkmasın.” dediğini, sanık …’ın silahın boş olup olmadığı sorusunu, tanık …’in “Boş.” diye yanıtladığını, arka tarafa iki el uzandığını, hatırladığı kadarıyla silahı sanık …’ın aldığını, sanık …’ın arkadan silahı alır almaz silahın patladığını, arabayı durdurduklarını, hastane karşısında silahı eline tutuşturup kendisini araçtan indirdiklerini, ne yapacağını bilemeyip önce silahı aldıkları yere gidip sakladığını, yaya olarak hastaneye geçtiğini, kolluk görevlilerince olayın nasıl olduğu yönünde beyanına başvurulduğunda da bildiklerini anlatıp silahın yerini gösterdiğini, o gün araçta kavga olmadığını ve tartışma yaşanmadığını,
c) Tanık …, 21.09.2021 tarihinde gece saat 22.30 sıralarında tanık Şafak tarafından kendisine verilen silahı bekçilerden kaçarak bir aracın altına sakladığını, gece saat 01.00 sıralarında, evinin yakınında araca binip silahı sakladıkları yere gittiklerini, tanık …’in silahı saklanan yerden alıp araca bindiklerinde şarjörü çıkartarak içindeki mermileri boşalttıktan sonra, “Bunun içinde 7 tane mermi vardı, ikisini sıktınız mı?” diye çıkıştığını, tabancayla hiç ateş etmediğini ve eksik mermilerin nerede olduğunu bilmediğini söylediğini, o sırada ölen …’nın silahı istediğini ve “Öne koyalım.” dediğini, tanık …’in ortadan tabancıyı verdiğini, tabancanın sanık …’ın elinde patladığını, ölen …’nın “Vuruldum!” dediğini, onu hastaneye götürdüklerini, tabancanın hastaneye varmadan önce tanık …’e verildiğini ve onun araçtan indiğini, araba içerisinde herhangi bir tartışma yaşanmadığını,
İfade etmişlerdir.
6. İddia, savunma ve aracın arka yolcu koltuğunda oturan tanıkların anlatımları kapsamında, olay ile ilgili olarak Şafak, …, Ersin, Seher, İnan, … B. ve Muhammed Faruk da tanık olarak dinlenilmiş, soruşturma evresinde bilgi veren sıfatıyla ifadesi alınan ve duruşmada hazır edilemeyen Buket’in ise tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçilmiştir.
7. Dosyada mevcut belgelerden;
a) Kolluk görevlilerince düzenlenen 22.09.2021 tarihli tutanakta, olaydan sonra tanık … tarafından park halindeki bir aracın tekerinin yanına bırakıldığı belirtilen siyah renkli tabancanın tarif edilen yerde bulunduğu,
b) 22.09.2021 tarihli olay yeri inceleme raporunda, olayın meydana geldiği otomobilin sağ ön koltuk önünde paspas üzerinde bir adet tabanca fişeği bulunduğu, arka koltuk sağ tarafta paspas üzerinde bir adet kovan bulunduğu,
c) … Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen 23.09.2021 tarihli uzmanlık raporunda, tabanca üzerindeki tasnife elverişli olan ve şarjör kısmından elde edilen 1 adet parmak izinin tanık …’in sol el orta parmak izi ile aynı olduğu, olayın meydana geldiği otomobilde yer alan parmak izlerinin sanık … ile tanıklar …, …, … ve …’a ait olduğu,
d) … Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 19.10.2021 tarihli uzmanlık raporunda, sanık … ile tanıklar …, … ve …’dan alınan svaplar üzerinde atış artıklarına rastlanmadığı, ölenin sağ eli ile olayın meydana geldiği otomobilin iç ön göğüs, sol ön kapı tavan, arka koltuk üzeri tavan, sağ ön kapı iç yüzey ve direksiyon bölgelerinden alınan svaplar üzerinde atış artıklarının bulunduğu, ölenin vücudunda bulunan kurşun giriş deliği etrafında atış artıklarına rastlanmamasından dolayı atış mesafesi tayinine yönelik görüş bildirmenin mümkün olmadığı,
e) … Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 01.11.2021 tarihli uzmanlık raporunda, olayda kullanılan ve esasında ses – gaz fişeği atan bir tabanca iken sonradan yivli – setli bir namlu monte edilerek 7.65 mm x 17 mm çap ve tipinde fişekleri atar hâle getirilmiş yarı otomatik tabancanın atışına engel herhangi bir mekanik arızasının bulunmadığı, deneme ve mukayese atışlarında çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı, tabancanın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olduğu, otomobilde ele geçen bir adet boş kovanın ve ölenin bedeninden çıkarılan bir adet 7.65 mm çapındaki mermi çekirdeğinin suçta kullanıldığı belirtilen tabanca ile atıldığı,
f) … Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 21.03.2022 tarihli uzmanlık raporunda, atışa engel mekanik bir arızası bulunmayan tabancada mandal emniyet sisteminin mevcut olduğu, emniyet mandalı sabitleme piminin mevcut olmadığı, ancak bu durumun emniyet sisteminin çalışmasına engel teşkil etmediği, emniyet sisteminin sağlam ve çalışır durumda olduğu, emniyet mandalı açık veya kapalı konumdayken tetiğe herhangi bir baskı yapmaksızın temas, düşme veya çarpma gibi sebeplerden dolayı kendiliğinden fişek yatağında bulunan fişeği patlatmadığı, söz konusu tabancanın tetiğinin, horoz kurulu durumda iken düşürmesi için gerekli olan kuvvetin ortalama 3157 gr olarak ölçüldüğü,
g) 29.12.2021 tarihli inceleme raporlarında, sanık …, tanıklar …, …, … ile ölen …’ya ait telefonların içeriğinde yapılan araştırma neticesinde ölüm olayıyla ilgili delil teşkil edecek herhangi bir bilgi bulunmadığı,
Şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
8. Ölen … ile ilgili olarak;
a) 22.09.2021 tarihli ölü muayene tutanağında; cesedin dış muayenesinde, göbek deliğinin 8,5 cm sağ tarafında ve 1 cm aşağısında 0,6×0,6 cm boyutunda çevresinde abrazyon halkası bulunan, is – yanık – barut kakması bulunmayan ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası olduğunun tespit edildiği,
b) Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 22.09.2021 tarihli ön otopsi raporunda; “…Dış muayenede 1 numaralı lezyon olarak tanımlanan ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarasını oluşturan mermi çekirdeğinin batın sağ ön tarafından batın boşluğuna girdiği, sağdan sola ve önden arkaya seyirli olduğu, ince bağırsaklarda ve abdominal aortada yaralanmaya, batın içi kanamaya, L4 vertebrada ve sol iliyak kemikte kırıklara neden olduğu, vücut içerisinde sol lomber bölgede (belin sol arka tarafında) cilt altı yumuşak doku içerisinde kaldığı anlaşılmıştır…” açıklamalarının ardından, sonuç olarak kişinin vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası olduğu, kişinin vücuduna toplamda bir adet atışın isabet ettiği, dış muayenede bir numaralı lezyon olarak tanımlanan giriş yarasını oluşturan atışın tek başına öldürücü nitelikte olduğu ve giysili bölgeye isabet etmiş olması nedeniyle kesin atış mesafesi tayini yapılamadığı, kişinin ölümünün “Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı L4 vertebra ve sol iliyak kemik kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması (ince bağırsak), büyük damar yaralanması (abdominal aorta), batın içi kanama ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu düşünülmekle birlikte, kesin ölüm sebebini belirtir ayrıntılı otopsi raporunun toksikolojik inceleme sonuçları ile birlikte düzenlenmesinin uygun olacağı” şeklinde kanaat belirtildiği,
c) Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 06.10.2021 tarihli ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Kimya İhtisas Dairesi … Toksikoloji Şubesinin 12.01.2022 tarihli raporlarının dosyaya eklendiği,
Görülmüştür.
