YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9740
KARAR NO : 2023/2143
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü
Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.03.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında yasadışı silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/398 esas sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, davacının 26.11.2012-04.06.2013 tarihleri arasında haksız tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini, fayans ustası olan ve aylık en az 2.400,00 TL kazancı bulunan davacının maruz kaldığı maddi ve manevi zararın giderilmesini teminen 15.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 25.04.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde yetkili mahkemede açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu ve dava şartlarının gerçekleşmediğini öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.11.2016 tarihli ve 2016/41 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 14.03.2017 tarihli ve 2016/413 Esas, 2017/587 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının duruşmalı olarak yapılan incelemesi neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca davanın yeniden görülmesiyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2021 tarih 2017/27201 sayılı tebliğnamesi ile davalı vekilinin temyiz talebinin kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine, davacı vekilinin temyiz talebi bakımından ise; temyiz taleplerinin esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz istemi; fayans ustası olan günlük kazancı 80,00 TL olan davacının maddi zararın bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiğine ve dolayısıyla maddi tazminatın asgari ücret üzerinden eksik hesaplandığına, hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğuna ilişkindir.
2. Davalı vekilinin temyiz istemi; maddi zararın ispatlanmadığına, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ve vekalet ücretine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “Davacının tutuklu kaldığı süreler için hak edeceği maddi tazminat miktarının hesap edilmesini teminen yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 24/06/2016 tarihli raporda sonuç olarak davacı …’ın hükmolunan ve raporun inceleme bölümünde 26/11/2012-04/06/2013 tarihleri arasında göz altında ve tutuklu kaldığı süreye ilişkin madi kazanç kaybının ve ödenebilecek maddi tazminat tutarının raporun inceleme ve değerlendirme bölümündeki izah edilen gerekçelere göre 4.856,34 TL tutarında maddi tazminat ödenmesi gerektiği görüşü bildirilmiştir. Bu çerçevede; yukarıda değinilen bilgi ve belgeler ile 24/06/2016 tarihli bilirkişi raporu içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olayda, 26/11/2012 tarihinde gözaltına alınan daha sonra TMK 10. madde ile görevli Adana 1 Nolu Hakimliğin 29.11.2012 tarih 2012/19 sayılı kararı ile tutuklanmış olduğu yine TMK 10. madde ile görevli Adana 3 No’lu Hakimliğin 04.06.2013 tarih ve 2013/279 sorgu sayılı kararı ile tahliye edilmiş olduğu ve toplamda 6 ay 8 gün boyunca haksız olarak gözaltında ve tutuklulu kalan davacıya 5271 sayılı CMK’nın 141 ve 142 maddelerinde öngörülen haksız tutuklama koşulları oluştuğundan 4.856,34 TL maddi tazminat ve fazla tutuklu kalmasından dolayı çektiği ceza, acı üzüntünün derecesi, sosyal çevresi ile zedelenen onuru, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre de dikkate alınarak hak ve nesafet kurallarına uygun olarak taktiren 2.500,00 TL manevi tazminat tutarının davalı hazineden alınarak davacıya verilmesi, fazlaya ilişkin talebin de reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak, 4.856,34 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın 29.11.2012 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/398-2016/7 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 26.11.2012 – 04.06.2013 tarihleri arasında 190 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından yapılan yargılama sonucunda davacının her iki suçtan da beraatine hükmedildiği, hükmün 18.01.2016 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanuna tabii olduğu, süresinde açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların gerçekleştiği anlaşılmıştır.
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 41.530,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 4.856,34 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak 4.856,34 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle toplam tazminat miktarı olan 12.856,34 TL’nin 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden,
1.Gelirine yönelik belge sunmayan davacının maddi kaybının tutuklu kaldığı döneme ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanmasında isabetsizlik görülmemiştir.
2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 14.03.2017 tarihli ve 2016/413 Esas, 2017/587 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B-2) bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 14.03.2017 tarihli ve 2016/413 Esas, 2017/587 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.