Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/9805 E. 2023/2132 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9805
KARAR NO : 2023/2132
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ : Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Dairemizce verilen bozma kararı üzerine mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.11.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının 02.02.2010 tarihinde gözaltına alındığı, sorgusunun ardından 06.02.2010 tarihinde rüşvet almak, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından tutuklandığını, 21.09.2010 tarihinde tahliye edildiğini, Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/82 Esas, 2015/57 Karar sayılı ilamı ile rüşvet almak, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmak suçlarından beraat ettiğini, beraat kararının kesinleştiğini, tutuklanmadan önce Ayvalık Halk Bankası Müdürü olarak görev yaptığını, toplumda iyi bir kariyere sahip bir kişi olduğunu, tutuklanmakla işten çıkartıldığını, müvekkilinin halen işsiz olup maddi kayıplarının devam ettiğini, davacının işten çıkartılması ile 7.000,00 TL maaşından mahrum kaldığını, ayrıca 65 yaşına kadar çalışacak iken bu suçlama nedeniyle işten çıkartılması nedeniyle bu gelirden de mahrum kaldığını, işten çıkartılması nedeniyle alması gereken kıdem tazminatından da mahrum kaldığını, davacının haksız olarak tutuklu kaldığı günlerde cezaevinde yaşadığı elem ve ızdırap ile hürriyetinin kısıtlanmasına binaen maruz kaldığı psikolojik depresyonlar sebebi ile manevi zarara uğradığını belirtmiş, bu kapsamda 100.000,00 TL maddi tazminat ile 1.000.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 28.03.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının tazminat isteyemeyecek kişilerden olduğunu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

3. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.06.2016 tarihli ve 2016/14 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 27.146,43 TL maddi, 13.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

4. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.06.2016 tarihli ve 2016/14 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 04.04.2022 tarihli ve 2020/11722 Esas, 2022/2556 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hatalı maddi tazminata hükmedildiği, davacı faiz talep etmemesine rağmen hükmedilen tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği ve hükmedilen manevi tazminat miktarının eksik olduğu gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5.Bozma kararı üzerine Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/85 Esas, 2022/126 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile 20.936,01 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 01.12.2022 tarihli tebliğnamesi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna, davacının tahliye olduktan sonra emekli olana kadar alacağı maaş ile emekli olduktan sonra alacağı maaşların da tazminata dahil edilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. Davalı vekilinin temyiz isteği; davayı takip etmeyen davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Müsnet dava, 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesine ilişkin tazminat davasıdır. Mahkememizce yapılan araştırmalar ve tüm dosya kapsamı ile davacının üzerine atılı rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından 02.02.2010 tarihinde gözaltına alındığı ve 06.02.2010 tarihinde Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/13 sorgu numaralı kararı ile tutuklandığı, müteakiben Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesi’nin 21.09.2010 tarihli kararı ile tahliye edildiği anlaşılmıştır. Davacının üzerine atılı bu suç bakımından Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.09.2010 gün ve 2014/82 Esas-2015/57 karar sayılı ilamı ile beraatine karar verilmiş, bu karar 15.04.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan incelemede tazminat davasının süresinde açıldığı tespit edilmiştir.

Davacının, 02.02.2010-21.09.2010 tarihleri arası 231 gün tutuklu kaldığı, davacının tutuklu kaldığı sürelerin başka bir dava dosyasından mahsup edildiğine veya başkaca açılmış bir tazminat davasının bulunduğuna dair bir bilginin olmadığı, davacının tutuklandığı tarihten önce Halkbankası Gelendost şube müdürü olarak görev yaptığı, tutuklandıktan sonra 06.04.2010 tarihinde iş akdinin feshedildiği görülmüştür …

Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tutuklamadan önce Halk Bankası Gelendost şubesinde müdür olarak görev yapan davacının iş akdinin feshedildiği 06/04/2010 tarihinden tahliye tarihi olan 21/09/2010 tarihine kadar olan süre içerisinde çalışmaya devam etseydi alacağı aylık ve günlük net maaşın tespiti amacıyla Halk Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, Halk Bankası Genel Müdürlüğü’nün 13/06/2022 tarihli yazı cevabında davacının iş akdinin feshedildiği tarih 06/04/2010 tarihi ile tahliye edildiği 21/09/2010 tarihi arasında çalışmaya devam etseydi ödenecek net ücret tutarının 20,936,01 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, davacının maddi tazminat konusundaki davasının kısmen kabulü ile tutuklu kaldığı 02/02/2010-21/09/2010 tarihleri arasındaki kazanç kaybına karşılık olarak 20.936,01 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

Manevi tazminata ilişkin Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereğince, manevi zararın yakalanan veya tutuklanan kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yönelik bulunması, uğranılan manevi zararın tümüyle giderilmesinin imkansız oluşu, bununla birlikte tayin edilecek manevi tazminatın kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacağı, ancak manevi zararın zenginleşme sonucu doğurmayacak adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir miktar olmasına da dikkat edilmesi gerektiği, bu miktar belirlenirken nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği açıktır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi’nin 09.09.2019 Tarihli 2019/1444 E. ve 2019/2614 K.) Bu kriterlere göre somut olay manevi tazminat talebi yönünden değerlendirilmiş olup, davacının manevi tazminat konusundaki davasının kısmen kabulü ile tutuklu kaldığı 02/02/2010-21/09/2010 tarihleri arasındaki tutuklu kaldığı süreye ilişkin manevi zararlarına karşılık olarak takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine … karar vermekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/82 Esas-2015/57 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan 02.02.2010–21.09.2010 tarihleri arasında 231 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 15.04.2015 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve tazminat talep edilebilmesi bakımından kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
1. Davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir manevi tazminat tayin edildiği anlaşılmış ve davacı lehine çalışmaya devam etseydi alacağı maaş üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin bu hususlara ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

2. Davacının tahliye tarihinden sonra çalışsaydı kazanacağı maaş ile emekli olduktan sonra alacağı emekli maaşının maddi tazminat kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde, davacının bu hususlara ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B.Davalı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alındığında, mahkemece davanın kısmen kabul edilmesi üzerine kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinin davacıya ödenmesine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/85 Esas, 2022/126 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.