9. İlk Derece Mahkemesince, kasten hareket ettiğine dair delil bulunmayan sanığın, kontrol etmeden eline aldığı tabancayı, hem arka hem ön tarafı kişilerle dolu küçük bir aracın içinde arkadan öne geçirirken namlunun kişilere yönelmesini engellemeye çalışmaması ve elini tetik korkuluğunun dışında bulundurmaması nedeniyle kusurlu olduğu ve bu şekilde tabancının yanlışlıkla da olsa ateş edebileceğini ve ölüme ya da yaralanmaya neden olabileceğini öngörmesi gerektiğinden bilinçli taksirle hareket ettiği kabul edilerek, bir kişinin ölümünden dolayı sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrasında tanımı yapılan taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
10. İlk Derece Mahkemesince, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurulan mahkûmiyet hükmünde, “Suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar, kastın yoğunluğu” biçimindeki gerekçelerle temel ceza alt sınırdan uzaklaşılıp 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmiş, suçun bilinçli taksirle işlenmesinden dolayı bilinçli taksirin yoğunluğu gözetilerek hükmolunan cezada 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca (1/2) oranında artırım yapılıp, sonuç ceza 7 yıl 6 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler 5237 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanığa hükmolunan hapis cezasından indirilmiş, “Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde geçmiş sabıkaları gözetilerek takdiren hakkında mahkememizce olumlu kanaat hasıl olmadığından” biçimindeki gerekçelerle 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri indirim nedenleri” başlıklı 62 nci maddesi uygulanmamış, hükmedilen sonuç ceza gözetildiğinde, diğer kişiselleştirme kurumları olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme ve hapis cezasının adlî para cezası seçenek yaptırımına ya da diğer seçenek tedbirlere çevrilmesi hükümlerinin yasal engelden dolayı uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır.
11. Sanığın, adlî sicil kaydı ve resmî nüfus kayıt örneği dava dosyasında mevcut olup, olay tarihinde 26 yaşını doldurduğu ve kasten yaralama ile hırsızlık suçlarının yanı sıra 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçtan dolayı da cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
12. Katılan …’in, Avukat Ü.R. ile G.Ş. yi vekil olarak tayin ettiğine ilişkin … 3. Noterliğinin 11.02.2022 tarihli vekâletnamesi dosyaya sunulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği; ancak vekili bulunan katılan …’le beraber kendisini vekille temsil ettirmeyen katılan … lehine de vekâlet ücreti hükmedilmesi, ayrıca, suçun taksirle işlendiği kabul edilmesine rağmen kasten işlenen suçlarda uygulanması mümkün olan 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği ruhsatsız yarı otomatik tabanca ve şarjörü ile 1 adet mermi çekirdeği ve 1 adet av fişeğinin müsaderesine karar verilmesi biçiminde tespit edilen hukuka aykırılıkların düzeltildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğnamedeki Suç Vasfına İlişkin Görüş Yönünden
1. Gerek öğreti gerek yerleşmiş yargısal kararlarda yer alan kabullere göre gerçekleşmesi muhakkak görünen neticenin sanık tarafından bilinmesi ve istenmesi hâlinde doğrudan kasıt, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kasıt, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği durumda bilinçli taksir, öngörülebilir neticenin özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması nedeniyle öngörülmediği hâllerde ise basit taksir söz konusu olacaktır.
2. Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde; sanık ile ölenin arkadaş olup aralarında önceye dayalı herhangi bir husumetin bulunmadığı, olay esnasında da aralarında ağız münakaşası, darp cebir gibi anlık bir kavga ve buna bağlı silah kullanmayı gerektirir herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığı, otomobilin sağ ön yolcu koltuğunda oturan sanığın, aracın sağ arka yolcu koltuğunda oturan tanık …’den tabancayı aldığı esnada tabancanın birden patladığı yönündeki savunmasının aksine, sürücü koltuğunda oturan öleni hedef alıp onun yaşamsal organlarının bulunduğu vücut bölgesine kasten ateş ettiğini ispatlar nitelikte bir delilin de bulunmadığı; ancak daha önce ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan mahkûm olan ve tabancaların çalışma sistemini bilen sanığın, tanık …’e ait ve onun tarafından araca getirilip, şarjörü çıkarılarak, kurcalanan silahta, toplam mermi sayısının olması gerekenden eksik olduğuna dair konuşmalar da geçmesine rağmen tabancanın şarjörü çıkarılmış olsa dahi namlusunun içinde mermi olabileceğini bilebilecek durumda olması ve tabancanın boş ve kurulu olup olmadığından emin olmaması karşısında, tabancayı, hem arka hem ön tarafı kişilerle dolu … içerisinde dar bir ortamda arkadan öne geçirdiği esnada, tabancanın namlusunun kişilere yönelmesi ve elini tetik korkuluğunun dışında bulundurmaması hâlinde tabancanın kazara da olsa ateş alabileceğini ve yaralama ya da ölüme neden olabileceğini öngörmesi gerektiği hâlde tabancada mermi olmadığına güvendiği, böyle bir zanla objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, sağ arka yolcu koltuğunda oturan tanık …’den silahı almak için aracın orta kısmından sola doğru dönerek silahı tanık …’den alıp önüne doğru döndüğü sırada namlusu sürücü koltuğuna yönelmiş tabancanın tetiğine baskı yapması neticesinde fişek yatağında bulunan fişeğin patlamasına ve mermi çekirdeğinin sürücü koltuğundaki ölen …’nın batın sağ ön tarafından batın boşluğuna girmesi ile adı geçenin hastaneye getirildikten sonra yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak ölümüne neden olduğu, bununla birlikte tabancanın dolu olmadığını düşünen ve olayın hemen ardından hareketine kendiliğinden son verip toplamda bir adet atışın isabet ettiği arkadaşını en yakın hastaneye götüren sanığın, meydana gelen muhtemel sonucu kayıtsız kalarak kabullendiğine dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenle olası kastın uygulanma koşullarının oluşmadığı, gerçekleşmesini istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek şekilde objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayan sanığın bir kişinin ölümüne neden olma eyleminde bilinçli taksirle hareket ettiği; sonuç olarak sanığın eylemine uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Tebliğnamedeki suç vasfına yönelen bozma görüşüne iştirak edilmemiş, hükümde bu nedene dayalı hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının ve Katılan … Vekilinin Temyiz İstemleri Yönünden
1. Gerekçe başlığı altında (A-2) paragrafında yer alan ayrıntılı açıklamalara göre sanığın eylemine uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının ve katılan … vekilinin suç vasfına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde bu nedene dayalı hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Başlangıç ve gelişim süreci ile sonuçları Olay ve Olgular başlığı altında (A-1) paragrafında ayrıntılı olarak açıklanan somut olayda, adlî soruşturmanın ateşli silah yaralanmasından kaynaklanan ölüm iddiasıyla başlaması, dosyada mevcut delillerin bu iddiayı doğrular nitelikte ve birbirleriyle uyumlu olması, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 22.09.2021 tarihli ön otopsi raporunda; ölenin ölümünün “Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı L4 vertebra ve sol iliyak kemik kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması (ince bağırsak), büyük damar yaralanması (abdominal aorta), batın içi kanama ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu düşünülmekle birlikte, kesin ölüm sebebini belirtir ayrıntılı otopsi raporunun toksikolojik inceleme sonuçları ile birlikte düzenlenmesinin uygun olacağı” şeklinde dosyada mevcut diğer delillere uygun kanaat belirtilmesi karşısında, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Kimya İhtisas Dairesi … Toksikoloji Şubesinin 12.01.2022 tarihli raporunun içeriği de dikkate alındığında, otopside hazır bulunan adlî tıp uzmanı tarafından kesin ölüm nedenine ilişkin ayrıntılı otopsi raporu düzenlenmesinin sağlanmaması, hükme etki edecek nitelikte bir eksiklik olarak değerlendirilmediğinden, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulduğuna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiş, hükümde bu nedene dayalı hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2020 tarihli ve 2017/12-833 Esas, 2020/415 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki “failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de gösterilen diğer gerekçelere göre hükme etki edecek nitelikte olmadığı tespit edilen hukuka aykırılığa işaret edilmekle yetinilmiş, eleştiri konusu yapılan bu hususun mahallinde düzeltilmesinin olanaklı olduğu kabul edilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/2390 Esas, 2022/2446 Karar sayılı kararında bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile katılan … vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.03.2023 tarihinde karar verildi.